AKP'nin Yürüttüğü Sivil Faşizm Politikaları
Örtülü ödenek konusu, özellikle Tansu Çiller döneminde çeşitli tartışmalara sebep olan ve genellikle Çiller'in kişisel harcamalarıyla ilişkilendirilen bir konuydu. Ancak aslında bu ödenek, ülkemizde yıllardır devam eden kirli savaşın temel finans kaynaklarından biri olarak kullanılmaktadır. Günümüzde ise AKP iktidarı, örtülü ödenek konusunda Çiller dönemini geride bırakarak yeni bir rekora imza atmıştır. 2012 yılında örtülü ödenekten yapılan harcamalar, önceki yılların iki katına ulaşmıştır. Bu durum, akıllara Suriye'deki savaşı getirmektedir.
Örtülü ödenek, kamu mali yönetimi ve kontrol kanunu tarafından "kapalı istihbarat ve savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği, yüksek menfaatleri ve devlet itibarının gereklilikleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ile olağanüstü hizmetler için kullanılmak üzere başbakanlık bütçesine konulan ödenek" şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanım, ödenek üzerinde başbakanın büyük bir inisiyatif ve kaynak yaratma yetkisine sahip olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Örtülü ödenek, genellikle devletin karanlık işlerini ve kontrgerilla faaliyetlerini finanse etmek amacıyla kullanılmaktadır.
AKP iktidarıyla birlikte örtülü ödeneğin rolü, devletin yapılanması sürecinde önemli bir yere sahiptir. 2002 yılından bu yana örtülü ödenek miktarı sürekli artış göstermiştir. Özellikle 2012 yılında bu artışın belirgin bir şekilde yaşanması, kirli savaşın sadece Kürdistan'da değil aynı zamanda Suriye'de de yürütülmesinden kaynaklanmaktadır. Suriye'deki çetelere silah ve mali destek sağlamak amacıyla örtülü ödenekten yapılan harcamalar istatistiklerle de doğrulanmaktadır.
Suriye öncesinde Kaddafi'yi devirme planları çerçevesinde Libya'daki isyancılara yapılan harcamaların da büyük ihtimalle örtülü ödenekten karşılandığı düşünülmektedir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Libyalı isyancılara 300 milyon dolarlık yardım yapıldığı yönündeki açıklamaları da bu iddiayı desteklemektedir. AKP iktidarı, örtülü ödenekleri kullanarak sivil faşizm politikalarını devam ettirmekte ve bu alanlarda belirgin bir etki yaratmaktadır.
Örtülü ödenek konusu, özellikle Tansu Çiller döneminde çeşitli tartışmalara sebep olan ve genellikle Çiller'in kişisel harcamalarıyla ilişkilendirilen bir konuydu. Ancak aslında bu ödenek, ülkemizde yıllardır devam eden kirli savaşın temel finans kaynaklarından biri olarak kullanılmaktadır. Günümüzde ise AKP iktidarı, örtülü ödenek konusunda Çiller dönemini geride bırakarak yeni bir rekora imza atmıştır. 2012 yılında örtülü ödenekten yapılan harcamalar, önceki yılların iki katına ulaşmıştır. Bu durum, akıllara Suriye'deki savaşı getirmektedir.
Örtülü ödenek, kamu mali yönetimi ve kontrol kanunu tarafından "kapalı istihbarat ve savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği, yüksek menfaatleri ve devlet itibarının gereklilikleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ile olağanüstü hizmetler için kullanılmak üzere başbakanlık bütçesine konulan ödenek" şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanım, ödenek üzerinde başbakanın büyük bir inisiyatif ve kaynak yaratma yetkisine sahip olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Örtülü ödenek, genellikle devletin karanlık işlerini ve kontrgerilla faaliyetlerini finanse etmek amacıyla kullanılmaktadır.
AKP iktidarıyla birlikte örtülü ödeneğin rolü, devletin yapılanması sürecinde önemli bir yere sahiptir. 2002 yılından bu yana örtülü ödenek miktarı sürekli artış göstermiştir. Özellikle 2012 yılında bu artışın belirgin bir şekilde yaşanması, kirli savaşın sadece Kürdistan'da değil aynı zamanda Suriye'de de yürütülmesinden kaynaklanmaktadır. Suriye'deki çetelere silah ve mali destek sağlamak amacıyla örtülü ödenekten yapılan harcamalar istatistiklerle de doğrulanmaktadır.
Suriye öncesinde Kaddafi'yi devirme planları çerçevesinde Libya'daki isyancılara yapılan harcamaların da büyük ihtimalle örtülü ödenekten karşılandığı düşünülmektedir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Libyalı isyancılara 300 milyon dolarlık yardım yapıldığı yönündeki açıklamaları da bu iddiayı desteklemektedir. AKP iktidarı, örtülü ödenekleri kullanarak sivil faşizm politikalarını devam ettirmekte ve bu alanlarda belirgin bir etki yaratmaktadır.