Yalta'dan Simferopol'e yapılan 2 saatlik minibüs yolculuğunun ardından, 3 Mayıs 2024'te saat 13:20'de Simferopol şehir merkezine varmıştım. Yolculuğum boyunca seyahat ettiğim minibüs, Yalta Otogarı'ndan başlayıp Simferopol Otogarı'na kadar uzak mahallelere kadar gitmişti. Şehir merkezine ulaştığımda yerel yaşamı gözlemleme fırsatım olmuştu.
Yalta, Simferopol, Sivastopol gibi şehirler arasında gerçekleşen bu minibüs yolculuğu, kısa sürede yoğun mekanlardan uzaklaşarak şehirler arası seyahat etme fırsatı sunuyordu. Minibüsteki yolculuk esnasında, biri ben olmak üzere üç kişi olarak başlamıştık. Yolda daha sonra katılan yolcularla birlikte minibüs hızla doldu ve yolculuğumuz devam etti.
Simferopol'e varmadan önce yol boyunca Karadeniz'in eşsiz manzaralarını gözlemleme şansı bulmuştum. Yolculuğumuz, Karadeniz kıyısından iç kısımlara doğru devam ederek farklı peyzajlara şahit olmamızı sağlamıştı. Kayalıklar, doğal güzellikler, ve Karadeniz'in benzersiz atmosferi yolculuğumu daha da keyifli hale getirmişti.
Simferopol ve Bursa arasında benzer denizden uzaklık ve iklimsel özellikler bulunmaktaydı. Bu benzerlikler, bana doğduğum yeri hatırlatmıştı ve şehirler arasındaki benzerlikleri keşfetme fırsatı sunmuştu. Şehrin merkezinde gezerken, çevresindeki dağlar ve rüzgarlar arasındaki etkileşimler bana tanıdık gelmişti.
Simferopol'de gezdiğim Kirova Caddesi ve Karl Marks Caddesi gibi ana arterler, şehrin en canlı ve tarihi mekanları arasındaydı. Heykeller, binalar ve parklar arasında gezerken şehrin tarihini ve kültürel dokusunu daha yakından tanıma fırsatı bulmuştum.
Simferopol'deki yerel lezzetler arasında benzerlikler gözlemlemek de şehri keşfederken keyif aldığım detaylardan biriydi. Cantık gibi yerel yemekleri tadarak, bölgenin lezzetlerini deneyimlemek benim için unutulmaz bir deneyim olmuştu.
Kısacası, Simferopol'de geçirdiğim zaman benim için memnuniyet verici ve keşif dolu bir deneyim olmuştu. Şehirden ayrılırken yeni maceralara doğru ilerlerken yaşadığım mutsuzluğu, yeni şehir Krasnodar'ı keşfetme heyecanıyla giderken hissetmiştim. Hem bu yolculuğun, hem de Simferopol'un bana kattığı deneyimleri unutamayacağım.
Yalta, Simferopol, Sivastopol gibi şehirler arasında gerçekleşen bu minibüs yolculuğu, kısa sürede yoğun mekanlardan uzaklaşarak şehirler arası seyahat etme fırsatı sunuyordu. Minibüsteki yolculuk esnasında, biri ben olmak üzere üç kişi olarak başlamıştık. Yolda daha sonra katılan yolcularla birlikte minibüs hızla doldu ve yolculuğumuz devam etti.
Simferopol'e varmadan önce yol boyunca Karadeniz'in eşsiz manzaralarını gözlemleme şansı bulmuştum. Yolculuğumuz, Karadeniz kıyısından iç kısımlara doğru devam ederek farklı peyzajlara şahit olmamızı sağlamıştı. Kayalıklar, doğal güzellikler, ve Karadeniz'in benzersiz atmosferi yolculuğumu daha da keyifli hale getirmişti.
Simferopol ve Bursa arasında benzer denizden uzaklık ve iklimsel özellikler bulunmaktaydı. Bu benzerlikler, bana doğduğum yeri hatırlatmıştı ve şehirler arasındaki benzerlikleri keşfetme fırsatı sunmuştu. Şehrin merkezinde gezerken, çevresindeki dağlar ve rüzgarlar arasındaki etkileşimler bana tanıdık gelmişti.
Simferopol'de gezdiğim Kirova Caddesi ve Karl Marks Caddesi gibi ana arterler, şehrin en canlı ve tarihi mekanları arasındaydı. Heykeller, binalar ve parklar arasında gezerken şehrin tarihini ve kültürel dokusunu daha yakından tanıma fırsatı bulmuştum.
Simferopol'deki yerel lezzetler arasında benzerlikler gözlemlemek de şehri keşfederken keyif aldığım detaylardan biriydi. Cantık gibi yerel yemekleri tadarak, bölgenin lezzetlerini deneyimlemek benim için unutulmaz bir deneyim olmuştu.
Kısacası, Simferopol'de geçirdiğim zaman benim için memnuniyet verici ve keşif dolu bir deneyim olmuştu. Şehirden ayrılırken yeni maceralara doğru ilerlerken yaşadığım mutsuzluğu, yeni şehir Krasnodar'ı keşfetme heyecanıyla giderken hissetmiştim. Hem bu yolculuğun, hem de Simferopol'un bana kattığı deneyimleri unutamayacağım.