Şehrin yalın bir resmini çiziyor bu cümle: "Sorumluluklarını bilen, asla kötü davranmayan ama sonuçta bir üvey ana olan Ankara."
Bu şehirde insanlar bekler. Emekliliklerini, askerliklerinin sonunu, rüşveti, gönderdikleri evrakların cevaplanmasını, suskun devletin konuşmasını beklerler. Taşı çatlatacak bir sabırla beklerler, kim bilir bekledikleri hayat budur. Belki denizi görseler beklemezlerdi. Denizi su sanırlar. Suyu görmek için göllerin kıyısına gidersiniz ama su ufka uzanmaz. Bir suyu deniz yapan ufuk yoktur Ankara'nın göllerinde.
Oysa ne önemlidir suyun hiç bitmemesi ve uysal bir sevgili gibi gökyüzüyle birleşmesi. O vaatkar ufuk çizgisi, o nasıl güzeldir. Her zaman ötelerde bir şey olduğunu fısıldayan o şehvetli çizgi. İnsanlar Ankara'da beklerler, kim bilir bekledikleri hayat budur.
Bu şehirde insanlar bekler. Emekliliklerini, askerliklerinin sonunu, rüşveti, gönderdikleri evrakların cevaplanmasını, suskun devletin konuşmasını beklerler. Taşı çatlatacak bir sabırla beklerler, kim bilir bekledikleri hayat budur. Belki denizi görseler beklemezlerdi. Denizi su sanırlar. Suyu görmek için göllerin kıyısına gidersiniz ama su ufka uzanmaz. Bir suyu deniz yapan ufuk yoktur Ankara'nın göllerinde.
Oysa ne önemlidir suyun hiç bitmemesi ve uysal bir sevgili gibi gökyüzüyle birleşmesi. O vaatkar ufuk çizgisi, o nasıl güzeldir. Her zaman ötelerde bir şey olduğunu fısıldayan o şehvetli çizgi. İnsanlar Ankara'da beklerler, kim bilir bekledikleri hayat budur.