Başıma gelmiş talihsiz bir olaydır. Kendim dış ticaret alanında özel sektörde çalışan bir insanım. Maaşım 32 bin Türk lirasıdır. Yaşım yirmi dokuzdur. Aile desteği olmadan çalışıp hayatımı idame ettirmeye çalışan biriyim. Evlenmeyi düşünen biri değildim, ancak otuza yaklaşmanın verdiği durum, farklı insanlardan bunalmak ve bir hayat arkadaşım olmasını istediğimden dolayı o dönemde sevdiğim kız arkadaşıma evlenmek teklifi ettim. Kendisi de kabul etti.
Nişan olduktan sonra altın meselesine gelindi. Ben aileden zengin biri değilim. Uzun zamandır yaptığım birikimi ev tutmak, eşya almak, düğün giderleri için kullandım. Bunlardan sonra elimde 80-90 bin lira para kaldı. Benden 104 gram altın istediler ki o gün yaşandığında yaklaşık 230 bin lira paraya tekabül ediliyordu. Bana kızacak insanlar olacaktır 230 bin lira para mı diye. Evet arkadaşlar, gerçekten para değil, ama bir insanda olmadığında 230 bin değil 230 TL bile olmuyor. Ben de bulamadım yani ne yapabilirim? Kartlar, kredi falan elimden gelen her şey zaten yapmıştım. Bu süreçte arabamı dahi satmıştım.
Kendisine şöyle bir teklifte bulundum: "Ben de 80-90 bin lira para var, 104 gram altın aldığımda bu altınlar zaten bizim olmayacak mı? Gel ben sana 50-55 gram altın alayım, bu altınlar sadece senin olsun. Al istersen tepe tepe kullan elimden başka bir şey gelmiyor."
Eski nişanlım da bunu ailesine söylemiş, o zamanlar yeşilçam filmi gibi bir durum olmuş. Kayınçodan tut, kayınvalideye kadar... "Vay benim kızım şöyle", "Vay sen adam değilsin", "Vay sen kadın bile olamazsın", "Vay sen gurursuzsun, haysiyetsizsin". Arkadaşlar, imkansızlığın diğer adı haysiyetsizlik olmuş. Neyse daha sonra ilişkimiz sonlandı. Kısa bir özet: Yapmayın, evleneceğiniz insanı iyi tanıyın, sonra eliniz bir tarafınızda benim gibi kalır hayata küsersiniz.
Şimdi diyecekler olacaktır 100 bini bulan 100 bin daha bulur 104 gram alır. Size hak veriyorum ama olay şöyle benim hiç param yokken ben 100 bini buldum. Yani 100 bini bulan 100 bin daha bulduktan sonra 100 bin daha bulması ne kadar zorsa, benim ilk 100 bine bir 100 bin daha bulmam o kadar zordu. Uzun lafın kısası böyle, saçma sapan olaylar, okuyun geçin dalganızı ben hakettim. Top sizde vurun vurabildiğiniz kadar.
Nişan olduktan sonra altın meselesine gelindi. Ben aileden zengin biri değilim. Uzun zamandır yaptığım birikimi ev tutmak, eşya almak, düğün giderleri için kullandım. Bunlardan sonra elimde 80-90 bin lira para kaldı. Benden 104 gram altın istediler ki o gün yaşandığında yaklaşık 230 bin lira paraya tekabül ediliyordu. Bana kızacak insanlar olacaktır 230 bin lira para mı diye. Evet arkadaşlar, gerçekten para değil, ama bir insanda olmadığında 230 bin değil 230 TL bile olmuyor. Ben de bulamadım yani ne yapabilirim? Kartlar, kredi falan elimden gelen her şey zaten yapmıştım. Bu süreçte arabamı dahi satmıştım.
Kendisine şöyle bir teklifte bulundum: "Ben de 80-90 bin lira para var, 104 gram altın aldığımda bu altınlar zaten bizim olmayacak mı? Gel ben sana 50-55 gram altın alayım, bu altınlar sadece senin olsun. Al istersen tepe tepe kullan elimden başka bir şey gelmiyor."
Eski nişanlım da bunu ailesine söylemiş, o zamanlar yeşilçam filmi gibi bir durum olmuş. Kayınçodan tut, kayınvalideye kadar... "Vay benim kızım şöyle", "Vay sen adam değilsin", "Vay sen kadın bile olamazsın", "Vay sen gurursuzsun, haysiyetsizsin". Arkadaşlar, imkansızlığın diğer adı haysiyetsizlik olmuş. Neyse daha sonra ilişkimiz sonlandı. Kısa bir özet: Yapmayın, evleneceğiniz insanı iyi tanıyın, sonra eliniz bir tarafınızda benim gibi kalır hayata küsersiniz.
Şimdi diyecekler olacaktır 100 bini bulan 100 bin daha bulur 104 gram alır. Size hak veriyorum ama olay şöyle benim hiç param yokken ben 100 bini buldum. Yani 100 bini bulan 100 bin daha bulduktan sonra 100 bin daha bulması ne kadar zorsa, benim ilk 100 bine bir 100 bin daha bulmam o kadar zordu. Uzun lafın kısası böyle, saçma sapan olaylar, okuyun geçin dalganızı ben hakettim. Top sizde vurun vurabildiğiniz kadar.