aslında gülüyorduk. öyle ciddi ve derin bir konuşma da değildi. durup dururken pat diye şöyle yazdı: "evde kaldıkça sanırım bende takıntılar başladı. bunu yeni fark ediyorum. sonunda anneme dönüşmekten korkuyorum" arkadaşım anne olalı hayli de bir zaman geçti. uzun süre evde olmak ona yaramadı bunu anlıyordum ama işte bir karar almıştı ve kafasını karıştırmak da istemedim hiç. bu konuşma da yeni değil hoş. daha önce de benzerini belki on kere yaptık. bazen ben anneme dönüşürdüm bazen de o annesine dönüşürdü. ama en nihayetinde ve istisnasız her seferinde kendimizi değil annelerimizi çekiştirirdik. bu son sefer ise içimden gelen karşılık çok başka oldu. "eskiden anneme dönüşeceğim diye korkardım ama şimdi, en azından neye dönüşeceğimi bilmek beni rahatlatıyor. sonuçta annelerimiz annemizken biz de biz olmuşuz. eh bence hiç de fena sayılmayız. beni asıl korkutan bilmediğim bir şeye dönüşme fikri."şimdi düşünüyorum aslında bilinmezlikten korku duyduğumu da söyleyemem. bu aralar halim biraz böyle, akarsu üzerinde bir yaprak gibi. huzurlu muyum korkuyor muyum bilmiyorum. bir şeylerin ben bilmeden akmasından, neredeyse mutluyum diyeceğim.