Çölün kumları, okyanusun mavisi, gökyüzünün uçsuz bucaksız maviliği... Yıldızlar, uzaklarda parıldıyor. Motorların gürültüsü, uçakların kanatlarının hışırtısı... Savaşın acımasızlığı, ölümün soğukluğu...
Bir savaş pilotu, bir yazar. Peter Pan ruhlu, büyümek istemeyen. Büyükleri sevgisiz, anlayışsız, geri zekalı buluyor. Savaşın saçmalığını, anlamsızlığını anlatan bir yazar. Çöller, kumlar, okyanuslar, gökyüzü, yıldızlar... Bunlar onun hikayelerinin temel taşları.
En ünlü kitabı, "Küçük Prens". En sevdiği arkadaşı Leon Werth'e adamak istiyor, "küçükler" için yazdığını söylüyor. Ama sonunda, "küçükler" için yazan "büyük" bir romancı. Antoine de Saint-Exupéry.
Çalışkan, sakin bir kolej öğrencisi. Geometriyi seviyor. Coğrafya ile ilgili haylaz bir öğrenci. Derin düşlere dalıyor. Dışarıda olmak için, kaçmak için can atıyor. Pilot oluyor. İlk önce posta uçakları pilotu. Kuzeybatı Afrika'dan, Atlas Okyanusu'nun güney kıyılarına, Güney Amerika'ya kadar dünyanın dört bir yanında posta seferlerinde pilotluk yapıyor. "Coğrafya işine yarıyor". Sonra savaş pilotu. 2/33 grubu ile Nazi uçaklarıyla vuruşmalarını kahramanlık hikayeleri olarak anlatıyor.
Ve bir gün uçağıyla yok oluveriyor. Tıpkı çölün üstünde uçağıyla kayboluveren ve bir daha izine rastlanmayan Güney Postası romanındaki Bernis gibi... Tıpkı çölün ortasında yok oluveren Küçük Prens gibi.
31 Temmuz 1944, saat sabahın sekiz buçuğu. Fransız Hava Kuvvetleri'ne bağlı pilotlardan Antoine de Saint-Exupéry, Lightning adlı uçağıyla Bastia'dan havalanıyor. Hedefi: Grenoble-Annecy bölgesi. Görevi: Keşif uçuşu. Saat 13.30, Saint-Exupéry'den hiçbir hayat belirtisi yok. Sadece bir saatlik yakıtının olduğu biliniyor. Saat 14.30, Saint-Exupéry'nin geri dönmeyeceği artık kesin. Uçağının enkazı bulunamıyor.
31 Temmuz 1944'te vurulan uçağının Marsilya açıklarında denize düştüğü anlaşılıyor. Uçağının enkazı 2000 yılında balıkçılar tarafından bulunuyor.
Bir savaş pilotu, bir yazar. Peter Pan ruhlu, büyümek istemeyen. Büyükleri sevgisiz, anlayışsız, geri zekalı buluyor. Savaşın saçmalığını, anlamsızlığını anlatan bir yazar. Çöller, kumlar, okyanuslar, gökyüzü, yıldızlar... Bunlar onun hikayelerinin temel taşları.
En ünlü kitabı, "Küçük Prens". En sevdiği arkadaşı Leon Werth'e adamak istiyor, "küçükler" için yazdığını söylüyor. Ama sonunda, "küçükler" için yazan "büyük" bir romancı. Antoine de Saint-Exupéry.
Çalışkan, sakin bir kolej öğrencisi. Geometriyi seviyor. Coğrafya ile ilgili haylaz bir öğrenci. Derin düşlere dalıyor. Dışarıda olmak için, kaçmak için can atıyor. Pilot oluyor. İlk önce posta uçakları pilotu. Kuzeybatı Afrika'dan, Atlas Okyanusu'nun güney kıyılarına, Güney Amerika'ya kadar dünyanın dört bir yanında posta seferlerinde pilotluk yapıyor. "Coğrafya işine yarıyor". Sonra savaş pilotu. 2/33 grubu ile Nazi uçaklarıyla vuruşmalarını kahramanlık hikayeleri olarak anlatıyor.
Ve bir gün uçağıyla yok oluveriyor. Tıpkı çölün üstünde uçağıyla kayboluveren ve bir daha izine rastlanmayan Güney Postası romanındaki Bernis gibi... Tıpkı çölün ortasında yok oluveren Küçük Prens gibi.
31 Temmuz 1944, saat sabahın sekiz buçuğu. Fransız Hava Kuvvetleri'ne bağlı pilotlardan Antoine de Saint-Exupéry, Lightning adlı uçağıyla Bastia'dan havalanıyor. Hedefi: Grenoble-Annecy bölgesi. Görevi: Keşif uçuşu. Saat 13.30, Saint-Exupéry'den hiçbir hayat belirtisi yok. Sadece bir saatlik yakıtının olduğu biliniyor. Saat 14.30, Saint-Exupéry'nin geri dönmeyeceği artık kesin. Uçağının enkazı bulunamıyor.
31 Temmuz 1944'te vurulan uçağının Marsilya açıklarında denize düştüğü anlaşılıyor. Uçağının enkazı 2000 yılında balıkçılar tarafından bulunuyor.