27 Haziran 2008'de İstanbul'da düzenlenen Travis konseri, uzun süredir beklediğim anlardan biriydi. Grup, konser başlamadan önce bile herkesin dakikalarca beklediği bir grup olarak tanımlandı. Gecikmiş olsalar da sahneye çıkmaları gerçekten heyecan vericiydi. Yürüyerek gelmeleri hakkında söylenenlerin aksine, sahneye çıkışları oldukça enerjik ve samimiydi. Grubun sahnedeki performansı, benim hayatımda deneyimlediğim en etkileyici ve eğlenceli performanslardan biriydi. Şimdiye kadar gördüğüm diğer grupların arasında Travis'in sahne şovu ve etkileşimi gerçekten öne çıkıyor. Belki Travis hayranlığımdan, belki de müzik zevkime olan düşkünlüğümden dolayıdır, ama bu konser benim için unutulmaz bir deneyimdi.
Grubun canlı performansları, seyirciyle kurdukları iletişim ve en yeni albümleri olan "Ode to J Smith" adlı şarkıyı dünya prömiyeri olarak seslendirmeleri kesinlikle unutulmazdı. Sahneye kravatlarını fırlatıp, daha sonra bis için tekrar dönüp ilkokul korosu eşliğinde "Flowers in the Window" şarkısını akustik olarak seslendirmeleri, benim için ayrı bir keyifti. Bunun yanı sıra, benim favori şarkıları arasında olan "Slide Show"u seslendirmeleri ve sonunda bonus parça ile konseri tamamlamaları da ayrıca vurgulanması gereken detaylardı. Ayakları inanılmaz ağrıdığı için ayak masajı yapacak yetenekli kişileri sahne arkasına davet etmeleri ise ayrı bir sempatiklik örneğiydi.
Bu konseri unutmayacağım, çünkü Travis'i uzun süredir beklediğim bir konserdi ve onları canlı görmek gerçekten gurur vericiydi. Şimdi sırada Coldplay ve Silverchair konserleri var, onları da dinledikten sonra mutlu ve memnun bir şekilde etrafımda olmak istiyorum. Bu konser benim için unutulmaz bir deneyimdi ve Travis'i artık her zaman "mustafa olarak hatırlayacağım" unvanını hak ediyor.
Grubun canlı performansları, seyirciyle kurdukları iletişim ve en yeni albümleri olan "Ode to J Smith" adlı şarkıyı dünya prömiyeri olarak seslendirmeleri kesinlikle unutulmazdı. Sahneye kravatlarını fırlatıp, daha sonra bis için tekrar dönüp ilkokul korosu eşliğinde "Flowers in the Window" şarkısını akustik olarak seslendirmeleri, benim için ayrı bir keyifti. Bunun yanı sıra, benim favori şarkıları arasında olan "Slide Show"u seslendirmeleri ve sonunda bonus parça ile konseri tamamlamaları da ayrıca vurgulanması gereken detaylardı. Ayakları inanılmaz ağrıdığı için ayak masajı yapacak yetenekli kişileri sahne arkasına davet etmeleri ise ayrı bir sempatiklik örneğiydi.
Bu konseri unutmayacağım, çünkü Travis'i uzun süredir beklediğim bir konserdi ve onları canlı görmek gerçekten gurur vericiydi. Şimdi sırada Coldplay ve Silverchair konserleri var, onları da dinledikten sonra mutlu ve memnun bir şekilde etrafımda olmak istiyorum. Bu konser benim için unutulmaz bir deneyimdi ve Travis'i artık her zaman "mustafa olarak hatırlayacağım" unvanını hak ediyor.
