Almanya'ya geliş nedenim, kimin ne kadar paraya ihtiyaç duyacağı konusunda objektif bir bakış sunmak. Ben gelmeden önce Türkiye'de iyi bir kariyere ve gelire sahip biriydim. Almanya'ya geçtikten sonra da yaşam standartlarımdan ödün vermedim. Almanca öğrenme ve uyum sağlama gibi sorunlarla uğraşmam gerekmeyen bir durumdaydım. Bu yazıdaki hedef kitlesi, benim gibi insanlar. 20'li yaşlarında "1000 euro'ya Berlin'de yaşarım" diye düşünen Erasmus öğrencilerinden uzak durun. Görüldüğü gibi, 60 aylık bir tabloya göre 340 bin euro net gelir elde ettim, yani aylık ortalama 5700 euro. Şu anki aylık net gelirim ise 6500 civarında. Almanya standartlarına göre oldukça iyi bir gelir. Şimdi, buraya gelirken Türkiye'deki arabamı satarak getirdiğim parayı hesaba katmıyorum. Barınma konusunda 185 bin euro harcadım. Şehrin merkezinde 200 metrekarelik bir penthouse kiralamadım tabii ki. Ev aldım ve sıfırdan dizayn ettim. Önce 60 ay boyunca gayet mütevazi bir şekilde 1+1 bir evde oturdum. Karşılaştırma yapmak gerekirse, İstanbul'da havuzlu, güvenlikli, saunalı yeni bir rezidansta olmayan bir apartman dairesiydi. Aylık kira aidatı 1000 euro civarındaydı. Almanya'ya gelip bir ömür boyu başkalarının eşyalarıyla yaşayamazsınız. Genel olarak, kendi evinizin ve eşyalarının olması önemlidir. Şehirden 50 km uzaklıkta neredeyse yeni sayılabilecek bir ev aldım ve içini komple yeni dekore ettim. Şu anda evin aylık kredi ve yan giderleri yaklaşık 2100 euro civarında. Toplamda yaklaşık 100 bin euro borcum var, vergiler ve eşyaları da hesaba kattığımda. Kısacası, "kurulu düzen" sahibi olmanın ne demek olduğunu deneyimledim. Çocuklarımın okulu, akraba ve arkadaş çevrem gibi konulara girmiyorum bile.
Barınma harcamalarından sonra kişiye özel harcamalarınız da önemli bir kalemdir. Genelde nakit ödediğim restoran harcamaları da dahil olmak üzere aylık ortalama 1000 euro civarında harcadım. Bir kere yaşamaktayız, Almanya'ya köyden başlık parası biriktirmek için gelmedim. Gezin, görün, yiyin. Tahta kurusu gibi yerlerde kalmayın, parklarda atıştırmanın ötesine geçin. Güzel restoranlara gidin, konforlu otellerde kalın. Bir kitap için 20 euro fazla gibi gelebilir ama alın, okuyun. Almanya'da artık pirated müzik ve film izlemenin ne kadar yanlış olduğunu unutmayın.
Almanya'da yılda 2 ay tatil hakkı sunulurken, haftalık çalışma saatleri 35-42 arasıdır ve her gün trafikte saatlerce harcamazsınız. Bu durumda boş zamanınız oldukça fazladır. Bir hobi edinmelisiniz. Ben bisiklet sürmekle uğraşıyor, piyano ve akordeon çalıyorum ve bu konularla ilgileniyorum. Eğer bunları yapmayacaksanız, neden Almanya'ya geliyorsunuz ki? Temel ihtiyaçlara gelince, oldukça ucuz olduklarını söyleyebilirim. Genel olarak aylık ortalama 500 euro civarında market alışverişi yapıyorum. En büyük rahatlığım ise fiyat etiketine bakmadan istediğimi alabilmem. Belki uğraşsam ve indirimleri takip etsem 100 euro daha az öderdim ama bu uğraşa değer miydi emin değilim.
Diğer büyük harcama kalemleri ise kredi ödemeleri. Aylık 600 euro civarında. Bu harcamaları 'gider' olarak görmeyin, mal sahibi oluyorsunuz. İstanbul'daki evimin kredisini bitirip Almanya'da ev aldım. Mobilite giderleri de oldukça önemli. Ben leasing yapıyorum ve her sene 0 km Mercedes SUV kiralamaktayım. 5-10 bin euro'ya 20 senelik Porsche Cayenne alanlar da var elbette ama benim tercihim leasingden yana. Kısacası, Almanya standartlarına göre oldukça iyi bir maaş alsam da sadece "kurulu düzen" sahibi olabildim. Yüz binlerce euro biriktiremedim belki ama kendim ve sevdiklerimle kaliteli zaman geçirdim. Türkiye'de yaşasaydım asla yapamayacağım şeyleri yapabildim. Almanya benim için güzel bir deneyim, ancak aylık 2000 euro ile geçinmeye çalışanların sıkıntılarını anlayabiliyorum. 1000 euro'ya Berlin'de kral gibi yaşarım diyenlere ise sadece gülüp geçiyorum. Artık yorumlarımı burada noktalıyorum.
Barınma harcamalarından sonra kişiye özel harcamalarınız da önemli bir kalemdir. Genelde nakit ödediğim restoran harcamaları da dahil olmak üzere aylık ortalama 1000 euro civarında harcadım. Bir kere yaşamaktayız, Almanya'ya köyden başlık parası biriktirmek için gelmedim. Gezin, görün, yiyin. Tahta kurusu gibi yerlerde kalmayın, parklarda atıştırmanın ötesine geçin. Güzel restoranlara gidin, konforlu otellerde kalın. Bir kitap için 20 euro fazla gibi gelebilir ama alın, okuyun. Almanya'da artık pirated müzik ve film izlemenin ne kadar yanlış olduğunu unutmayın.
Almanya'da yılda 2 ay tatil hakkı sunulurken, haftalık çalışma saatleri 35-42 arasıdır ve her gün trafikte saatlerce harcamazsınız. Bu durumda boş zamanınız oldukça fazladır. Bir hobi edinmelisiniz. Ben bisiklet sürmekle uğraşıyor, piyano ve akordeon çalıyorum ve bu konularla ilgileniyorum. Eğer bunları yapmayacaksanız, neden Almanya'ya geliyorsunuz ki? Temel ihtiyaçlara gelince, oldukça ucuz olduklarını söyleyebilirim. Genel olarak aylık ortalama 500 euro civarında market alışverişi yapıyorum. En büyük rahatlığım ise fiyat etiketine bakmadan istediğimi alabilmem. Belki uğraşsam ve indirimleri takip etsem 100 euro daha az öderdim ama bu uğraşa değer miydi emin değilim.
Diğer büyük harcama kalemleri ise kredi ödemeleri. Aylık 600 euro civarında. Bu harcamaları 'gider' olarak görmeyin, mal sahibi oluyorsunuz. İstanbul'daki evimin kredisini bitirip Almanya'da ev aldım. Mobilite giderleri de oldukça önemli. Ben leasing yapıyorum ve her sene 0 km Mercedes SUV kiralamaktayım. 5-10 bin euro'ya 20 senelik Porsche Cayenne alanlar da var elbette ama benim tercihim leasingden yana. Kısacası, Almanya standartlarına göre oldukça iyi bir maaş alsam da sadece "kurulu düzen" sahibi olabildim. Yüz binlerce euro biriktiremedim belki ama kendim ve sevdiklerimle kaliteli zaman geçirdim. Türkiye'de yaşasaydım asla yapamayacağım şeyleri yapabildim. Almanya benim için güzel bir deneyim, ancak aylık 2000 euro ile geçinmeye çalışanların sıkıntılarını anlayabiliyorum. 1000 euro'ya Berlin'de kral gibi yaşarım diyenlere ise sadece gülüp geçiyorum. Artık yorumlarımı burada noktalıyorum.
