Bu durum, hem Türkiye'de hem de Fenerbahçe taraftarları içinde gözlemlenebiliyor.
Kılıçdaroğlu örneğinde, bazıları uzun zamandır iktidarda olan AKP'ye karşı koymak için gerekli adımların atılmadığını savunuyor. Bu kişilerin görüşü, Kılıçdaroğlu'nun seçimlerde AK Parti'ye avantaj sağladığı yönünde.
Fenerbahçe'de ise Ali Koç yönetimi hakkında eleştiriler bulunuyor. Bu eleştirilerin merkezinde, kulübün menfaatlerine odaklanmaması ve kişisel çıkarlara hizmet etmesi yer alıyor. Bazı taraftarlar, Ali Koç'un yönetiminin başarısız olduğunu ve kulübün zarar gördüğünü düşünüyor.
Her iki örnekte de, eleştirileri görmezden gelen ve mevcut durumun sürdürülmesini destekleyen bir grup var. Bu grup, eleştirileri "akp'li" veya "gs'li" olmak gibi dış kaynaklı argümanlarla reddediyor.
Sonuç olarak, hem Türkiye'de hem de Fenerbahçe'de, erken uyanamama ve eleştirileri görmezden gelme, sorunların daha da büyümesine yol açıyor. Bu durum, toplumsal ve sportif alanlarda başarısızlıklara neden oluyor.
Kılıçdaroğlu örneğinde, bazıları uzun zamandır iktidarda olan AKP'ye karşı koymak için gerekli adımların atılmadığını savunuyor. Bu kişilerin görüşü, Kılıçdaroğlu'nun seçimlerde AK Parti'ye avantaj sağladığı yönünde.
Fenerbahçe'de ise Ali Koç yönetimi hakkında eleştiriler bulunuyor. Bu eleştirilerin merkezinde, kulübün menfaatlerine odaklanmaması ve kişisel çıkarlara hizmet etmesi yer alıyor. Bazı taraftarlar, Ali Koç'un yönetiminin başarısız olduğunu ve kulübün zarar gördüğünü düşünüyor.
Her iki örnekte de, eleştirileri görmezden gelen ve mevcut durumun sürdürülmesini destekleyen bir grup var. Bu grup, eleştirileri "akp'li" veya "gs'li" olmak gibi dış kaynaklı argümanlarla reddediyor.
Sonuç olarak, hem Türkiye'de hem de Fenerbahçe'de, erken uyanamama ve eleştirileri görmezden gelme, sorunların daha da büyümesine yol açıyor. Bu durum, toplumsal ve sportif alanlarda başarısızlıklara neden oluyor.