Paris'in Şanzelize Caddesi'ni çevreleyen at kestanesi ağaçları 1615'te Fransa'nın kralı olan Marie de Medici'nin isteğiyle Osmanlı padişahı 1. Ahmed tarafından Paris'e hediye edilmiş. Hediyeyi getiren kişi Fransız elçisi Busbecque. O dönemde ve halen var olan bir inanışa göre yıldırım at kestanesi ağaçlarına düşmez. Kraliçe bu yüzden bu ağaçları tercih etmiş. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde bu ağaçlar bulunmuyordu, ancak İstanbul her yerde bu ağaçlarla doluydu. Evliya Çelebi'ye göre bir kedi veya sincap İstanbul'un bir ucundan diğer ucuna hiç yere ayak basmadan gidebilirdi. Tabii burada kastedilen İstanbul günümüz sınırlarındaki İstanbul değil. 400 yıl geçmiş olmasına rağmen Paris'in en meşhur caddesi hatta dünyanın en meşhur caddelerinden biri hala bu ağaçların varlığını korumakta. Avrupa'ya bu ağaçları hediye eden İstanbul'un günümüzdeki hali ise ortadadır. 60-70 yıl önce yazılmış romanlarımızda İstanbul betimlenirken sık sık bu ağaçlardan bahsedilmiş. İstanbul tarihçesine dair ansiklopedilerde en çok bu ağaçların adı geçer. Boğaz'ın çevresini kuşatan ormanlardan ve yabanî hayvanlardan bahsedilir. Şimdi bir roman yazsak ve İstanbul'u betimlesek, bu yeşilliklerin tutacağı yer en fazla bir cümledir. Tarihini bu kadar övünüp de tarihine bu kadar saygısızlık eden başka bir millet yoktur herhalde.