Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç, "Yırtık ayakkabıyla gezerdik, halinize şükredin" başlıklı köşe yazısında, eski Türkiye'yi överken, günümüz gençlerinin lüks ve konfor içinde yaşamasını eleştiriyor. Ardıç, 1 doların 1 milyon 750 bin lira olduğu günleri biliriz diyor ve o dönemde yaşanan ekonomik krizleri, sokaklardaki şiddet olaylarını anlatıyor. O zamanlar etin gramla alındığı, pastırma, muz ve baklavanın lüks olduğu bir ülke olan Türkiye'nin, gençlere cennet gibi göründüğünü ifade ediyor. Yazar, eski Türkiye'de telefon ve televizyonun nadir olduğu, ayakkabıların altına "pençe" yaptırarak giyildiği, okulda kitap, dergi ve gazetelerin yasaklandığı günleri anlatıyor. Ve ekliyor: "Gene öyle olsun da gençler cennet görsünler."
Engin Ardıç'ın köşe yazısı, günümüz gençlerinin konforlu ve rahat yaşamına karşı eski Türkiye'deki zorlukları ve yoksunlukları hatırlatırken, aynı zamanda o dönemin siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklarına da gönderme yapıyor. Yazar, o dönemde yaşanan şiddet olaylarını ve ekonomik krizlerin yıkıcı etkilerini anlatırken, günümüz gençlerine "cennet gibi" görünen o dönemin aslında zorluklar ve yoksunluklarla dolu olduğunu ima ediyor.
Engin Ardıç'ın köşe yazısı, günümüz gençlerinin konforlu ve rahat yaşamına karşı eski Türkiye'deki zorlukları ve yoksunlukları hatırlatırken, aynı zamanda o dönemin siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklarına da gönderme yapıyor. Yazar, o dönemde yaşanan şiddet olaylarını ve ekonomik krizlerin yıkıcı etkilerini anlatırken, günümüz gençlerine "cennet gibi" görünen o dönemin aslında zorluklar ve yoksunluklarla dolu olduğunu ima ediyor.