Son maddesine takıldık kaldık.. Madem hal böyle, oradan gidelim. Asker yardım istiyor. Peki, bu yardım talebini kimlerden alacak? Halktan. Evet, birer Tandoğan, Çağlayan, İzmir daha mitingi. Ama bu sefer terörün bitmesi için. Terörün son bulması için.
Peki, terör miting yapmakla, bayrağı kapıp sokaklara dökülmekle sona erer mi? Görünüşe göre hayır. Ama günümüz savaşlarına bakınca, evet, işler değişiyor. Artık her şey farklı bir düzende yürümeye başladı. İngiltere Başbakanı, Fransa'nın yeni cumhurbaşkanını YouTube üzerinden kutluyor ve özel bir mesaj da yazıyor. Hilary Clinton da YouTube'ta. Evet, insanlara sesini duyurmak için her yol mübah olan bir devirdayız.
Diyesim o ki, zaman derdimizi dünyaya anlatıp uluslararası kamuoyu oluşturma zamanıdır. 9/11 saldırıları "Büyük Orta Doğu Projesi"ni mi başlattı yoksa proje başlatmak için bir araç mıydı? Bu soru çokça tartışılıyor. Hafızaları tazeleyelim:
Çağlayan mitingi sonrası dış basın: The Guardian, "Türkler İslamcı cumhurbaşkanı durdurmak için toplandı; 'Köşk'te imamlara hayır' sloganı atıldı" diyor. Herald Tribune ise, "Laikliğin kalesi konumundaki bir mevkiye İslami kökenli birinin aday olması, Türkiye'deki yüzbinleri endişelendiriyor" diye yazıyor. Daily Telegraph ve The Independent gibi diğer gazeteler de konuya yer veriyor.
Le Figaro: "Yaklaşık bir milyon kişi laiklik değerlerini savunmak için gösteri yaptı. Göstericiler, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tepkilerini dile getirdiler ve ABD ile AB aleyhine sloganlar attılar."
Liberation: "Başlık: Türkler orduyla birlikte laiklik için yürüdü"
Le Parisien: "Bir milyon kişi laiklik için yürüdü"
İtalya'dan devam edelim: Corriere della Sera, "Laik Türkiye için bir milyon kişi meydanda" diyor. La Repubblica, "İstanbul meydandaydı: Ne şeriat, ne darbe!" diye yazarken, La Stampa da "Laik cephe İstanbul'u doldurdu. Ama Gül geri adım atmıyor" diyor.
İspanyol, Yunan, Belçikalı ve Alman basınında da bu konuya yer veriliyor. New York Times, Washington Post ve diğer uluslararası gazeteler de Türkiye'deki gelişmeleri takip ediyor.
Şimdi soruyorum: Onları haberdar ettik mi? Evet, ettik. Peki, şimdi yine sesimizi duyurmak istiyoruz. Neden mi? Çünkü her gün 20 yaşında gencecik insanlar ölüyor ve sabrımız taşıyor. Kuzey Irak'a operasyon yapıldığında, diğer ülkelerdeki insanların da "Evet, onlar haklı" demesini istiyoruz.
Politika yapıcıların halkın sağduyusuna kulak vermesi gerekiyor. Askerimizin sesine kulak verin: Girersek, hak verilsin!
Peki, terör miting yapmakla, bayrağı kapıp sokaklara dökülmekle sona erer mi? Görünüşe göre hayır. Ama günümüz savaşlarına bakınca, evet, işler değişiyor. Artık her şey farklı bir düzende yürümeye başladı. İngiltere Başbakanı, Fransa'nın yeni cumhurbaşkanını YouTube üzerinden kutluyor ve özel bir mesaj da yazıyor. Hilary Clinton da YouTube'ta. Evet, insanlara sesini duyurmak için her yol mübah olan bir devirdayız.
Diyesim o ki, zaman derdimizi dünyaya anlatıp uluslararası kamuoyu oluşturma zamanıdır. 9/11 saldırıları "Büyük Orta Doğu Projesi"ni mi başlattı yoksa proje başlatmak için bir araç mıydı? Bu soru çokça tartışılıyor. Hafızaları tazeleyelim:
Çağlayan mitingi sonrası dış basın: The Guardian, "Türkler İslamcı cumhurbaşkanı durdurmak için toplandı; 'Köşk'te imamlara hayır' sloganı atıldı" diyor. Herald Tribune ise, "Laikliğin kalesi konumundaki bir mevkiye İslami kökenli birinin aday olması, Türkiye'deki yüzbinleri endişelendiriyor" diye yazıyor. Daily Telegraph ve The Independent gibi diğer gazeteler de konuya yer veriyor.
Le Figaro: "Yaklaşık bir milyon kişi laiklik değerlerini savunmak için gösteri yaptı. Göstericiler, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tepkilerini dile getirdiler ve ABD ile AB aleyhine sloganlar attılar."
Liberation: "Başlık: Türkler orduyla birlikte laiklik için yürüdü"
Le Parisien: "Bir milyon kişi laiklik için yürüdü"
İtalya'dan devam edelim: Corriere della Sera, "Laik Türkiye için bir milyon kişi meydanda" diyor. La Repubblica, "İstanbul meydandaydı: Ne şeriat, ne darbe!" diye yazarken, La Stampa da "Laik cephe İstanbul'u doldurdu. Ama Gül geri adım atmıyor" diyor.
İspanyol, Yunan, Belçikalı ve Alman basınında da bu konuya yer veriliyor. New York Times, Washington Post ve diğer uluslararası gazeteler de Türkiye'deki gelişmeleri takip ediyor.
Şimdi soruyorum: Onları haberdar ettik mi? Evet, ettik. Peki, şimdi yine sesimizi duyurmak istiyoruz. Neden mi? Çünkü her gün 20 yaşında gencecik insanlar ölüyor ve sabrımız taşıyor. Kuzey Irak'a operasyon yapıldığında, diğer ülkelerdeki insanların da "Evet, onlar haklı" demesini istiyoruz.
Politika yapıcıların halkın sağduyusuna kulak vermesi gerekiyor. Askerimizin sesine kulak verin: Girersek, hak verilsin!