Sergen hoca, takımın bu seviyelerde neyi yapabileceğini merak ediyordu. Takımı da bu yönde hazırlamaya çalışıyordu. 115 km ve üstü koşabilirsek mücadele edebiliriz demişti. 114.7 km koşmuş takım. Sergen hoca istediğini gördü ve beğendi. Bu maç sıfır puanlık olsa da bundan sonraki maçlar için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sergen hoca bu takımın Avrupa'da bir şeyler yapabileceğine inanmaya başladı. Bu maçın en olumlu tarafı bu oldu. Evet maç içerdeydi ama grubun favorisiyle oynadın. Evet 3 oyuncusu sakattı ama senin de 3 oyuncun sakattı. Evet goller kaçırdılar ama sen de kaçırdın. Nihayetinde mağlup oldun canı sağolsun. Ben bu mücadeleyle en kötü Avrupa liginde iş yapabileceğimizi düşünüyorum. Sergen hoca her ne kadar oraya kalmak istemese de bence bugün fikri değişmiş bile olabilir. Sen 2 konsantrasyon kaybı yaşadın 2 gol yedin. Adamlar 2-3 konsantrasyon kaybı yaşadı gol kaçırdı. Sen konsantreni savunma yaparken kaybettin adamlar hücumda. Şanssızlık burada. Savunmada hatasız oynadılar. Ben de iyi oynadık ama işte 2 uyuma 2 gol getirdi. Maçı izlerken verilen mücadeleden memnundum. Hep aklıma Sergen hoca'nın 115 km üstü koşmalıyız sözü geldi. Bu söz bence şunu ifade ediyor: Hoca takıma bu fizik gücünü yüklemek için uğraşıyor. Yeni birçok transferimiz olduğu ve buna bağlı olarak uyum sorunları da olduğu için takım daha tam olarak oturmamış olabilir fakat bence çok çok daha önemli bir problem var. O da Türkiye ligi, Türk hakemleri ve Türkiye ligindeki rakipler. Fizik gücü antrenmanda ne kadar uygularsan uygula bu gücü maçlarda ortaya koyabilmen lazım. Peki bu mümkün mü? Ligimiz için hayır. Bu maçın hakemi obsesif bir biçimde oyunun akmasını isteyen hakemlerden birisi. Oyunu durdurmayı hiç sevmiyor. Bizim ligimizde bunun yarısı kadar yönetim olsa çok şey değişir idda ediyorum. Anadolu kulüpleri yerden kalkmıyor. Tempo ne kadar yükselse o kadar yerde yatıyorlar. Hakemler de müsaade ediyor buna. Bakın Pjanić bu maçta bi ara sakatlandı ve tedavi için dahi oyunu durdurmadı hakem. Pjanić mecbur kalktı ve oyuna dahil oldu. Ligimizde böyle olduğunu bir anlık düşünsenize. Ben düşünemedim çünkü büyük takımlara karşı oynanan maçta yerde Anadolu kulübünden oyuncu yatarken büyük takım gol atsa anında orda burda kara gece diye hashtagler açılır. Peki istikrarlı bir biçimde hakemler bunu yapsa ne olur? Mecburen eksik kalmamak için oyuncular yerde yatmaktan vazgeçer. Ligimizde fizik kalite yükselir ve en azından fizik olarak Avrupayla boy ölçüşebilir hale bir adım daha yaklaşırız. Ama bence hakemlerimizin de işine geliyor oyunu durdurmak çünkü kondisyonları yok ve oyun durdukça dinleniyorlar. Bir de bizde hakemler sahada ezilen takımı oyuna ortak etmeye çalışıyorlar çok garip biçimde. Sahada ezen bir takım varsa hemen oyunlar durur aleyhe fauller verir ki diğer takım oyuna dönsün. Bunu hele neden yaptıklarını anlamak mümkün değil. Ben sahadaki mücadeleden memnunum. Tecrübesizliğin acısını yaşadık. O da çok normal Şampiyonlar Ligi tecrübe işidir. Önemli olan daimi olarak bu lige çıkabilmek. Türk futbolunun gelişmesini istiyorsak da formaları bir kenara bırakıp her pozisyonda yerden kalkmayan oyuncuları ve buna çanak tutan hakemleri el birliği ile protesto etmemiz gerekir. Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde gelecek 5 maç için umut vadettiği fakat 2-1 yenildiği maçtır.