2008 yılında, 25 yaşımdayken, 2500 lira brüt maaşla bilinen bir fmcg firmasında işe girdim. İşimi sevdim ama o işte bir gelecek olmadığını gördüm. Yöneticiler iyi insanlardı ama parlak, gelecek vaad eden insanlar değillerdi. Yapmış olduğum iş de ERP tarzı bir envanter yönetimi işi idi. Bu işi yaparak hiçbir yere gelinemeyeceğini kısa sürede anladım.
Ailem, etrafımdakiler bilinen uluslararası kurumsal bir firmada dışarıdan prestijli görünen bir iş olduğu için "saçmalama ne güzel işin var" diyorlardı. Sonuçta yöneticiler de benden memnunlardı, çok üzmüyorlardı. O an için para da sorun değildi, ailemin evinde 1-2 sene daha yaşayabilirdim ama dediğim gibi gelecek görmüyordum. Asıl sorun oydu.
İş aramaya başladım. İT alanında işe girmek istiyordum. 6-7 ay boyunca mülakatlara gittim ama sonuç alamıyordum. Geçmek istediğim alanda tecrübem olmaması hep karşıma çıkıyordu. Askerlik problemim de vardı. Sonunda bir yere kabul ettirdim kendimi uzun uğraşlar sonucu. 2010 yılında bir telekom (vendor) firmasında işe girdim. Maaşım 3500 lira brüt oldu. Kurtköy'de şirketin yakın bir sitede 1+1 ev tuttum. Çok çalıştım. İlgili ilgisiz her şeyi öğrenmeye çalıştım. Benden 3 bekleniyorsa ben 5 yaptım. İlk yıl sonunda senior bir pozisyona terfi ettim. Aşağı yukarı aynı işi yapsam da maaşım 4850 lira brüt oldu. Para biriktirmeye de başladım.
Yılın sonunda askerlik geldi çattı. Askerlik sırasında LinkedIn'den birkaç mesaj aldım. Rakip telekom firmasında geçen eski direktörüm beni de oraya almak istiyordu. Bir de bir banka'da IT tarafında direktör olarak geçen ilişkimizin iyi olduğu proje yöneticisi de benle görüşmek istemişti. İkisiyle de görüştüm ve 7.000 lira "net" verirseniz gelirim dedim. Banka verdi. Askerden önce çalıştığım şirketime teşekkür ettim, güzelce vedalaştım. Asker dönüşünde maaş 7 bin olunca kıdem/kullanılmayan izin tazminatlarını peşinat olarak verip kendime 0 BMW 1 serisi aldım.
Üçüncü iş yerim olan bu bankadaki bu pozisyonla birlikte mobil uygulama alanına kaydım. Güzel projeler çıkarttım. Kimsenin arkasından iş çevirmedim, kimseye yalakalık yapmadım. Sadece projelerimi zamanında ve beklenen kalitede teslim ettim. 2013 yazında 1 senenin sonunda, bağlı çalıştığım müdür istifa etti. Şans iste. Daha cok yeni olmama rağmen beni küçük bir yazılım ekibinin müdürü yaptılar. Maaşım 9000 tl "net" oldu. Sanırım en zengin hisettiğim dönemlerde biri buydu.
Kredi çekip kendime bir BMW 1 serisi aldım. Yöneticilikte başta zorlansam da ekibimle çok iyi diyalog kurdum. Ben onların kişisel gelişimleri ve kariyerleri ile çok ilgilendim ve kendilerini üst tarafa gösterebilmelerini sağlayacak fırsatlar verdim. Onlar da sağolsunlar ne istesem, ellerinden gelecek en iyi şekilde yapmaya çalıştılar.
2016 yılında hala aynı bankadaydım fakat artık mobil yazılım ekibi küçük ekip olmaktan çıkmış en büyük ekip haline gelmişti. Sonunda beklenen de oldu ve banka mobil yazılım ekibini departmana çevirme kararı aldı. Kendimi bir anda direktör pozisyonunda buldum. İlk 4 bankadan birinde değildim ama istesem kolaylıkla onlardan birine geçebilirdim. Maaşım net aylık 16 bin tl oldu. 2018’de sıradışı bir teklif alarak büyük bir telekom şirketinin agile/digital dönüşüm işinim başına geçtim. 25 bin tl teklif edildi. Ayrıca Passat aracı veriyorlardi. 36 yaşımdaydım. Enflasyon nedeniyle aldığım zamlar ile 2022’de buradan ayrıldığımda maaşım 50 bin tl’yi geçmişti.
2023 başında ise hepimizin bildiği bir e-commerce firmasında yazılım direktörü olarak göreve başladım. 1 sene olacak yakında. 50 developer 5 yazılım yöneticisi bana raporluyor. Bir o kadar da outsource var bana bağlı ekiplerde çalışan. Maaşım şu an 400 bin tl. Günde 8 saat çalışıyorum. Haftada 1-2 gün evden çalışıyorum. Yani bu maaşı alanın canını alıyorlardır diyorsunuz ya aslında oyle bir durum da yok. 2010-2015 arası eşek gibi çalıştığım dönem haricinde tempom hep normal seviyelerde oldu.
Benim kendi tecrübelerimden çıkarttığım dersler:
* Çalıştığınız alanın potansiyeli yüksek olsun. Büyüyen alanlarda fırsat çok olur. 10 senedir 10 kişinin çalıştığı bir departmanda ne uzar ne kısalırsınız. Oysaki bir departmanın büyüklüğü kısa sürede 2 katına çıkmışsa işte o alan fırsat alanıdır. Ben mobil uygulamalar değil de lojistik alanında çalışsaydım kendimi yaksam bu kadar hızlı yükselemezdim.
* Bir yerde çalışırken, geleceğinin parlak olacağını düşündüğünüz yöneticlere kendinizi ve yeteneklerinizi gösterin. Ayrılsanız da ilişkinizi kopartmayın. Yarın öbür gün her yerde bir kapınız olur. Doğru ata oynamak çok zor değil. Özellikle orta/üst seviye yönetici olduktan sonra iyi bir network altın değerinde oluyor.
* İş seçerken yalnızca şirketin adına, göreve, maaşa değil de yöneticinizin kim olduğuna da bakın. İçi geçmiş, yürüyecek çok yolu olmayan, çalıştığı kuruma karşı çeşitli tavırlar almış bir yöneticinin altında bir yere gelmeniz zorlaşır.
* İşinizi iyi yapın. Ve sonuç odaklı olun. Sadece size söyleneni yapmayın. Size bunun neden söylendiğini düşünün. Beklenen sonucu üretin. Özel sektör sonuçların dünyasıdır. Size verilen işler iyi sonuçlandığı sürece hep el üstünde tutulursunuz.
* İş ahlakınız yüksek olsun. Sözünüze güvenilsin. Düzgün adam olun. Şımarıklık, göt kalkıklığı yapmayın. Ali Cengiz oyunları ile küçük zaferler kazanabilirsiniz ama bu hem sizi yorar hem de uzun dönemde negatife dönme potansiyeli taşır. Yöneticilik yapıyorsanız size bağlı çalışanlara iyi davranın. Win-win ilişkiler kurun. Herkese kendinizi sevdirin demiyorum ama herkesi ciddiye alın, adam yerine koyun. İsterse 3 aylık yeni mezun olsun, isterse stajyer. Birini ciddiye aldığınızı hissettirmek o kadar zor değil.
* Feedback’e açık olun. Eleştiriler karşısında direkt savunmaya geçmeyin. Olumsuzluklarla ilgili etki edemeyeceğiniz üçüncü parti etkenleri (siyasi koşullar, üst yönetim vs) suçlayarak zaman kaybetmeyin. Bu olumsuzluktan nasıl çıkarız ve bu durumu bir daha nasıl yaşamayız ona yorun kafanızı.
Ailem, etrafımdakiler bilinen uluslararası kurumsal bir firmada dışarıdan prestijli görünen bir iş olduğu için "saçmalama ne güzel işin var" diyorlardı. Sonuçta yöneticiler de benden memnunlardı, çok üzmüyorlardı. O an için para da sorun değildi, ailemin evinde 1-2 sene daha yaşayabilirdim ama dediğim gibi gelecek görmüyordum. Asıl sorun oydu.
İş aramaya başladım. İT alanında işe girmek istiyordum. 6-7 ay boyunca mülakatlara gittim ama sonuç alamıyordum. Geçmek istediğim alanda tecrübem olmaması hep karşıma çıkıyordu. Askerlik problemim de vardı. Sonunda bir yere kabul ettirdim kendimi uzun uğraşlar sonucu. 2010 yılında bir telekom (vendor) firmasında işe girdim. Maaşım 3500 lira brüt oldu. Kurtköy'de şirketin yakın bir sitede 1+1 ev tuttum. Çok çalıştım. İlgili ilgisiz her şeyi öğrenmeye çalıştım. Benden 3 bekleniyorsa ben 5 yaptım. İlk yıl sonunda senior bir pozisyona terfi ettim. Aşağı yukarı aynı işi yapsam da maaşım 4850 lira brüt oldu. Para biriktirmeye de başladım.
Yılın sonunda askerlik geldi çattı. Askerlik sırasında LinkedIn'den birkaç mesaj aldım. Rakip telekom firmasında geçen eski direktörüm beni de oraya almak istiyordu. Bir de bir banka'da IT tarafında direktör olarak geçen ilişkimizin iyi olduğu proje yöneticisi de benle görüşmek istemişti. İkisiyle de görüştüm ve 7.000 lira "net" verirseniz gelirim dedim. Banka verdi. Askerden önce çalıştığım şirketime teşekkür ettim, güzelce vedalaştım. Asker dönüşünde maaş 7 bin olunca kıdem/kullanılmayan izin tazminatlarını peşinat olarak verip kendime 0 BMW 1 serisi aldım.
Üçüncü iş yerim olan bu bankadaki bu pozisyonla birlikte mobil uygulama alanına kaydım. Güzel projeler çıkarttım. Kimsenin arkasından iş çevirmedim, kimseye yalakalık yapmadım. Sadece projelerimi zamanında ve beklenen kalitede teslim ettim. 2013 yazında 1 senenin sonunda, bağlı çalıştığım müdür istifa etti. Şans iste. Daha cok yeni olmama rağmen beni küçük bir yazılım ekibinin müdürü yaptılar. Maaşım 9000 tl "net" oldu. Sanırım en zengin hisettiğim dönemlerde biri buydu.
Kredi çekip kendime bir BMW 1 serisi aldım. Yöneticilikte başta zorlansam da ekibimle çok iyi diyalog kurdum. Ben onların kişisel gelişimleri ve kariyerleri ile çok ilgilendim ve kendilerini üst tarafa gösterebilmelerini sağlayacak fırsatlar verdim. Onlar da sağolsunlar ne istesem, ellerinden gelecek en iyi şekilde yapmaya çalıştılar.
2016 yılında hala aynı bankadaydım fakat artık mobil yazılım ekibi küçük ekip olmaktan çıkmış en büyük ekip haline gelmişti. Sonunda beklenen de oldu ve banka mobil yazılım ekibini departmana çevirme kararı aldı. Kendimi bir anda direktör pozisyonunda buldum. İlk 4 bankadan birinde değildim ama istesem kolaylıkla onlardan birine geçebilirdim. Maaşım net aylık 16 bin tl oldu. 2018’de sıradışı bir teklif alarak büyük bir telekom şirketinin agile/digital dönüşüm işinim başına geçtim. 25 bin tl teklif edildi. Ayrıca Passat aracı veriyorlardi. 36 yaşımdaydım. Enflasyon nedeniyle aldığım zamlar ile 2022’de buradan ayrıldığımda maaşım 50 bin tl’yi geçmişti.
2023 başında ise hepimizin bildiği bir e-commerce firmasında yazılım direktörü olarak göreve başladım. 1 sene olacak yakında. 50 developer 5 yazılım yöneticisi bana raporluyor. Bir o kadar da outsource var bana bağlı ekiplerde çalışan. Maaşım şu an 400 bin tl. Günde 8 saat çalışıyorum. Haftada 1-2 gün evden çalışıyorum. Yani bu maaşı alanın canını alıyorlardır diyorsunuz ya aslında oyle bir durum da yok. 2010-2015 arası eşek gibi çalıştığım dönem haricinde tempom hep normal seviyelerde oldu.
Benim kendi tecrübelerimden çıkarttığım dersler:
* Çalıştığınız alanın potansiyeli yüksek olsun. Büyüyen alanlarda fırsat çok olur. 10 senedir 10 kişinin çalıştığı bir departmanda ne uzar ne kısalırsınız. Oysaki bir departmanın büyüklüğü kısa sürede 2 katına çıkmışsa işte o alan fırsat alanıdır. Ben mobil uygulamalar değil de lojistik alanında çalışsaydım kendimi yaksam bu kadar hızlı yükselemezdim.
* Bir yerde çalışırken, geleceğinin parlak olacağını düşündüğünüz yöneticlere kendinizi ve yeteneklerinizi gösterin. Ayrılsanız da ilişkinizi kopartmayın. Yarın öbür gün her yerde bir kapınız olur. Doğru ata oynamak çok zor değil. Özellikle orta/üst seviye yönetici olduktan sonra iyi bir network altın değerinde oluyor.
* İş seçerken yalnızca şirketin adına, göreve, maaşa değil de yöneticinizin kim olduğuna da bakın. İçi geçmiş, yürüyecek çok yolu olmayan, çalıştığı kuruma karşı çeşitli tavırlar almış bir yöneticinin altında bir yere gelmeniz zorlaşır.
* İşinizi iyi yapın. Ve sonuç odaklı olun. Sadece size söyleneni yapmayın. Size bunun neden söylendiğini düşünün. Beklenen sonucu üretin. Özel sektör sonuçların dünyasıdır. Size verilen işler iyi sonuçlandığı sürece hep el üstünde tutulursunuz.
* İş ahlakınız yüksek olsun. Sözünüze güvenilsin. Düzgün adam olun. Şımarıklık, göt kalkıklığı yapmayın. Ali Cengiz oyunları ile küçük zaferler kazanabilirsiniz ama bu hem sizi yorar hem de uzun dönemde negatife dönme potansiyeli taşır. Yöneticilik yapıyorsanız size bağlı çalışanlara iyi davranın. Win-win ilişkiler kurun. Herkese kendinizi sevdirin demiyorum ama herkesi ciddiye alın, adam yerine koyun. İsterse 3 aylık yeni mezun olsun, isterse stajyer. Birini ciddiye aldığınızı hissettirmek o kadar zor değil.
* Feedback’e açık olun. Eleştiriler karşısında direkt savunmaya geçmeyin. Olumsuzluklarla ilgili etki edemeyeceğiniz üçüncü parti etkenleri (siyasi koşullar, üst yönetim vs) suçlayarak zaman kaybetmeyin. Bu olumsuzluktan nasıl çıkarız ve bu durumu bir daha nasıl yaşamayız ona yorun kafanızı.
