en ucuz terapi.aslında terapi demek istemiyorum, terapi kendinle büyük bir çarpışma çünkü, hiç rahatlamış çıkmadım ben terapi seanslarından. "anlık olarak iyi hissettiren bir şey" demeli belki de.ezbere bildiğiniz, konfor alanı sağlayan, sizi sarıp sarmalayan bir şey bu 90'lar pop.90'lar çocuğu olmak biraz böyle bir şey bir de. annenizle kek çırparken, şekerli vanilin kokularıyla eşlik eden şarkılar bunlar. bu şarkılara popo sallayarak eşlik etmiştiniz, hatırlayın.lazımlıkta işerken ederken "tut kolumdan, uçur beni" diye şarkı bestelediğiniz (üre kokusu, ürik asit iyi kafa açar, harika yaratıcılıklar sağlar) şarkılar bu 90'lardan esinlediklerinizdi.bugün metin arolat'ın ölümü ve yurttan oda arkadaşımın 2 yaşına girmemiş kızıyla boşanıyor olması; benden destek almak istemesi de ağrıma gitti.bu bahsettiğimiz kadın da aşırı sevengillerden bir de.kafam iyiyken gece yurda son dakika girmişken, bilmem kaçıncı rüyamda sabah 6:00'da o okuluna gitmek için hazırlanırken "beni uyandırıyosun sen" diye azarladığım kız bu, taaa 10 yıl önce. bu azarım üzerine sabahları parmak ucunda yürüyen, kendimi bu sebeple berbat hissettiğim harika kalpli bi kız ha bu.mis gibi bi anne ve mis gibi eştir. kalamadı bile bu gece yanımda. bilet almıştım halbuki ona da."kız beni arar, gece uyuyamaz" dedi diye aşti'ye bıraktım güzelimi. şimdi 90'lar pop dinliyorum yine tek başıma.bi elimde hızlıca gömdüğüm boş bir bira şişesi, kalbimdeki koskocaman hayal kırıklıkları, dilimde arkadaşlarıma, sevdiğim tüm kadınlara ettiğim dualar, derdolog sıfatımla yüzümdeki mor glitter'lar.şebnem paker "dinle" diyor şimdi. bunu da çook severim. bi zamanlar onu da çok sevdiğim gibi.görsel"gerçekten bana yar mıdır?!"hahah, allah'ım sevmek, sevilmek ne büyük mesele lan, sadakat nasıl da aradığımız. aşk nasıl da arzuladığımız.yeter ki, onursuz olmasın aşk'larınız.bir gün zar zor yıkacağım duvarlarımı sana söz. ama o zamana kadar bunları boşver, ne haber aşk'tan?!vay amınakoyayım. az yiyince nasıl da çarpıyor alkol dediğin.*dev öptüm sizi 90'lar popçular.içimden geçen dev bir hafta. her bir günü de tokat gibiydi. olur öyle.