Metnin tamamını verdin. Öneri talepleri, kısıtlamalar veya özel talepler olmadan metnin tam metni şu şekilde:
“hiçbir şey sadece olduğu, göründüğü gibi değil bu ülkede, hepimiz biliyoruz... işte bu da işlenmiş olan bir suç olduğu için kovalanan bir ceza değil, suçun var olup olmaması bile önemli değil... suç varmış, odtü sorumluymuş, yok çankaya belediyesi şöyleymiş, melih gökçek böyleymiş... havanda su dövmeyin, yıllardır insanlar bu ülkede sizi böyle uyutuyor işte... bakın ünlü bir türk büyüğü ne demiş:justice is lostjustice is rapedjustice is goneönemli olan menfaatin olması, rantın olması; suçun suç olduğu o zaman fark ediliyor ve nedense insanlar da hemen kavalcının peşine diziliveriyor "aaa evet suç var gerçekten de" diyerek... türkiyedeki elektriğin ne kadarı kaçak? türkiyedeki konutların ne kadarı kaçak? türkiyede kaçan verginin haddi hesabı? hadi ucuz popülizmi bir kenara bırakalım, odtü kaç yıldır orada duruyor? bu yasa ne zaman çıktı? bu yasa çıktıktan sonra kaçak duruma düşen tek yer odtü mü? bu haber neden sadece ve sadece odtü için özel olarak çıkıyor, ankara'da başka kaçak yer mi yok?bu sorularımızı sorduk mu? kafa yorduk mu bunların hakkında? harika, şimdi yeni sorularımız var sırada:eskişehir yolunun son yıllarda ne kadar geliştiğini ankara'da olanlar bilir, ama olmayanlar pek bilemez... biraz anlatalım: tüm büyük partilerin genel merkezleri, büyük üniversitelerimizin kampüsleri, tüm büyük idari ve mülki ve hatta askeri tesisler bu yola çok yakındır... burda ankaranın büyük alışveriş merkezlerinin en az yarısı bulunmaktadır, ve ışık hızıyla yenileri yapılmaktadır... ankaranın en yoğun banliyölerine bu yoldan gidilip gelinmektedir... ilginç bir örnek vereyim: ülkemizin en büyük otobüs firmalarından biri, bu yol üzerindeki göt kadar arsasını değerlendirip konaklama tesisi yapabilmek için şu anda terminalini prefabrik bir yapıda sapa bir yerde işletmeye çalışmakta... başka bir örnek isteyen varsa eğer, eskişehir'e giden bir otobüsü takip ederek ankara'nın 30 km dışına çıksın ve arsa fiyatlarını bir öğrensin derim ben...bu yol üzerindeki araziler altından da, petrolden da, bordan da, plütonyumdan da değerli anlayacağınız... ve bu yol üzerinde, tüm saydığım tesislere çok da yakın, gayet merkezi bir yerde odtü'nün uçsuz bucaksız ormanları bulunmakta... bu ormanlardaki ağaçları "$" olarak gören yüzlerce, binlerce insan olduğunu da ekleyelim hemen...bunu da cebe attık mı? şimdi yeni bir konuyu daha irdeleyelim:melih gökçek yıllardır eymir gölünün işletmeciliğine talip, bunu bilmeyenler varsa da şimdi öğrensin... benim derdim odtü'nün eymir'i ne kadar iyi işlettiği, ya da özel teşebbüsün eymirle ilgili neler yapabileceği değil şu an için, o ikinci planda... bakın tekrar ediyorum, yine mesele o değil... eymir gölü ile bağlantısı bulunan ve meşhur gölbaşı'na isim babalığı yapan mogan gölü pek de iç açıcı bir durumda değildi yıllardır, yapılan bilinçsiz rekreasyon çalışmaları sonrasında yaşanan toplu balık ölümleri, göle su girişinin durması (ki bu konuda da melih gökçek'in parmağı olduğunu söyleyenler var, normalde eymir ve mogan gölleri arasında varolan su akımı son birkaç yıl içerisinde tamamen kesilmişti, bu da iki gölün de beslenemediği için oksijensiz kalmasına yol açtı... fatura da tabii ki küresel ısınmaya çıkarıldı), kısaca yapılan yanlış çalışmalar gölü neredeyse bataklığa çevirmek üzereydi... şimdi ise buraya kızılırmaktan su geldi... mogana kızılırmaktan su gelmesi demek eymir'e de su gelmesi demek, değil mi? kazın ayağı öyle değil tabii ki... sayın melih gökçek "eymir'in halka açılması koşuluyla göle su verebileceklerini" belirtiyor tam da bu dönemde, daha haftalar oldu bu olay olalı... eymir zaten halka kapalı bir yer değil ki, üye olan herkes buradan faydalanabiliyor zaten... o zaman bu ne demek oluyor?"eymir'i bana verin, yoksa eymir'i kuruturum" mu demek bu yoksa? acaba bütün bunların meşhur kızılırmak suyu gelir gelmez olması gerçekten tesadüf olabilir mi sizce?şimdi odtü'nün kaçak yapılaşması ile eymir'in de alakasını kurabildik mi?olay ne yıkmak, ne para cezası, ne imar izni, ne de başka birşey... bu ceza sadece kılıftır... bir başka ünlü türk büyümüz ne demişbkz: read between the lies)”
“hiçbir şey sadece olduğu, göründüğü gibi değil bu ülkede, hepimiz biliyoruz... işte bu da işlenmiş olan bir suç olduğu için kovalanan bir ceza değil, suçun var olup olmaması bile önemli değil... suç varmış, odtü sorumluymuş, yok çankaya belediyesi şöyleymiş, melih gökçek böyleymiş... havanda su dövmeyin, yıllardır insanlar bu ülkede sizi böyle uyutuyor işte... bakın ünlü bir türk büyüğü ne demiş:justice is lostjustice is rapedjustice is goneönemli olan menfaatin olması, rantın olması; suçun suç olduğu o zaman fark ediliyor ve nedense insanlar da hemen kavalcının peşine diziliveriyor "aaa evet suç var gerçekten de" diyerek... türkiyedeki elektriğin ne kadarı kaçak? türkiyedeki konutların ne kadarı kaçak? türkiyede kaçan verginin haddi hesabı? hadi ucuz popülizmi bir kenara bırakalım, odtü kaç yıldır orada duruyor? bu yasa ne zaman çıktı? bu yasa çıktıktan sonra kaçak duruma düşen tek yer odtü mü? bu haber neden sadece ve sadece odtü için özel olarak çıkıyor, ankara'da başka kaçak yer mi yok?bu sorularımızı sorduk mu? kafa yorduk mu bunların hakkında? harika, şimdi yeni sorularımız var sırada:eskişehir yolunun son yıllarda ne kadar geliştiğini ankara'da olanlar bilir, ama olmayanlar pek bilemez... biraz anlatalım: tüm büyük partilerin genel merkezleri, büyük üniversitelerimizin kampüsleri, tüm büyük idari ve mülki ve hatta askeri tesisler bu yola çok yakındır... burda ankaranın büyük alışveriş merkezlerinin en az yarısı bulunmaktadır, ve ışık hızıyla yenileri yapılmaktadır... ankaranın en yoğun banliyölerine bu yoldan gidilip gelinmektedir... ilginç bir örnek vereyim: ülkemizin en büyük otobüs firmalarından biri, bu yol üzerindeki göt kadar arsasını değerlendirip konaklama tesisi yapabilmek için şu anda terminalini prefabrik bir yapıda sapa bir yerde işletmeye çalışmakta... başka bir örnek isteyen varsa eğer, eskişehir'e giden bir otobüsü takip ederek ankara'nın 30 km dışına çıksın ve arsa fiyatlarını bir öğrensin derim ben...bu yol üzerindeki araziler altından da, petrolden da, bordan da, plütonyumdan da değerli anlayacağınız... ve bu yol üzerinde, tüm saydığım tesislere çok da yakın, gayet merkezi bir yerde odtü'nün uçsuz bucaksız ormanları bulunmakta... bu ormanlardaki ağaçları "$" olarak gören yüzlerce, binlerce insan olduğunu da ekleyelim hemen...bunu da cebe attık mı? şimdi yeni bir konuyu daha irdeleyelim:melih gökçek yıllardır eymir gölünün işletmeciliğine talip, bunu bilmeyenler varsa da şimdi öğrensin... benim derdim odtü'nün eymir'i ne kadar iyi işlettiği, ya da özel teşebbüsün eymirle ilgili neler yapabileceği değil şu an için, o ikinci planda... bakın tekrar ediyorum, yine mesele o değil... eymir gölü ile bağlantısı bulunan ve meşhur gölbaşı'na isim babalığı yapan mogan gölü pek de iç açıcı bir durumda değildi yıllardır, yapılan bilinçsiz rekreasyon çalışmaları sonrasında yaşanan toplu balık ölümleri, göle su girişinin durması (ki bu konuda da melih gökçek'in parmağı olduğunu söyleyenler var, normalde eymir ve mogan gölleri arasında varolan su akımı son birkaç yıl içerisinde tamamen kesilmişti, bu da iki gölün de beslenemediği için oksijensiz kalmasına yol açtı... fatura da tabii ki küresel ısınmaya çıkarıldı), kısaca yapılan yanlış çalışmalar gölü neredeyse bataklığa çevirmek üzereydi... şimdi ise buraya kızılırmaktan su geldi... mogana kızılırmaktan su gelmesi demek eymir'e de su gelmesi demek, değil mi? kazın ayağı öyle değil tabii ki... sayın melih gökçek "eymir'in halka açılması koşuluyla göle su verebileceklerini" belirtiyor tam da bu dönemde, daha haftalar oldu bu olay olalı... eymir zaten halka kapalı bir yer değil ki, üye olan herkes buradan faydalanabiliyor zaten... o zaman bu ne demek oluyor?"eymir'i bana verin, yoksa eymir'i kuruturum" mu demek bu yoksa? acaba bütün bunların meşhur kızılırmak suyu gelir gelmez olması gerçekten tesadüf olabilir mi sizce?şimdi odtü'nün kaçak yapılaşması ile eymir'in de alakasını kurabildik mi?olay ne yıkmak, ne para cezası, ne imar izni, ne de başka birşey... bu ceza sadece kılıftır... bir başka ünlü türk büyümüz ne demişbkz: read between the lies)”