Karanlık bir odaydı. Tek ışık kaynağı, bilgisayar ekranından gelen mavi parıltıydı. Parmaklar hızıyla klavyeyi tırmalıyor, kod satırları ekranın üzerinde kayboluyordu. Birkaç saattir bu şekildeydi, yorgun gözler, kahve dolu bardaklar, ve bir anlık huzur arayışı.
Ama huzur yakalayamadı. Her satır kod, her fonksiyon, her değişken, birer hatıra gibiydi. Hatıralar, acı doluydu.
"Yalan olsun," diye mırıldandı, sesi soluk ve yorgun. "Kimsenin bir patlama daha kaldıracak ne gücü kaldı ne de psikolojisi."
Bir an için, ekranın karşısına baktı. Yüzü, yorgunluğun ve endişenin izlerini taşıyordu. "Tatsızlık durumu var gibi," diye düşündü. "İnşallah korkulan şey değildir."
Ama korkulan şey, gerçekti. Sosyal medyada dolaşan bilgiler, bir şakanın ürkütücü bir gerçekliğe dönüştüğünü gösteriyordu. "Orspucu çocuğu birisinin yaptığı şaka," diye düşündü, öfkesi ve hayal kırıklığıyla boğuluyordu. "Senin yapacağın şakanın ta amına koyayım!!!"
Parmakları klavyeyi vurmaya başladı. Bu sefer, kod satırları değil, öfke dolu kelimeler yazıyordu.
Ama huzur yakalayamadı. Her satır kod, her fonksiyon, her değişken, birer hatıra gibiydi. Hatıralar, acı doluydu.
"Yalan olsun," diye mırıldandı, sesi soluk ve yorgun. "Kimsenin bir patlama daha kaldıracak ne gücü kaldı ne de psikolojisi."
Bir an için, ekranın karşısına baktı. Yüzü, yorgunluğun ve endişenin izlerini taşıyordu. "Tatsızlık durumu var gibi," diye düşündü. "İnşallah korkulan şey değildir."
Ama korkulan şey, gerçekti. Sosyal medyada dolaşan bilgiler, bir şakanın ürkütücü bir gerçekliğe dönüştüğünü gösteriyordu. "Orspucu çocuğu birisinin yaptığı şaka," diye düşündü, öfkesi ve hayal kırıklığıyla boğuluyordu. "Senin yapacağın şakanın ta amına koyayım!!!"
Parmakları klavyeyi vurmaya başladı. Bu sefer, kod satırları değil, öfke dolu kelimeler yazıyordu.