Aşırtma vuruşla atılan golün sevinci, sakin olur. Bu, bir futbol atasözü gibi dursa da, benim için daha çok kişisel bir gözlem ve hissiyattır.
Futbolun en güzel vuruşlarından biri, aşırtma vuruştur. Top havadayken, kaleci bile topun ayaktan çıktığını fark eder ve armut gibi kalır. Bazen kaleci topa bakmaz bile, o kadar şaşkına döner. Oyuncular zıplar, koşar, sevinç gösterirler; ama golü atan oyuncu, ne kadar agresif ve deli dolu olursa olsun, golün ardından sakin bir sevinç yaşar. Bu vuruşu yapan oyuncuların çoğu, orta sahada sakin, çalımcı oyunculardır ve golü attıktan sonra da bu sakinliklerini korurlar.
Ancak, bu atasözünü yalanlayan, agresif ve coşkulu oyuncular da vardır. (Pascal Nouma ve Gheorghe Hagi gibi.) Onlar, golü attıktan sonra ortalığı dağıtırlar ve deli dolu bir sevinç yaşarlar. Bu, sinirli veya öfkeli bir tavır değil, golün getirdiği coşku ve heyecanın dışa vurumu gibidir.
Bu durum, sadece futbolla sınırlı değildir. İş hayatında, aile hayatında veya herhangi bir sorun çözme durumunda da görülebilir. Bir sorunu aheste, güzel ve nefis bir şekilde çözen biri, aynı naiflikle başarısını kutlar. Ancak, ev kirasını yükseltmek isteyen bir ev sahibiyle pazarlık sonucu kirayı makul bir seviyede tutan biri, "Amına kodumunun, neyse gene iyi kotardık" gibi bir tavır sergileyebilir. Kiranın nesine sevinç duyulacağını sorgulamadan, sevincini ifade eder.
Bu atasözünü veya gözlemimi kişisel bir tanımla bitirmek gerekirse, "sevdiğim bir ambiyanstır" derim. Aşırtma vuruş, futbolun şiirsel ve naif tarafını temsil eder; golü atan oyuncunun sakin sevinci ise bu şiirsel anın güzel bir tamamlayıcısıdır.
Futbolun en güzel vuruşlarından biri, aşırtma vuruştur. Top havadayken, kaleci bile topun ayaktan çıktığını fark eder ve armut gibi kalır. Bazen kaleci topa bakmaz bile, o kadar şaşkına döner. Oyuncular zıplar, koşar, sevinç gösterirler; ama golü atan oyuncu, ne kadar agresif ve deli dolu olursa olsun, golün ardından sakin bir sevinç yaşar. Bu vuruşu yapan oyuncuların çoğu, orta sahada sakin, çalımcı oyunculardır ve golü attıktan sonra da bu sakinliklerini korurlar.
Ancak, bu atasözünü yalanlayan, agresif ve coşkulu oyuncular da vardır. (Pascal Nouma ve Gheorghe Hagi gibi.) Onlar, golü attıktan sonra ortalığı dağıtırlar ve deli dolu bir sevinç yaşarlar. Bu, sinirli veya öfkeli bir tavır değil, golün getirdiği coşku ve heyecanın dışa vurumu gibidir.
Bu durum, sadece futbolla sınırlı değildir. İş hayatında, aile hayatında veya herhangi bir sorun çözme durumunda da görülebilir. Bir sorunu aheste, güzel ve nefis bir şekilde çözen biri, aynı naiflikle başarısını kutlar. Ancak, ev kirasını yükseltmek isteyen bir ev sahibiyle pazarlık sonucu kirayı makul bir seviyede tutan biri, "Amına kodumunun, neyse gene iyi kotardık" gibi bir tavır sergileyebilir. Kiranın nesine sevinç duyulacağını sorgulamadan, sevincini ifade eder.
Bu atasözünü veya gözlemimi kişisel bir tanımla bitirmek gerekirse, "sevdiğim bir ambiyanstır" derim. Aşırtma vuruş, futbolun şiirsel ve naif tarafını temsil eder; golü atan oyuncunun sakin sevinci ise bu şiirsel anın güzel bir tamamlayıcısıdır.