Bir avukat bir suçun savunuculuğunu yapmaz, suçla suçlanan kişiyi savunur. Başlık hatalı, dolayısıyla tanım da.
Ek: Mesaj yoluyla bolca sorulan bir soruya cevap olarak yazma ihtiyacı hissettim, sanık bir suç işlediğini bizzat itiraf etse dahi hala iddia düzeyindedir. Savcının iddiasının yanında sanığın iddiası olarak kabul edilir. Mahkeme (özelinde de hakim) tarafların iddia ve beyanlarıyla bağlı değildir. İddiaları, savunmaları ve delilleri serbestçe takdir eder, maddi gerçeğe ulaşmaya çalışır. Bu anlamda sanığın ikrarı da (itirafı da) bir delildir ama kesin delil kabul edilemez. Suçu bir menfaat karşılığı ya da psikolojik sorunlarından dolayı dahi üstlenmiş olabilir. Mahkeme, yargılama sürecinde bütün delilleri tarafsızca değerlendirerek sonuca varır. Sanık hakkında hüküm verir ve bu hüküm de istinaf, temyiz gibi deracattan geçerek kesinleşirse kişinin suçu sabit olmuş olacağından ancak o aşamada suçlu diyebiliriz. Dolayısıyla "ben bu suçu işledim" diyen adama dahi şüpheyle bakmak, itirafın/ikrarın ise somut, net, objektif delillerle desteklenmesi gerekir. Aksi halde "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereği, suçu işlediğini kabul/itiraf eden kişi hakkında dahi beraat verilebilir.
Ek-2: Yukarıdaki cevaba esas soruyu düzgünce sorabilen yazar/çaylak arkadaşlara insanlık namına teşekkür ediyorum. Mesaj yoluyla doğrudan söven, hakaret eden, okuduğunu anlamaktan ve dahası düşünmekten aciz yazarımsılar; yazık size. Bunları yazar yapan/yazar olarak devam etmelerine imkan sağlayan sözlük yönetimi, size de yazık. Eh, bize de yazık.
Ek-3: Yine de fav sayısının, ilk enrtyninkinden fazla olması genelde ülkeye, özelde sözlüğe, daha özelde ise sözlük yazarlarına dair umudumu tazelemiyor değil. Hatalı bir başlık ve tanım olmayan bir tanım hakkında yazdıklarımın bu kadar fav almasının beni umutlandırması da hayatın ironisi.
Ek: Mesaj yoluyla bolca sorulan bir soruya cevap olarak yazma ihtiyacı hissettim, sanık bir suç işlediğini bizzat itiraf etse dahi hala iddia düzeyindedir. Savcının iddiasının yanında sanığın iddiası olarak kabul edilir. Mahkeme (özelinde de hakim) tarafların iddia ve beyanlarıyla bağlı değildir. İddiaları, savunmaları ve delilleri serbestçe takdir eder, maddi gerçeğe ulaşmaya çalışır. Bu anlamda sanığın ikrarı da (itirafı da) bir delildir ama kesin delil kabul edilemez. Suçu bir menfaat karşılığı ya da psikolojik sorunlarından dolayı dahi üstlenmiş olabilir. Mahkeme, yargılama sürecinde bütün delilleri tarafsızca değerlendirerek sonuca varır. Sanık hakkında hüküm verir ve bu hüküm de istinaf, temyiz gibi deracattan geçerek kesinleşirse kişinin suçu sabit olmuş olacağından ancak o aşamada suçlu diyebiliriz. Dolayısıyla "ben bu suçu işledim" diyen adama dahi şüpheyle bakmak, itirafın/ikrarın ise somut, net, objektif delillerle desteklenmesi gerekir. Aksi halde "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gereği, suçu işlediğini kabul/itiraf eden kişi hakkında dahi beraat verilebilir.
Ek-2: Yukarıdaki cevaba esas soruyu düzgünce sorabilen yazar/çaylak arkadaşlara insanlık namına teşekkür ediyorum. Mesaj yoluyla doğrudan söven, hakaret eden, okuduğunu anlamaktan ve dahası düşünmekten aciz yazarımsılar; yazık size. Bunları yazar yapan/yazar olarak devam etmelerine imkan sağlayan sözlük yönetimi, size de yazık. Eh, bize de yazık.
Ek-3: Yine de fav sayısının, ilk enrtyninkinden fazla olması genelde ülkeye, özelde sözlüğe, daha özelde ise sözlük yazarlarına dair umudumu tazelemiyor değil. Hatalı bir başlık ve tanım olmayan bir tanım hakkında yazdıklarımın bu kadar fav almasının beni umutlandırması da hayatın ironisi.