İstanbul'da meydana gelen olaylarla ilgili, sendikaların yaptığı ortak açıklama şu şekildedir: "1 Mayıs kutlamaları ve 1977'de hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak amacıyla Taksim'de toplanma isteğimizin önemi yadsınamaz. Siyasi iktidarın yasakçı ve antidemokratik tavırlarıyla emek düşmanlığını sürdürmesi, bu önemi ortadan kaldırmamaktadır. Ülkemizin en önemli üç konfederasyonunun Taksim'de kutlama yapma isteği, diğer gösterilerden ve günlerden farklıdır. Emekçiler, toplumsal üretim ve barışın temel taşlarıdır. Ancak hükümet, emekten yana tavır almak yerine bu gerçeği inkar etmektedir.
Tarihsel olarak 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmak istenmesi, ülkemizdeki karanlık dönemlerin bir simgesi haline gelmiştir. Bu nedenle, 2008 1 Mayıs'ının demokratikleşme, barış ve demokrasi dışı girişimlere karşı bir direniş günü olması gerekmektedir. Yaşadığımız siyasi belirsizliklerde, toplumsal barışa bu kadar ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda böyle bir fırsatın değerlendirilmemesi düşündürücüdür.
Taksim ve çevresindeki güvenlik duvarları provokasyonların önüne geçmek için değil, kutlamaları engellemek amacıyla inşa edilmiştir. Devletin farklı bölgelerdeki güvenliği sağlayabilmesine rağmen Taksim'de başaramaması, acziyetin en bariz göstergesidir. Bu yasaklar, antidemokratik ve baskıcı bir tavırın, paranoya dolu bir zihniyetin ürünüdür.
1 Mayıs 2008, hükümetin emek düşmanlığından emekçi düşmanlığına evrilmesi ve medyanın aşırı şiddeti normalleştirmesi sonucu provoke edilmiştir. Basının, yaşananlar karşısında gösterdiği duyarlılık ve çaba takdire şayandır. Vali'nin orantısız güç kullanımı iddialarıyla çelişen görüntüler, açık bir şekilde halkın yanında durmayan bir zihniyeti ortaya koymuştur.
Hukuksal bir kavram olan "orantılı güç" kavramı, polisin aşırı şiddet kullanmasını haklı çıkaramaz. 1 Mayıs sabahı yaşanan saldırılar ve kayıplar, temel insan haklarına yapılmış vahşi bir saldırıdır. AKP hükümetinin demokrasiye olan tavrı, şiddetin meşrulaştırılmasına yol açmıştır.
Bu noktada, AKP iktidarı, vali ve emniyet güçleriyle birlikte suç işlemiş ve demokratik haklarımıza saldırmıştır. Anayasal ve uluslararası haklarımızın çiğnenmesine karşı her platformda mücadele edeceğiz. Provokasyonlara pabuç bırakmayacağız ve adaletin yerini bulması için gereken adımları atacağız. Gücünü halktan alan bir iktidarın karşısında durmaya devam edeceğiz."
Kaynak: [kesk.org.tr](http://www.kesk.org.tr/…t&task=view&id=766&itemid=1)
Tarihsel olarak 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmak istenmesi, ülkemizdeki karanlık dönemlerin bir simgesi haline gelmiştir. Bu nedenle, 2008 1 Mayıs'ının demokratikleşme, barış ve demokrasi dışı girişimlere karşı bir direniş günü olması gerekmektedir. Yaşadığımız siyasi belirsizliklerde, toplumsal barışa bu kadar ihtiyaç duyduğumuz zamanlarda böyle bir fırsatın değerlendirilmemesi düşündürücüdür.
Taksim ve çevresindeki güvenlik duvarları provokasyonların önüne geçmek için değil, kutlamaları engellemek amacıyla inşa edilmiştir. Devletin farklı bölgelerdeki güvenliği sağlayabilmesine rağmen Taksim'de başaramaması, acziyetin en bariz göstergesidir. Bu yasaklar, antidemokratik ve baskıcı bir tavırın, paranoya dolu bir zihniyetin ürünüdür.
1 Mayıs 2008, hükümetin emek düşmanlığından emekçi düşmanlığına evrilmesi ve medyanın aşırı şiddeti normalleştirmesi sonucu provoke edilmiştir. Basının, yaşananlar karşısında gösterdiği duyarlılık ve çaba takdire şayandır. Vali'nin orantısız güç kullanımı iddialarıyla çelişen görüntüler, açık bir şekilde halkın yanında durmayan bir zihniyeti ortaya koymuştur.
Hukuksal bir kavram olan "orantılı güç" kavramı, polisin aşırı şiddet kullanmasını haklı çıkaramaz. 1 Mayıs sabahı yaşanan saldırılar ve kayıplar, temel insan haklarına yapılmış vahşi bir saldırıdır. AKP hükümetinin demokrasiye olan tavrı, şiddetin meşrulaştırılmasına yol açmıştır.
Bu noktada, AKP iktidarı, vali ve emniyet güçleriyle birlikte suç işlemiş ve demokratik haklarımıza saldırmıştır. Anayasal ve uluslararası haklarımızın çiğnenmesine karşı her platformda mücadele edeceğiz. Provokasyonlara pabuç bırakmayacağız ve adaletin yerini bulması için gereken adımları atacağız. Gücünü halktan alan bir iktidarın karşısında durmaya devam edeceğiz."
Kaynak: [kesk.org.tr](http://www.kesk.org.tr/…t&task=view&id=766&itemid=1)