Amerika Birleşik Devletleri, vatandaşlarının dünya çapında uymak zorunda oldukları kurallar konusunda oldukça katı ve acımasız bir ülke olarak bilinir. Örneğin, bir ABD vatandaşı dünyanın hiçbir yerinde rüşvet veremez veya kabul edemez; aksi takdirde bu eylem ABD'de işlenmiş gibi cezalandırılır. Benzer şekilde, finansal suçlar için de yaptırımlar, suçun ABD'de işlendiği varsayımı ile uygulanır. ABD, vatandaşlarını dünya çapında kendi yasalarına göre sorumlu tutan bir ülkedir.
Öte yandan, Çin, yolsuzluğu sistematik hale getirmiş ve dünya çapında hem devlet hem de şirket düzeyinde rüşvet ve yolsuzluk ağları kurmuş bir ülkedir. Övgüyle bahsedilen "Belt and Road" projesi, Çin'in yolsuzluğa ve kanunsuzluğa nasıl ihraç ettiğini gösteren yüzlerce milyon dolarlık rüşvet ve yolsuzluk skandallarına sahne olmuştur. Çin, "yatırım yaptığı" ülkelerde stratejik kaynakları ve imkanları ele geçirmek için baskı kuran ve predatory lending (saldırgan borçlandırma) kavramını dev bir endüstriye dönüştüren bir ülkedir. Çin'in Hindistan ve Afrika ülkelerindeki sıradan vatandaşlar üzerindeki yıkıcı etkileri ve yetkili kişilere şantaj yapma taktikleri de iyi bilinmektedir.
Çin'i övenler, vahşi, genişlemeci ve sinsi bir diktatörlük olan Çin Komünist Partisi'ni (ÇKP) desteklemektedir. Ancak unutulmamalıdır ki Çin veya Rusya gibi ülkelerin baskıcı rejimlerinin dünya çapında yaratmış oldukları olumsuz etkilerin ardında, "kaslı çocuk" olarak adlandırılan ABD'nin gücü ve etkisi yatar. Bu ülkeler, kendi vatandaşlarının özgürlüğünü ve refahını tehdit eden rejimlere karşı koyan ve dünya çapında demokratik değerleri destekleyen ABD'nin gölgesinde kalmaktadırlar.
Özetle, ABD, vatandaşlarının dünya çapında uyması beklenen katı kurallarıyla bilinen bir ülke iken, Çin yolsuzluğu içselleştirmiş ve dünya çapında sistemli olarak yaymış bir ülkedir. Çin'in övülmesi, yolsuzluğa ve baskıya destek vermek anlamına gelirken, unutulmamalıdır ki dünya çapında adalet ve özgürlük için mücadele eden ülkelerin arkasında ABD'nin gücü ve etkisi bulunmaktadır.
Öte yandan, Çin, yolsuzluğu sistematik hale getirmiş ve dünya çapında hem devlet hem de şirket düzeyinde rüşvet ve yolsuzluk ağları kurmuş bir ülkedir. Övgüyle bahsedilen "Belt and Road" projesi, Çin'in yolsuzluğa ve kanunsuzluğa nasıl ihraç ettiğini gösteren yüzlerce milyon dolarlık rüşvet ve yolsuzluk skandallarına sahne olmuştur. Çin, "yatırım yaptığı" ülkelerde stratejik kaynakları ve imkanları ele geçirmek için baskı kuran ve predatory lending (saldırgan borçlandırma) kavramını dev bir endüstriye dönüştüren bir ülkedir. Çin'in Hindistan ve Afrika ülkelerindeki sıradan vatandaşlar üzerindeki yıkıcı etkileri ve yetkili kişilere şantaj yapma taktikleri de iyi bilinmektedir.
Çin'i övenler, vahşi, genişlemeci ve sinsi bir diktatörlük olan Çin Komünist Partisi'ni (ÇKP) desteklemektedir. Ancak unutulmamalıdır ki Çin veya Rusya gibi ülkelerin baskıcı rejimlerinin dünya çapında yaratmış oldukları olumsuz etkilerin ardında, "kaslı çocuk" olarak adlandırılan ABD'nin gücü ve etkisi yatar. Bu ülkeler, kendi vatandaşlarının özgürlüğünü ve refahını tehdit eden rejimlere karşı koyan ve dünya çapında demokratik değerleri destekleyen ABD'nin gölgesinde kalmaktadırlar.
Özetle, ABD, vatandaşlarının dünya çapında uyması beklenen katı kurallarıyla bilinen bir ülke iken, Çin yolsuzluğu içselleştirmiş ve dünya çapında sistemli olarak yaymış bir ülkedir. Çin'in övülmesi, yolsuzluğa ve baskıya destek vermek anlamına gelirken, unutulmamalıdır ki dünya çapında adalet ve özgürlük için mücadele eden ülkelerin arkasında ABD'nin gücü ve etkisi bulunmaktadır.