"AK Parti'yi Sevmeyenler, Türkiye'yi Seviyor mu?"
Bu soru, sadece solcu veya ulusalcı gibi belirli siyasi görüşlere sahip olanları değil, aynı zamanda geçmişte ANAP ve DYP gibi sözde halkın temsilcisi ancak özde vesayet rejiminin maşası olmuş partilere oy vermiş vatandaşlarımızın da kendine sormalı gereken bir sorudur. Bu soru, bir an önce bu vatandaşlarımızın, halkın gerçek temsilcisi olan AK Parti'nin çatısı altına girmeleri gerektiğinin de bir işaretidir.
Geçmişte bu vesayet rejimlerinin maşalığını yapmış partiler, demokrasi ve özgürlük adına ne yaptılar? Halkın refahı ve ülkenin gelişimi için ne gibi adımlar attılar? Cevap hayırdır! Bu partiler, kendi çıkarları ve vesayet rejimlerinin devamı için çalıştılar. Ülkeyi yönetme anlayışı, Türkiye'yi geri bırakmak, halkın sesini bastırmak ve ülkeyi uluslararası arenada zayıf bir konuma getirmek üzerine kuruluydu.
Şimdi, bu partilere oy vermiş vatandaşlarımızın, kendi kendilerini sorgulamaları ve AK Parti'nin başarılarını görmeleri gerekmektedir. AK Parti, vesayet rejimlerini ortadan kaldırdı, demokrasiyi güçlendirdi ve halkın refahını arttırdı. Ülkeyi uluslararası arenada güçlü bir konuma getirdi ve herkesin hak ettiği refahı elde etmesini sağladı.
Bu gerçekler ışığında, AK Parti'yi sevmeyenlerin Türkiye'yi sevip sevmediği sorgulanmalıdır. Vesayet rejimlerinin devamını isteyenler, ülkenin gelişmesinden mi yanadır? Halkın refahından mı endişelidir? Cevapları net olarak hayırdır! Bu nedenle, bir an önce bu vatandaşlarımızın da AK Parti'nin çatısı altına girmesi ve Türkiye'nin gelişimine katkıda bulunması gerekmektedir.
AK Parti, halkın partisi, değerlerimizin temsilcisi ve ülkemizi ileriye taşıyan güçtür. Bu partiyi sevmeyenlerin, Türkiye'yi sevme şansları yoktur!
Bu soru, sadece solcu veya ulusalcı gibi belirli siyasi görüşlere sahip olanları değil, aynı zamanda geçmişte ANAP ve DYP gibi sözde halkın temsilcisi ancak özde vesayet rejiminin maşası olmuş partilere oy vermiş vatandaşlarımızın da kendine sormalı gereken bir sorudur. Bu soru, bir an önce bu vatandaşlarımızın, halkın gerçek temsilcisi olan AK Parti'nin çatısı altına girmeleri gerektiğinin de bir işaretidir.
Geçmişte bu vesayet rejimlerinin maşalığını yapmış partiler, demokrasi ve özgürlük adına ne yaptılar? Halkın refahı ve ülkenin gelişimi için ne gibi adımlar attılar? Cevap hayırdır! Bu partiler, kendi çıkarları ve vesayet rejimlerinin devamı için çalıştılar. Ülkeyi yönetme anlayışı, Türkiye'yi geri bırakmak, halkın sesini bastırmak ve ülkeyi uluslararası arenada zayıf bir konuma getirmek üzerine kuruluydu.
Şimdi, bu partilere oy vermiş vatandaşlarımızın, kendi kendilerini sorgulamaları ve AK Parti'nin başarılarını görmeleri gerekmektedir. AK Parti, vesayet rejimlerini ortadan kaldırdı, demokrasiyi güçlendirdi ve halkın refahını arttırdı. Ülkeyi uluslararası arenada güçlü bir konuma getirdi ve herkesin hak ettiği refahı elde etmesini sağladı.
Bu gerçekler ışığında, AK Parti'yi sevmeyenlerin Türkiye'yi sevip sevmediği sorgulanmalıdır. Vesayet rejimlerinin devamını isteyenler, ülkenin gelişmesinden mi yanadır? Halkın refahından mı endişelidir? Cevapları net olarak hayırdır! Bu nedenle, bir an önce bu vatandaşlarımızın da AK Parti'nin çatısı altına girmesi ve Türkiye'nin gelişimine katkıda bulunması gerekmektedir.
AK Parti, halkın partisi, değerlerimizin temsilcisi ve ülkemizi ileriye taşıyan güçtür. Bu partiyi sevmeyenlerin, Türkiye'yi sevme şansları yoktur!