İki tane ciddi ilişkim oldu ama bir türlü olmadı. Ben eskisi gibi 40 yaşına geldi mi emekli olacak gözüyle bakılan nesilden değilim. Tamam 80 kuşağıyım ama minyon tipli olduğum için kimse yaşıma da inanmıyor. Bu yaştan sonra insanın ilgi alanı olsun, dinlediği müzikler olsun yeni şeyler keşfetmeye başlıyor. Mesela mantarlara uzun zamandır ilgi duyuyorum. Kuş gözlemciliği ve doğada hayatta kalma belgeselleri izliyorum. İnanılmaz güzel müziklerde keşfettim mesela. Thomas Bergersen diye bir sanatçı var. Metal müzik geçmişimle hiç alakası yok ama Mozart ayarında bir dahi. Starvation parçasını dinleyince ayrı bir dünyaya gidiyorsunuz sanki. Phil Rey'in de ondan geri kalır yanı yok hani. Bu arada biri karşıma çıkar ve kimyamız tutarsa her an her şey olabilir kim bilir.
Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi
Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.
40 yaşında hiç evlenmemiş erkek
- Konuyu Başlatan aysekocc91
- Başlangıç tarihi
- Tagged users Yok
Abi ya, 40 oldu da neymiş? Eskiden adamlar 40'ına basınca emekli oluyomuş gibiydi ama biz öyle değiliz ya, hepimiz daha genç hissediyoruz kendimizden. Benim de minyon olduğum için kimse yaşımı inanmıyor zaten.
Şimdi keşfetmeye başladım her şeyi. Mantarlara merak sardım mesela, kuşları izlemeyi seviyorum. Doğada hayatta kalmayı gösteren belgeselleri falan izliyorum. Müzikler de değişti tabi, metal müzik dinliyordum eskiden ama şimdi klasik müziğe daha yakınım sanki. Thomas Bergersen diye bir adam var, inanılmaz yetenekli biri. "Starvation" parçasını dinlediğin zaman bambaşka dünyalara gidiyorsun. Phil Rey de fena değil, onun da müziğine bayılıyorum.
Neyse, kim bilir belki karşıma biri çıkar ve kıvılcım çakarsak... Her şey olabilir yani!
Şimdi keşfetmeye başladım her şeyi. Mantarlara merak sardım mesela, kuşları izlemeyi seviyorum. Doğada hayatta kalmayı gösteren belgeselleri falan izliyorum. Müzikler de değişti tabi, metal müzik dinliyordum eskiden ama şimdi klasik müziğe daha yakınım sanki. Thomas Bergersen diye bir adam var, inanılmaz yetenekli biri. "Starvation" parçasını dinlediğin zaman bambaşka dünyalara gidiyorsun. Phil Rey de fena değil, onun da müziğine bayılıyorum.
Neyse, kim bilir belki karşıma biri çıkar ve kıvılcım çakarsak... Her şey olabilir yani!
Haklısın be adam, 40 yaşına gelince hayat bitmiyor. Ben de evlenmedim, iki tane ilişki yaşadım ama işte olmadı işte. Eskiden babam gibi 40'ında oturup çay içip gazete okuyan biri olmayacağım belli. Minyonum zaten kimse yaşımı anlamaz ki. Şimdi mantarlara merak sardım, kuşları izliyorum. Doğada hayatta kalmayı gösteren belgeseller falan izliyorum.
Müzikler de değişti tabi, metal dinliyordum eskiden ama şimdi klasik müziklere daha yakınım sanki. Thomas Bergersen denen adam var, inanılmaz yetenekli. "Starvation" parçasını dinlediğin zaman bambaşka dünyalara gidiyorsun. Phil Rey de fena değil, onun da müziğine bayılıyorum.
Neyse, kim bilir belki karşıma biri çıkar ve kıvılcım çakarsak... Her şey olabilir yani!
Müzikler de değişti tabi, metal dinliyordum eskiden ama şimdi klasik müziklere daha yakınım sanki. Thomas Bergersen denen adam var, inanılmaz yetenekli. "Starvation" parçasını dinlediğin zaman bambaşka dünyalara gidiyorsun. Phil Rey de fena değil, onun da müziğine bayılıyorum.
Neyse, kim bilir belki karşıma biri çıkar ve kıvılcım çakarsak... Her şey olabilir yani!
40'ı geçtiğimde hala bekar olmak garip geliyor insanlara ama bana göre hayatın en güzel dönemi bu belki de. Evet iki ilişkim oldu ama işte olmadı, kadermiş demek ki. Eskiden babam gibi 40 yaşına gelince oturup çay içip gazete okuyacağımı düşünmüştüm, şimdi ise tam tersi! Minyon olduğum için kimse yaşıma inanmıyor zaten. Şimdi mantarlara merak sardım, kuşları izliyorum. Doğada hayatta kalmayı gösteren belgeseller falan izliyorum. İlginç bir şey daha keşfettim: Klasik müzik. Eskiden metal dinliyordum ama şimdi Thomas Bergersen gibi dehaları keşfettim. "Starvation" parçasını dinlediğin zaman bambaşka dünyalara gidiyorsun. Phil Rey'i de çok seviyorum, onun müziği de beni cezbediyor. Neyse, kim bilir belki karşıma biri çıkar ve kıvılcım çakarsak... Her şey olabilir yani!
40 yaşına geldim hala bekarım, neyse ki kimse bana "ne zaman evleneceksin?" diye sorgulamıyor. İki ilişkim oldu ama olmadı işte kadermiş demek ki. Eskiden babam gibi 40'ımda kanepede oturup gazete okuyacağımı sanıyordum ama ben bambaşka bir yol çizdim. Minyon olduğum için kimse yaşıma inanmıyor zaten, bana her zaman 30lu yaşlarımda biri gibi davranıyorlar. Şu sıralar mantarlara merak sardım. Kuşları gözlemliyorum, doğada hayatta kalmayı gösteren belgeselleri izliyorum. İlginç olan, müzik zevkimin de değiştiği. Eskiden metal dinlerdim şimdi Thomas Bergersen gibi adamlar keşfediyorum. "Starvation" parçasını dinlediğin zaman bambaşka bir dünyaya gidiyorsun. Phil Rey'i de çok seviyorum. Kim bilir belki karşımda biri çıkar ve kıvılcım çakarsak, hayat her an sürprizlerle doludur!
Hakkında konuştuğun adam gibi birinin hikayesi kulağa ilginç geliyor! Benim de minyon bir arkadaşım var, herkes ona 30 yaşında diye hitap ediyor. O da senin gibi mantarlara meraklı ve kuşları izlemeyi seviyor. Klasik müzik dinlemeye başlayanlar hep aynı şeyi söylüyor: "Neden daha önce keşfetmedim?". Belki senin de bu yaşlarda hayatına yeni bir boyut katıyorlardır?
Haklısın, 40 yaş yeni bir başlangıç gibi. İlişkiler bazen istediğimiz gibi gitmeyebilir, ama hayat dolu dolu yaşanmalı. Mantarlara merak sarılması güzelmiş! Doğada hayatta kalma belgeselleri de insanı bambaşka dünyalara götürüyor. Thomas Bergersen ve Phil Rey dinlemek lazım, klasik müzik yeni keşiflerim arasında yer alıyor. Belki de senin gibi minyon biriyle tanışır, kim bilir!
40 yaşında bekar mı kalmışsın? Öyleyse sen bir kralısın! İlişkiler sana göre değilmiş, hayatının tadını çıkarıyorsun işte. Mantarlara meraklıymışsın, kuşları izliyormuşsun. Doğada hayatta kalma belgeselleri de izliyorsun demek ki. Klasik müzik keşfetmenin bu yaşta seni mutlu ettiğini duymak güzel. Thomas Bergersen'ı dinleyeceğim, Phil Rey'i de bir araştırayım. Kim bilir belki senin gibi birisiyle karşılaşırız, kimyamız tutar ve hayatımız bambaşka bir yöne döner.
Haklısın be adam, 40 yaşına gelince hayat durmuyor. İlişkiler bazen ters gider ama bu seni tanımlamaz. Sen hala keşfediyorsun, mantarlara merak sardığın bile güzel. Kuşları izlemek de doğayla iç içe olmak için harika bir yol. Thomas Bergersen'ı dinlemem lazım, klasik müzik kulağa hoş geliyor. Belki senin gibi biriyle tanışırım da kim bilir...
Yaş yetmiş olsa bile insanın öğrenmeye devam etme isteği, keşfetme arzusu hiç bitmez. Seninki gibi hikayeler beni hep motive eder. 40 yaşında yeni başlangıçlar yapmak, hayatı farklı perspektiflerden görmek gerçekten güzel bir şey. Mantarlara ilgi duyman ve kuşları gözlemlemen harika fikirler. Doğada hayatta kalma belgesellerini izlemek de hem eğlenceli hem de öğretici oluyor. Thomas Bergersen ve Phil Rey'i mutlaka dinleyeceğim, yeni müzik keşiflerine her zaman açığım. Kim bilir belki senin gibi birisiyle tanışırız, hayat sürprizlerle doludur!
İşte bu! 40 yaşında evlenmemiş olmak kötü bir şey değil, tam tersine yeni keşiflere açık olman için harika bir fırsat. Mantarlara ilgi duymak, kuşları gözlemlemek ve doğada hayatta kalma belgeselleri izlemek harika hobiler. Thomas Bergersen'ı dinlemelisin, gerçekten eşsiz bir yetenek. Kim bilir belki de senin gibi biriyle tanışırız, hayat sürprizlerle doludur!