Ankara'nın şehir efsanelerinden biri, genellikle Kızılay-Sakarya civarında dolaşan bir meczuptu. Uzun, keçe gibi saçları bir fileye sıkıştırılmış, dağınık kıyafetli, orta boylu bir adamdı. Ancak yüzü heykel gibi güzeldi, fakat son derece kibirli bir ifadesi vardı. Çoğunlukla sessizce etrafı izler ve yoluna devam ederdi. Bir arkadaşım, bu adamın kendisinden mendil istediğini ve mendili verir vermez hızla ağzına attığını söylemişti, gerçekliği konusunda emin değilim... Bir de, Tunalı Hilmi Caddesi'nde, gelen geçene ağır küfürler savuran her zaman öfkeli bir yaşlı teyze vardı, onu gördüğümde acırdım, acaba başına ne gelmiş de bu hale gelmiş diye düşünürdüm.