Maçın ilk yarısında avrupa şampiyonu rakibimizin extra bir şey yapmadan nasıl 20 sayı fark atabildiğini görüp delirdiğimiz maç olmuştur. Olar her zaman oynadıkları, çok iyi oynadıkları oyunu sahada yerine getirirken biz sadece yanlış olan ne varsa onu yaptık. Topu dolaştırma, boş adam bulma, hücum süresini verimli kullanma, pota altından oynamaya çalışmak veya rakip oyuncuların faul sayılarını yükseltmeye çalışmak gibi. Aslında tam olarak ne yapmaya çalıştığımızı bilemiyorum. Tanyeviçin çok iyi bir hoca olduğunu düşünüyorum, hala da öyle ama ilk yarıdaki gidişata erken müdahale ve sık müdahale etmesi gerekebilirdi. Tek eleştirim bu. Oyuncularımız ise ilk ve ikinci yarıdaki performanslarına bakıp takım olarak oynadıklarında çok daha başarılı olduklarını görebilmeleri lazım. Eğer ilk periyodu daha düşük tempoda ve hücümda sayı kazanmaktan çok faul kazanmaya yönelik bir düzende oynasak, rakibin ikinci yarıda sahaya çıkacak beşi kalmayacaktı ki bundan sonraki turlarda karşılaşacağımız rakipler 5-6 oyuncuyla oynamayacaklar. Hani şu maçı şuradan çevirebilseydik "Türkiye Avrupa Şampiyonu Oluştur" yazıp olayı özetleyecektim. Bu takım, iyi bir koç tarafından yönetiliyor, oyuncularımız iyi ve yanlış basketbola sapmadığımız daha da açık ifadesiyle, mümkün mertebe basit oynadığımız sürece bu 12 fark bizim bu turnuvada yediğimiz en büyük fark olarak kalır ve belki de Litvanya ile daha üst turlarda, daha önemli bir maçta birkez daha karşılaşırız.