Sedat Peker'in 14 Haziran 2021'deki tweet'i, aktroller ve siyasi kanatları için bir tokat gibi bir cevap niteliğindedir! İşte o tweet:
"Değerli dostlarım, öğle saatlerinden itibaren kaldığım mekandan yetkililerle beraber ayrıldım. Şu an kaldığım mekana, ailemin yanına geri geldim. Hakkımdaki iddiaların yoğunluğu nedeniyle karşılıklı sohbette bulunduk.
Şahsım hakkında herhangi bir Interpol kararı olmadığı için, tüm herkes gibi ülkelerinde misafir olarak bulunduğumu söylediler. Hakkımda birçok suikast ihbarı olduğunu bana ilettiler, hepimizin bildiği gibi.
Ülkeden ayrılmamda veya ülkede kalmamda herhangi bir sorunun olmadığını da bana ilettiler. Aydınlık Gazetesi'nde yazan sat timlerinin ve MIT timlerinin yaptığı operasyonla yakalandığım asla doğru değildir.
Zaten ben uluslararası hukuka göre aranan bir kişi değilim. Bu sebeple yüce devletimizin bana resmi bir operasyon düzenleyebilmesi de mümkün değildir. Her normal insana davrandıkları gibi bana da kibar bir şekilde davrandılar.
Süslü Sülü, benim ahiretliğim, derin Mehmet, pelikancılar ve diğer zevatın tamamı; bizde söz namus. Eğer ölmez sağ kalırsak, bu hikayeyi tamamlamaktan geri durmayacağız.
Tabi ki bu süre zarfında gereği eğer yapılmazsa, yapmayanlarla ilgili söyleyecek sözlerimiz de elbet olacaktır. Beni sevdiği için dua edenlere, beni sevmediğinden dolayı sadece çocuklarıma ve aileme iyi dilek dileyenlere tüm kalbimle teşekkür ederim.
Bir umuttur yaşamak..."
Sedat Peker'in bu tweet'i, aktrollerin ve siyasi kanatlarının iddialarına agresif bir eleştiri niteliğindedir. Peker, uluslararası hukuka göre aranan bir kişi olmadığını ve devletin kendisine resmi bir operasyon düzenleyemeyeceğini belirterek, iddiaların asılsız olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca, yetkililerle yaptığı sohbetten ve ülkedeki misafir statüsünden bahsetmesi, aktrollerin ve siyasi kanatlarının iddialarını daha da zayıflatmaktadır. Sedat Peker'in bu tweet'i, bir cevap olarak güçlü ve etkileyici bir mesaj vermektedir!
"Değerli dostlarım, öğle saatlerinden itibaren kaldığım mekandan yetkililerle beraber ayrıldım. Şu an kaldığım mekana, ailemin yanına geri geldim. Hakkımdaki iddiaların yoğunluğu nedeniyle karşılıklı sohbette bulunduk.
Şahsım hakkında herhangi bir Interpol kararı olmadığı için, tüm herkes gibi ülkelerinde misafir olarak bulunduğumu söylediler. Hakkımda birçok suikast ihbarı olduğunu bana ilettiler, hepimizin bildiği gibi.
Ülkeden ayrılmamda veya ülkede kalmamda herhangi bir sorunun olmadığını da bana ilettiler. Aydınlık Gazetesi'nde yazan sat timlerinin ve MIT timlerinin yaptığı operasyonla yakalandığım asla doğru değildir.
Zaten ben uluslararası hukuka göre aranan bir kişi değilim. Bu sebeple yüce devletimizin bana resmi bir operasyon düzenleyebilmesi de mümkün değildir. Her normal insana davrandıkları gibi bana da kibar bir şekilde davrandılar.
Süslü Sülü, benim ahiretliğim, derin Mehmet, pelikancılar ve diğer zevatın tamamı; bizde söz namus. Eğer ölmez sağ kalırsak, bu hikayeyi tamamlamaktan geri durmayacağız.
Tabi ki bu süre zarfında gereği eğer yapılmazsa, yapmayanlarla ilgili söyleyecek sözlerimiz de elbet olacaktır. Beni sevdiği için dua edenlere, beni sevmediğinden dolayı sadece çocuklarıma ve aileme iyi dilek dileyenlere tüm kalbimle teşekkür ederim.
Bir umuttur yaşamak..."
Sedat Peker'in bu tweet'i, aktrollerin ve siyasi kanatlarının iddialarına agresif bir eleştiri niteliğindedir. Peker, uluslararası hukuka göre aranan bir kişi olmadığını ve devletin kendisine resmi bir operasyon düzenleyemeyeceğini belirterek, iddiaların asılsız olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca, yetkililerle yaptığı sohbetten ve ülkedeki misafir statüsünden bahsetmesi, aktrollerin ve siyasi kanatlarının iddialarını daha da zayıflatmaktadır. Sedat Peker'in bu tweet'i, bir cevap olarak güçlü ve etkileyici bir mesaj vermektedir!