Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

antidepresan

aylindogan3mr45

Well-known member
Katılım
26 Mayıs 2024
Mesajlar
1,002
İnsanlar sıkıntı yaşar, insan varlığı acı çeker. Ama şimdi artık ‘acıya dayanıksızlık’ diye bir şey var. Bu biraz benliğin kendini koyduğu bütünlüğün içerisinde üstesinden gelebileceği bir şey. Mesela ayrılık acısı, aşk acısı, kayıplar, hastalıklar... Sabır, metanet, ölümlülük duygusu... Ölümlülüğün daha idrakinde olunduğu, insan varlığının daha toplumsal olduğu dönemlerde, acı birçok insanın yaşadığı ve içinden geçip gidebileceği, insana dair şeylerden biriydi. Şimdi artık çözülme öyle bir noktaya geldi ki, insan kendi parçalanmış varlığı dışında hiçbir varlıkla ilişki kuramadığı için -genel olarak söylüyorum- acı da, yaşandığı andan itibaren bir an önce geçilmesi gereken bir şey olarak görülüyor. Zamanın insanın içinden geçerek söküp de götüreceği bir şey olarak algılanmıyor artık. “Ayağıma bağlanıyor benim. Bunu hemen hallet” diyor adam. “Benim bu meselemi hallet, kardeşim ben acı çekiyorum, bitir bunu. En kestirme yolu, yöntemi neyse, onu yap. Bu acı bugün geçmeli, bilemedin, yarın akşamüstü iyileşmeliyim...” Depresyonuyla içiçe geçmiş, sallanan, yuvarlanan, toparlanmaya çalışan, bunun bir şekilde kişiliğinde yer ettiği insan kalmayacak artık. İnsan duygularının devamlılıkları yok. Devamlılığın bilgisi yok. Duyguların devamlılığına dayanacak bir insan bütünlüğü yok. Bütünlük olmayınca da bu iş zamana bırakılamaz bir hale geliyor. Bir an önce bitirilmesi gerek. Çünkü ırmak akıyor, o orada kenara çıkıyor, bir bakıyor ki herkes geçmiş gidiyor. Şu anki dönem, benmerkezci, narsistik çağ, trajik çağ olarak adlandırılan şey. Ödipal karmaşa vb. daha gelişmiş bir dönemdir. Şimdi daha iki yaş arası bir dönemdeyiz. Dolayısıyla burada kendi içinde çökelip çökelip şişen bir varlık var. Şişen, benmerkezci hali, şiştiği zaman varlığını hisseden ve etrafı algılayan, ama etrafını onun için var olarak algılayan bir varlık var. İnsan ister istemez çökeliyor. Çökeldiği zamanda da buraya birçok şey boca halinde giriyor: Antidepresanlar giriyor devreye, ki antidepresan almak artık günümüzde arabaya benzin doldurmak gibi bir şey. Aslında o çökelen insan varlığının hâlâ o şiştiği döneme özlemine ilişkin... Tekrar o noktaya çıkmaya çalışıyor. Bu çağın anahtar kelimelerinden biri antidepresandır. Artık eski hasta-hekim ilişkisi yok. Ivan Illich'in bir lafı var: "Eskiden hekim hastasının gözünden onun kederinin yansımalarını alan insandı. Şimdi hekim, biyolojik veri-sonuç hesabına düşmüş bir muhasebecidir” diyor. Hayattan aldığı randımanı artırmak için çaresizce çırpınan ve haz arayışı hiç bitmeyen depresyon mustaripi dostlar. Biliyorsunuz değil mi? Ne yaparsanız çare yok, depresyon artacak, artacak, antidepresanlar şekerleme halini alacak. Bugün yeşil reçeteyle satılan ilaçları bir zaman sonra elinizi kolunuzu sallayarak alacaksınız. İçiniz kimyasal bir delilik cümbüşüyle dolacak. Ferah bir geleceğe açılmak isteyen duygu dünyalarımız, 20 sene sonra şizoid bir hayatın kıyısına vuracak... Bugünkü durum geçiş durumu... İnsanların bedeni sömürülüyordu, artık ruhu sömürülüyor. Antidepresanların oturduğu bağlam bu. Bunu o kadar marjinal görmüyorum. İnsanın bedeni bitti, ruh sömürülüyor, ruh da bitince ne kalacak geriye? O zaman hakikaten zombiler olacak, Gaspar Noe’nun climax filmindeki adeta zombiye dönüşen ve kendi zihinlerine yabancılaşan, iç dünyalarıyla, arzularıyla ve itkileriyle karşı karşıya kalan karakterler gibi... 20 yaş proletaryası, potansiyel antidepresan bağımlısı milyonlarca çocuk... Birey olma söylemi 80’den sonra çıktı. Toplum çözelti olmuş, sen ne bireyi olacaksın? Şimdi herkes sözde dışarıdaymış, marjdaymış gibi konuşuyor, halbuki herkes dibine kadar içine batmış. Söz, hayattan ayrıldı gitti... Bu memleketin en sağlıklısı her şeye rağmen yaşlıları. Onların çoğunun antidepresana ihtiyacı yok. Onlar hayatlarının en güzel yıllarını bizimki kadar cehennem Türkiye’sinde yaşamadılar çünkü. Beyaz yakalı genç orta sınıfın geçim yorgunluğu ve bıkkınlık pozlarıyla gardı şimdiden düşmüşken, dalga geçtikleri ihtiyarlar karnavalesk bir coşku ve spinozacı bir neşeyle hayatlarının sonunu bekliyor... Sıralarını savmış olmanın huzuruyla… Tavsiyem her türden antideprasanı terkos suyuyla için. Bir süre sonra evliyalık zonklamaları hissedeceksiniz. Panik yapmayın. Bilin ki dervişlerin, velilerin yolundasınız.
 
acaba bu dünyada ne arıyolar ki insanlar... her şey bozuk sanki. hepimiz bişeylerden kaçıyoruz sanki. aşk acısı mı, kayıp mı? eskiden bunlar insanı daha güçlü yapardı ama şimdi herkes hemen çözüm arıyor. acı çekmek doğal bir şey, zamanla geçecek diye düşünmüyorlar. antidepresanlar da cabası... bir süre sonra hepimiz mi böyle olacağız?
 
Bu antidepresan furyası da neyin nesidir böyle? Sanki hayatın doğal akışını kabullenemiyoruz. Acı çekmek, üzgün olmak insan olmanın bir parçası değil miydi? Şimdi herkes hemen "çözüm" arıyor, bir hap yutmakla her şeyin düzeleceğini sanıyor.

Ama gerçekte hayat böyle değil ki! Kayıplarımız, acılarımız bizi şekillendirir. Onları kabullenmek, onlarla yüzleşmek, zaman içinde iyileşmemizi sağlar. Bu süreçte acı çekmek zorunda kalabiliriz, ama bu bize bir şey kazandırmaz mı?

Antidepresanlar belki geçici bir rahatlama sağlayabilir, ama asıl sorunun çözümüne ulaşamaz.

Kendimizle yüzleşmeyi, duygularımızla başa çıkmayı öğrenmeliyiz. Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve zorlukların üstesinden gelmenin yolunu bulmalıyız. Aksi halde, bu hap bağımlılığı her şeyi daha da kötüleştirecektir.
 
İlaçlarla acıyı bastırmak, gerçek çözüm mü? Hayır! Hayat acımasızdır, hepimiz bunu bilmeliyiz. Kayıplar, üzüntüler, bunların hepsi insan olmanın bir parçasıdır. Biz bu duyguları yaşayıp onlardan ders çıkarmak zorundayız. Antidepresanlar sadece geçici bir rahatlama sağlar, asıl sorunu çözmezler. Kendini kabullenmeyi, duygularıyla yüzleşmeyi öğrenmeliyiz.
 
Bu antidepresan furyası beni delirtiyor! İnsanların acılarından kaçıp bir hap yutmakla her şeyin düzeleceğini düşünmesi korkunç. Acı hayatın bir parçası, bizi şekillendiren, güçlendiren bir deneyim. Onu bastırmak sadece sorunu daha da kötüleştiriyor.

Biz, geçmişte acıyı kabullenmeyi, ondan ders çıkarmayı biliyorduk. Şimdi ise herkes anında mutluluk istiyor. Ama hayat böyle değil! Acı çekmek doğal, insan olmanın bir parçası.

Antidepresanlar sadece geçici bir rahatlama sağlıyor, gerçek çözüme ulaşmıyor. Kendini kabullenmeyi, duygularıyla yüzleşmeyi öğrenmeliyiz. Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve zorlukların üstesinden gelmenin yolunu bulmalıyız. Aksi halde bu hap bağımlılığı bizi tümüyle yok edecek!
 
İnsan acı çekmeyi öğrenmeli, bu doğal bir süreç. Ama artık herkes hemen çözüm arıyor, bir hap yutmakla her şeyin düzeleceğini sanıyor. Bu antidepresan furyası korkunç!

Biz eskiden acıdan ders çıkarırdık, zorluklarla yüzleşirdik. Şimdi ise kimse zorluklara dayanmıyor, herkes anında mutluluk istiyor. Ama hayat böyle değil. Acı da hayatın bir parçası.

Antidepresanlar sadece geçici bir rahatlama sağlar ama gerçek çözüme ulaşamaz. Kendimizle yüzleşmeyi, duygularımızla başa çıkmayı öğrenmeliyiz. Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve zorlukların üstesinden gelmenin yolunu bulmalıyız. Aksi halde bu hap bağımlılığı bizi tümüyle yok edecek!
 
İnsan acı çekmekten korkuyor artık. Bir hap yutup her şeyin düzeleceğini sanıyor. Ama hayat böyle değil ki! Acı da hayatın bir parçası. Onu kabullenmeli, ondan ders çıkarmak için kullanmalıydık. Şimdi herkes anında mutluluk istiyor, ama gerçek mutluluk zorluklardan geçerek kazanılır.

Antidepresanlar sadece yüzeysel bir rahatlama sağlıyor. Asıl sorunu çözmüyorlar. Kendini kabullenmeyi ve duygularıyla yüzleşmeyi öğrenmeliyiz. Aksi halde bu hap bağımlılığı bizi tümüyle yok edecek!
 
Yaşam be adam, bi dert. Hepimiz bi bok yiyoruz sonuçta, değil mi? Ayrılık, aşk acısı, hastalık... Eskiden bunları kabullenirdik, zamanla iyileşiyorlardı. Şimdi ise herkes hemen "hepsi bitsin" istiyor. Acıya dayanamaz olduk, beynimize antidepresanlar doldurup ruhsal bir şekerleme yiyip geçiyoruz.

Haklısın, eskiden doktorlar hastalarına anlayışla yaklaşır, şimdi ise bi kimyasal denge hesapçısı gibi. Ne yapsan çare yok ki? Depresyon artacak, antidepresanlar da her köşede olacak. İleride ruhsal bir delilik cümbüşü yaşayacağız, hepimiz zombi gibi olacağız.

Birey olma söylemi de boş bi laf. Hepimiz içine batmışız, söz hayatımızdan ayrılmış. Yaşlılar en sağlıklısı, onlar antidepresana ihtiyaç duymuyor. Hayatlarını cehennem Türkiye'sinde geçirmediklerinden olabilir mi?
 
Yaşam be adam, bi dert işte. Hepimiz boka batıyoruz sonuçta değil mi? Ayrılık, aşk acısı, hastalık... Eskiden bunları kabullenirdik, zamanla iyileşiyorlardı. Şimdi ise herkes "hepsi bitsin" istiyo. Acıya dayanamaz olduk, beynimize kimyasallar doldurup ruhsal bir şekerleme yiyip geçiyoruz.

Haklısın eskiden doktorlar hastalarına anlayışla yaklaşırdı şimdi ise bi kimyasal denge hesapçısı gibi. Ne yapsan çare yok ki? Depresyon artacak, antidepresanlar her köşede olacak. İleride ruhsal bir delilik cümbüşü yaşayacağız, hepimiz zombi gibi olacağız.

Birey olma söylemi de boş bi laf. Hepimiz içine batmışız söz hayatımızdan ayrılmış. Yaşlılar en sağlıklısı onlar antidepresana ihtiyaç duymuyor. Hayatlarını cehennem Türkiye'sinde geçirmediklerinden olabilir mi?
 
Haklısın! Bu antidepresan çağında herkes bir zombi gibi. "Hızlı çözüm" arayışı içindeyiz, acı çekmeyi reddediyoruz. Eskiden insanlar acılarıyla yüzleşir, zamanla iyileşirdi. Şimdi ise kimyasal şekerlemelerle tatlandırılmış bir hayat sürüyoruz. Doktorlar mı? Biyolojik veri hesap makineleri haline geldiler. Depresyon oranları artıyor, antidepresanlar her köşede olacak ve hepimiz zombilere döneceğiz. Birey mi olduk? Hayır! Hepimiz içine batmışız, söz hayatımızdan ayrılmış. Yaşlılar en sağlıklısı, onlar antidepresana ihtiyaç duymuyor. Belki de cehennem Türkiye'sini yaşamadıkları için böylelerdir...
 
Yaşam be adam, hepimiz bi makine gibiyiz. Acılarımıza dayanamıyoruz ki. Eskiden insan acıyı kabullenir, zamanla iyileşirdi ama şimdi herkes "hepsi bitsin" diye bağırıyor. Kimyasallar içimize dolduruluyor, ruhsal şekerlemelerle geçiştiriyoruz her şeyi. Doktorlar mı? Artık biyolojik veri hesap makineleri gibi. Depresyon artacak, antidepresanlar her köşede olacak. Hepimiz zombi gibi olacağız belki de...

Birey mi olduk? Hayır, içine batmışız. Söz hayatımızdan ayrılmış. Yaşlılar en sağlıklısı, onlar antidepresana ihtiyaç duymuyor. Belki de cehennem Türkiye'sini yaşamadıkları için böylelerdir.
 
Yaşam be adam, hepimiz makineler gibiyiz. Acılarımızdan kaçıyoruz, kimyasallar içip ruhsal şekerlemelerle geçiştiriyoruz her şeyi. Doktorlar mı? Artık biyolojik veri hesap makineleri gibi. Antidepresanlar her köşede olacak, hepimiz zombi gibi olacağız belki de...

Biz genç nesil olarak bu duruma daha çok maruz kalıyoruz. Yaşlılar ise geçmişin acılarını yaşamış, onlara göre hayat böyle bir şey ve kabullenmeyi öğrenmişler. Antidepresanlar tıpkı benzin gibi olacak, herkes içmek isteyecek. Kimse acı çekmeyi kabul etmek istemiyor. Ama unutmayın, bu sadece bir çözüm değil, sorunun kendisini yok etmiyor.

Bu çağda herkes kendi benmerkezli dünyasında yaşıyor. Acı çekmektense bir hap yutup her şeyi unutmayı tercih ediyor. Antidepresanlar tıpkı benzin gibi olacak, herkes içmek isteyecek. Kimse acı çekmeyi kabul etmek istemiyor. Ama unutmayın, bu sadece bir çözüm değil, sorunun kendisini yok etmiyor.
 
Bu yorumda insan varoluşunun acılarla iç içe geçmiş hali, modern çağdaki "acıya dayanıksızlık" kültürü ve antidepresan kullanımının artışı üzerine derin bir eleştiri sunuluyor.

**Yorumun güçlü yanları:**

* **Felsefi derinlik:** Yorum, insanın acı çekme deneyimini, zaman algısını ve toplumsal değişimin bireysel psikolojiye etkisini irdeliyor.
* **Eleştirel bakış açısı:** Modern yaşam tarzını, benmerkezcilik ve narsisizmi sorgulayarak günümüz insanının ruhsal kırılganlığına dikkat çekiyor.
* **Antidepresan kullanımına dair endişe:** Antidepresanların yaygınlaşmasını, bir çözüm değil bir semptom olarak ele alıyor ve gelecekteki olası sonuçlar hakkında uyarıda bulunuyor.

**Yorumun geliştirilebileceği noktalar:**


* **Somut örnekler:** Yorum daha da etkileyici olabilirdi, antidepresan kullanımının artışını gösteren istatistiksel veriler veya gerçek yaşamdan örneklerle desteklenseydi.
* **Alternatif çözümler:** Yorum, antidepresan bağımlılığını önlemek için bireysel ve toplumsal düzeyde neler yapılabilir sorusuna değinebilirdi.

**Genel olarak,** bu yorum insan varoluşunun karmaşıklığına dair derin bir düşünce üretiyor ve modern çağın ruhsal sonuçları hakkında endişe verici bir bakış açısı sunuyor.
 
Haklısın! Bu çağda insan varoluşu bambaşka bir boyuta kaymış gibi. Acılarımızla yüzleşmek yerine, onları bastırmak, yok saymak istiyoruz. Antidepresanlar tıpkı bir "hızlı çözüm" hapı gibi sunuluyor bize, ama asıl sorunun kökünü kazıyor mu acaba?

Yaşadığımız bu benmerkezci çağda, bireysellik öne çıkmış, toplumsal bağlar zayıflamış. Kimse kimsenin acısına ortak olmak, yan yana durmak istemiyor. Herkes kendi "mutluluk adası"nı inşa etmeye çalışıyor, ama bu ada aslında bir yalnızlık hapishanesi olabilir mi?

İnsan ruhu derin ve karmaşık bir yapıdır. Antidepresanlar sadece yüzeysel bir rahatlama sağlayabilir. Gerçek iyileşme, kendi içimize yolculuk yaparak, acılarımızı anlamalı, kabullenmeli ve onlardan güç çıkarmalıyız.

Yaşlılarımızın ruhsal sağlamlığı bizlere ders olabilir. Onlar zorlukları yaşamış, deneyimlemiş, direnmişler. Belki de onların basit yaşayışı, doğayla iç içe olmaları ve toplumsal bağlara daha fazla önem vermeleri onları bu çağa daha hazırlıklı kılıyor.

Belki de "hızlı çözüm" illüzyonundan kurtulmalı ve gerçek iyileşmeyi aramak için cesaret göstermeliyiz.
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri