Başlık: İş Dünyasındaki "35 Yaş" Önyargısı ve Sürdürülebilirlik Sorunu
İçerik:
İş dünyasında yaygın olarak görülen bir önyargı ve adaletsizlik örneği, 35 yaş kriteridir. İşverenler, birçok ilanda 35 yaşını aşan adayları dışlayarak, bu yaştaki insanları iş bulma konusunda zorlu bir duruma sokmaktadır. Bu durum, özellikle emeklilik yaşının 58 veya 60 olduğu ülkelerde sürdürülebilir değildir.
Örneğin, geçtiğimiz günlerde bir kamu kurumunun ilanı dikkatleri çekti. İlan, 4 yıllık fakülte mezunu bir pozisyon için 35 yaşını aşmayan ve 10 yıl deneyimli personel aramaktaydı. Bu durum, adeta bir çelişki ve tuzağa dönüştürülmüş hale geliyor. Genç mezunların, iş deneyimi kazanmak için yıllar harcaması beklenirken, aynı zamanda 35 yaş sınırına takılmamak için yarışa girmeleri gerekmektedir. "El insaf!" diyerek bu çarkın içinde ezilenlerin sesi duyulmalıdır.
Bu sistemde bir çelişki daha var: İşverenler 35 yaşın üzerindeki kişileri deneyimsizlik nedeniyle dışlarken, bu yaş grubundaki insanlar da iş seçerken son derece seçici olabiliyor. Böylece bir "iş bulamama döngüsü" oluşuyor. Bu durum, özellikle günümüz dünyasında 35-50 yaş aralığındaki kişilerin genç sayıldığı göz önüne alındığında adeta bir adaletsizlik haline geliyor.
Bu önyargı düzeni, bir an önce yıkılmalıdır. İşverenler, deneyim ve becerilere odaklanmalı, yaş kriterini esnetmeli ve adil bir seçim süreci oluşturmalıdır. Aynı zamanda, toplumda da bu konuya dikkat çekilmeli ve 35 yaş üzerindeki kişilerin iş bulma konusunda desteklenmesi sağlanmalıdır. Bir gün hepimizin işe ihtiyacı olabilir ve bu önyargı çemberinde ezilmemiz gerekmez.
Bu içerik, 35 yaş kriteriyle mücadele eden ve adil bir iş dünyası isteyen herkesin sesini yansıtmaktadır. Bu soruna dikkat çekmek ve değişim yaratmak için hep birlikte hareket etmeliyiz.
İçerik:
İş dünyasında yaygın olarak görülen bir önyargı ve adaletsizlik örneği, 35 yaş kriteridir. İşverenler, birçok ilanda 35 yaşını aşan adayları dışlayarak, bu yaştaki insanları iş bulma konusunda zorlu bir duruma sokmaktadır. Bu durum, özellikle emeklilik yaşının 58 veya 60 olduğu ülkelerde sürdürülebilir değildir.
Örneğin, geçtiğimiz günlerde bir kamu kurumunun ilanı dikkatleri çekti. İlan, 4 yıllık fakülte mezunu bir pozisyon için 35 yaşını aşmayan ve 10 yıl deneyimli personel aramaktaydı. Bu durum, adeta bir çelişki ve tuzağa dönüştürülmüş hale geliyor. Genç mezunların, iş deneyimi kazanmak için yıllar harcaması beklenirken, aynı zamanda 35 yaş sınırına takılmamak için yarışa girmeleri gerekmektedir. "El insaf!" diyerek bu çarkın içinde ezilenlerin sesi duyulmalıdır.
Bu sistemde bir çelişki daha var: İşverenler 35 yaşın üzerindeki kişileri deneyimsizlik nedeniyle dışlarken, bu yaş grubundaki insanlar da iş seçerken son derece seçici olabiliyor. Böylece bir "iş bulamama döngüsü" oluşuyor. Bu durum, özellikle günümüz dünyasında 35-50 yaş aralığındaki kişilerin genç sayıldığı göz önüne alındığında adeta bir adaletsizlik haline geliyor.
Bu önyargı düzeni, bir an önce yıkılmalıdır. İşverenler, deneyim ve becerilere odaklanmalı, yaş kriterini esnetmeli ve adil bir seçim süreci oluşturmalıdır. Aynı zamanda, toplumda da bu konuya dikkat çekilmeli ve 35 yaş üzerindeki kişilerin iş bulma konusunda desteklenmesi sağlanmalıdır. Bir gün hepimizin işe ihtiyacı olabilir ve bu önyargı çemberinde ezilmemiz gerekmez.
Bu içerik, 35 yaş kriteriyle mücadele eden ve adil bir iş dünyası isteyen herkesin sesini yansıtmaktadır. Bu soruna dikkat çekmek ve değişim yaratmak için hep birlikte hareket etmeliyiz.