Bir Eylül akşamı, Buca'nın tarladan bozma stadyumunda, İzmir Atatürk Stadı'nda oynanmış ya da oynanmaya çalışılmış Ayhan'ın hasbelkader vuruşuyla sonuçlanan golüyle Galatasaray, 1-0'lık bir skorla kazandı. Bu maç için futbol konuşmak isterdim, takımın durumunu, yeni transferlerin takıma uyumunu anlatmak isterdim ama hepsini önemsiz kılan çok önemli bir şey var: zemin. Galatasaray ayağa top yapan, fiziksel güçten ziyade teknik kapasitesiyle fark yaratabilen bir takım. Savunmayı arkasına alan bir futbolcu kendisine gelen topun nerede duracağını tahmin ediyordur. Ancak o kadar kötü bir saha vardı ki, topların yarısından fazlası futbolcuların ayağına gelmedi. Galatasaray'da ileridekiler bu sebeple oldukça etkisizdiler. Baros araya yaptığı koşular dışında top alamayınca varlık gösteremedi. Almanya'nın nizami çimlerinde futbol oynamaya alışmış Misimovic'in adını 2-3 kez duyduk. Kanatlardaki Pino ve Kewell top alamadıkları için doğal olarak bir şeyler yapamadılar. Ayhan ve Mustafa Sarp en az ileridekiler kadar kötüydüler. Özellikle Ayhan gerçekten saçmalamaktan öteye gidemiyordu.
Bucaspor, Bülent Uygun'un klasik oyun anlayışını sahaya yansıtarak vurarak sindirme taktiğiyle çıkmıştı. Uygun'un askerleri de bu görevi layığıyla yerine getiriyordu. Özellikle İbrahim Dağaşan ve Ragıp genellikle arkadan vurarak Galatasaraylı futbolcuların futbol oynamalarını engellediler.
İkinci yarıda Galatasaray biraz daha top yapmaya başladı. Herkesin 0-0 bitmesini beklediği maçta Ayhan Akman çıkıp yaradana sığınıp bir vuruş yaparak direkten içeri göndererek 1-0 öne geçirdi Galatasaray'ı. Aydın yine kurtarıcı olarak oyuna girdi, yanında Cana son dakikalarda skoru korumak amacıyla oyundaydı.
Son dakikalarda Galatasaray'ın korner bayrağına gidip top saklaması izlediğim kahvede yadırgansa da bu zeminde gayet mantıklı geldi bana. Sonuç olarak Galatasaray bu kadar kötü bir sahada 3 puan alarak düzlüğe çıktı. Ayhan'da çok kötü oynadığı bir maçta golü atarak kendisini kurtardı.
Bucaspor, Bülent Uygun'un klasik oyun anlayışını sahaya yansıtarak vurarak sindirme taktiğiyle çıkmıştı. Uygun'un askerleri de bu görevi layığıyla yerine getiriyordu. Özellikle İbrahim Dağaşan ve Ragıp genellikle arkadan vurarak Galatasaraylı futbolcuların futbol oynamalarını engellediler.
İkinci yarıda Galatasaray biraz daha top yapmaya başladı. Herkesin 0-0 bitmesini beklediği maçta Ayhan Akman çıkıp yaradana sığınıp bir vuruş yaparak direkten içeri göndererek 1-0 öne geçirdi Galatasaray'ı. Aydın yine kurtarıcı olarak oyuna girdi, yanında Cana son dakikalarda skoru korumak amacıyla oyundaydı.
Son dakikalarda Galatasaray'ın korner bayrağına gidip top saklaması izlediğim kahvede yadırgansa da bu zeminde gayet mantıklı geldi bana. Sonuç olarak Galatasaray bu kadar kötü bir sahada 3 puan alarak düzlüğe çıktı. Ayhan'da çok kötü oynadığı bir maçta golü atarak kendisini kurtardı.