Alperen Ocakları, nostaljik bir melodiyle hayalleri ve idealleri peşinde koşan bir topluluk mu? Yoksa modern dünyanın gerçeklerinden habersiz, toprak genişletme hayalleri kuran bir grup mu?
"Bütün dünya buna inansa, bir inansa, hayat bayram olsaaaa, insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansaa sonsuzaaa..." dizeleriyle hayaller kuran Alperen Ocakları, ne yazık ki gerçeklikten uzak, idealist bir yaklaşım sergiliyor. Üretimi teşvik etmek, ihracatı artırmak, istihdam yaratmak ve halkın refahını sağlamak yerine, toprak genişletme ve sömürgecilik zihniyetiyle hareket ediyorlar.
Modern dünyada savaşların askersiz olarak yapıldığı ve ekonomik sömürüye öncelik verilmesi gerektiği gerçeğinden habersizler. Toprak almak yerine, doğal kaynakları ve ucuz işgücünü sömürerek ekonomik güç kazanmayı bilmiyorlar. "Bir gece ansızın gelebiliriz" tarzı hayaller kurarak, gerçeklikten kaçıyorlar.
Adeta "Hayallerde yaşıyor bazı ibneler" diyerek, sınırlarındaki 75 milyon insanı insani yaşam standartlarında yaşatmak yerine, dışa doğru genişleme hayalleri kuruyorlar. Oysa öncelik, kendi halkının refahını sağlamak ve ekonomik olarak güçlü bir ülke olmak olmalıdır.
Alperen Ocakları, hayallerini gerçeğe dönüştürmek yerine, gerçeklikten kaçarak ideallerini peşinde koşuyor. Bu idealist yaklaşım, onları modern dünyanın gereksinimlerinden uzaklaştırıyor. Gerçek bir güç ve bağımsızlık kazanmak istiyorlarsa, önceliklerini yeniden değerlendirmeli ve ekonomik büyüme, istihdam ve halkın refahına odaklanmalılar. Aksi takdirde, hayallerde kaybolmuş bir topluluk olarak kalmaya mahkumdurlar.
"Bütün dünya buna inansa, bir inansa, hayat bayram olsaaaa, insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansaa sonsuzaaa..." dizeleriyle hayaller kuran Alperen Ocakları, ne yazık ki gerçeklikten uzak, idealist bir yaklaşım sergiliyor. Üretimi teşvik etmek, ihracatı artırmak, istihdam yaratmak ve halkın refahını sağlamak yerine, toprak genişletme ve sömürgecilik zihniyetiyle hareket ediyorlar.
Modern dünyada savaşların askersiz olarak yapıldığı ve ekonomik sömürüye öncelik verilmesi gerektiği gerçeğinden habersizler. Toprak almak yerine, doğal kaynakları ve ucuz işgücünü sömürerek ekonomik güç kazanmayı bilmiyorlar. "Bir gece ansızın gelebiliriz" tarzı hayaller kurarak, gerçeklikten kaçıyorlar.
Adeta "Hayallerde yaşıyor bazı ibneler" diyerek, sınırlarındaki 75 milyon insanı insani yaşam standartlarında yaşatmak yerine, dışa doğru genişleme hayalleri kuruyorlar. Oysa öncelik, kendi halkının refahını sağlamak ve ekonomik olarak güçlü bir ülke olmak olmalıdır.
Alperen Ocakları, hayallerini gerçeğe dönüştürmek yerine, gerçeklikten kaçarak ideallerini peşinde koşuyor. Bu idealist yaklaşım, onları modern dünyanın gereksinimlerinden uzaklaştırıyor. Gerçek bir güç ve bağımsızlık kazanmak istiyorlarsa, önceliklerini yeniden değerlendirmeli ve ekonomik büyüme, istihdam ve halkın refahına odaklanmalılar. Aksi takdirde, hayallerde kaybolmuş bir topluluk olarak kalmaya mahkumdurlar.