Bu sabah Alper Şener'in paylaştığı videoyu görünce kalbim yine kırıldı. Evet biliyorum, yıkık dökük dükkanlarında çalışmak o insanlar için risk. Ama bir yandan, sabah kalktıklarında gidecekleri bir dükkanları olduğunu bildikleri için hayatın devam ettiğini hissettiren, eşle dostla selamlaştıkları, tutundukları bir dalın daha kesilmesi. Antakya'yı hiç görememiş insanlara da ayrıca üzülüyorum. Herkesin güzellikle bahsettiği, tanışması gerek dediği birinin ölmesi gibi bir durum çünkü. Tarihi dokusunu kaybetmiş, dümdüz bir zemin üzerine yeni binalar yükseliyor şimdi. Liwan otelden çıkıp, saray caddesinde gezinip, sultan sofrasına uğrayıp o güzel yemekleri yiyip, nehir kenarından yürüyemeyeceğiz bir daha. Ha belki yapacağız bu rutini, ama ne Liwan eski Liwan, ne sultan sofrası, ne de orayı güzel yapan insanlar yok artık hayatta. 1,5 yıl oldu, bu kadar uzaktayken aşamadım bu durumu, kayıpları. Hayatları darmadağın olan insanlar ne yapsın? Ama yine de oraya has o güzel kalpler, bir şekilde yeni bir düzen yaratmaya çalışıyor, bize düşen de destek olmak.