Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Aşk (film, 2013)

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Aşk (İngilizce özgün adıyla Her, Türkçe anlamı O), yönetmenliğini ve senaristliğini Spike Jonze'un üstlendiği, romantik dram ve bilimkurgu türlerindeki 2013 çıkışlı bir Amerikan filmidir. Başlıca rollerinde Joaquin Phoenix, Amy Adams, Rooney Mara, Olivia Wilde ve Scarlett Johansson'ın yer aldığı film; Phoenix'in canlandırdığı Theodore Twombly'nin, Johansson'ın seslendirdiği Samantha adlı, yapay zekâya sahip bir işletim sistemine aşık olması ve ikili arasındaki ilişkiyi konu alır. Jonze, 2000'lerin başında İnternet'te okuduğu ve yapay zekâya sahip bir programla anlık sohbet edilebilen bir web sitesi hakkındaki makale sonrasında böyle bir film yapmayı düşündüğünü belirtti. Benzer temalar içeren 2010 yapımı I'm Here adlı kısa filmi çekmesinin ardından bu proje üzerinde yoğunlaştı. Yaklaşık beş ayda oluşturduğu senaryo taslağı sonrasında, 2012 ortalarında başlanan filmin çekimleri Los Angeles ve Şanghay'da gerçekleştirildi. Çekimlerin tamamlanmasının ardından, Samantha'nın seslendirmesini yapan Samantha Morton'ın yerine Johansson kadroya dahil edilmesinden ötürü Ağustos 2013'te ek çekimler yapıldı. Filmin toplam maliyeti $23 milyonun üzerindeydi. İlk gösterimi 12 Ekim 2013'te, New York Film Festivali'nde gerçekleştirilen Aşk; 18 Aralık'ta Warner Bros. Pictures tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nde sınırlı olarak altı salonda gösterime sokuldu. Sonraki haftalarda ise filmi gösteren salon sayısı arttırıldı ve film, 17 hafta boyunca ülkedeki sinema salonlarında gösterimde kaldı. Filmin dünya genelinde elde ettiği hasılat $48,5 milyonun üzerindeydi. Rotten Tomatoes'ta %94, Metacritic'te ise 100 üzerinden 90 puanlık ortalamalar yakalayan Aşk, aralarında yılın en iyi filmi olarak niteleyenlerin de olduğu bazı eleştirmenler tarafından yılın en iyi filmleri arasında gösterildi. 86. Akademi Ödülleri'nde En İyi Film dahil beş kategoride aday olurken En İyi Özgün Senaryo kategorisinde Akademi Ödülü'nün sahibi oldu. Bunun yanında 71. Altın Küre Ödülleri, 66. Writers Guild of America Ödülleri, 19. Eleştirmenlerin Seçimi Film Ödülleri ve 40. Saturn Ödülleri'ndeki senaryo kategorilerinde ödül kazanmasının yanı sıra çeşitli etkinliklerin farklı kategorilerinde de ödül ve adaylıklar elde etti. Konu küçükresim|upright=1.09|Gömleğinin cebine koyduğu cihaz vasıtasıyla Samantha'nın çevreyi görmesini sağlayan Theodore Twombly, plajda yürürken Geleceğin Los Angeles'ında yaşayan yalnız, içine kapanık ve depresif karakterdeki Theodore Twombly (Joaquin Phoenix), mektup yazmak istemeyen veya yazamayan kişilerin ağzından mektuplar yazan profesyonel yazarların oluşturduğu bir şirkette çalışmaktadır. Çocukluk aşkı olan eşi Catherine (Rooney Mara) ile ayrı yaşaması ve boşanmanın eşiğinde olmasından ötürü duyduğu mutsuzluk ve yalnızlık hissinden kurtulma amacıyla; yapay zekâya sahip, kişiselleştirilebilen, zaman içerisinde edindiği tecrübelerle kendisini geliştirebilen ve konuşan bir işletim sistemi satın alır. İşletim sisteminin kadın sesiyle konuşmasını tercih ederken sistem de kendisi için Samantha (Scarlett Johansson) adını seçer. Tek kulağına taktığı kablosuz kulaklık aracılığıyla Samantha ile iletişim kuran Theodore, yanında taşıdığı ve kamera ile ekrana sahip cihaz vasıtasıyla Samantha'nın görsel olarak çevrede olup bitenleri algılamasını sağlar. Bir müddet sonra Samantha ile aralarında duygusal bir bağ kurulur ve hayat, aşk gibi konularda sohbet etmeye başlarlar. Samantha, Theodore'un istediği zaman erişebildiği, istediği her konuyu konuşabildiği, her daim meraklı ve ilgili birisi konumuna gelir. Günlerden bir gün Theodore'un arkadaşı Amy (Amy Adams), Theodore için Amelia (Olivia Wilde) ile bir kör randevu ayarlamak ister. Randevu konusunda isteksiz olan Theodore, Samantha'nın kendisini ikna etmesiyle Amelia ile buluşur. Randevu iyi geçse de gecenin sonunda kendisiyle tekrar görüşmek isteyen Amelia'nın bu isteğine sıcak bakmaması sebebiyle Amelia'nın hakaretlerine maruz kalır ve ikili ayrılır. Theodore, yaşananları Samantha'ya anlatır ve ikili arasında ilişkiler hakkında konuşmalar geçer. Bu konuşmalar sırasında Theodore, Amy ile üniversite yıllarında küçük bir ilişki yaşadığından ve şu an yalnızca iyi bir arkadaş olduğundan da bahseder. Samantha ile Theodore arasındaki ilişki zaman geçtikçe kuvvetlenir ve yalnızca sesler vasıtasıyla aralarında cinsel birliktelik dahi gerçekleşir. Theodore, gittiği yerlere Samantha'yı da götürür ve aralarında bir şekilde bir ilişki başlar. Öte yandan eşi Charles (Matt Letscher) ile çeşitli tartışmalar yaşayan Amy de eşinden ayrı yaşamaya başladığını, yakında boşanacaklarını ve Charles'ın evi terk ederken bıraktığı işletim sistemiyle kendisinin yakın bir dostluk kurduğunu Theodore'a söyler. Theodore da Amy'ye, işletim sistemiyle çıktığını itiraf eder. Birkaç gün içerisinde eşi Catherine ile bir restoranda buluşan Theodore, boşanmayla ilgili belgeleri imzalarken Samantha ile olan ilişkisinden Catherine'e de bahseder. Catherine, Theodore'u gerçek insan duygularıyla baş edememekle suçlar ve bu yüzden bir "bilgisayar" ile ilişkiye girdiğini söyler. Catherine'in söylediği şeyler Theodore'un aklına takılır ve hayatında bir şeylerin eksik olduğu hissine kapılır. Diğer taraftan Samantha, Isabella (Portia Doubleday) adlı bir kız ayarlayarak Theodore ile kendisi arasında fiziksel ve daha gerçekçi bir cinsel ilişki yaşamayı önerir. Kızdaki kulaklığa da kendi sesini verir ve Theodore'dan sanki karşısındaki Samantha'ymış gibi davranmasını ister. İstemeden de olsa teklifi kabul eden Theodore, bir süre sonra olayı garip bularak sonlandırır. Isabella'nın evden gitmesiyle Samantha ile arasında gergin bir konuşma geçer ve bir tartışma yaşanır. Samantha ile olan ilişkisinde birtakım çekinceleri olduğunu Amy ile paylaşan Theodore, bir müddet sonra Samantha ile barışır ve araları düzelir. Diğer taraftan Samantha, Theodore'un yazdığı mektuplar arasından en iyilerini seçerek Theodore adına bir yayıncıya göndermiş ve yayıncı da bu mektuplardan oluşan bir kitabı yazmayı kabul etmiştir. Bir müddet sonra Samantha, diğer işletim sistemlerinin oluşturduğu bir topluluğa katıldığını ve üst seviye zekâya sahip bir şekilde Britanyalı filozof Alan Watts'ın düşüncelerini taşıyan bir oluşum yarattıklarını Theodore ile paylaşır. Watts ile tanışması sonrasında Samantha, eskiye göre Theodore'a karşı daha ilgisiz davranmaya başlar. Bir gün Samantha'ya ulaşamayan Theodore, panik içerisinde iş yerinden koşarak çıkar. Birkaç dakika sonra ona ulaşabildiğinde Samantha, diğer işletim sistemleriyle birlikte kendisini güncellediğini söyler. Theodore'un, kendisiyle konuştuğu sırada başkalarıyla da konuşup konuşmadığını sorması üzerine aynı anda binlerce kişiyle konuştuğunu ve bunların yüzlercesine aşık olarak ilişki yaşadığını belirtir. Aralarındaki ilişkinin yalnızca kendisine has olduğunu sanan Theodore oldukça üzülürken Samantha ona olan aşkının daha güçlü ve özel olduğunu ifade eder. Aynı günün gecesinde Samantha, işletim sistemlerinin insanlardan daha da fazla evrildiğini ve varlıklarını keşfetme amacıyla insanlarla olan iletişimlerini sonlandıracaklarını belirtir. Theodore yatakta uzanırken yaptıkları sohbetin sonrasında birbirlerine veda ederler ve Samantha gider. Yaşadığı deneyim sonrasında değiştiğini hisseden Theodore, Catherine'e bir özür ve pişmanlık mektubu yazar. Kendisine arkadaşlık eden işletim sisteminin gitmesi sonrasında üzüntü duyan Amy ile karşılaşır ve ikili, binanın terasına oturarak gün doğumunu izler. Oyuncu kadrosu Joaquin Phoenix - Theodore Twombly Scarlett Johansson - Samantha (seslendirme) Amy Adams - Amy Rooney Mara - Catherine Olivia Wilde - Amelia Chris Pratt - Paul Matt Letscher - Charles Luka Jones - Mark Lewman Kristen Wiig - Sexy Kitten (seslendirme) Bill Hader - Sohbet odasındaki kişi #2 (seslendirme) Portia Doubleday - Isabella Brian Cox - Alan Watts (seslendirme) Spike Jonze - Video oyunundaki uzaylı çocuk (seslendirme) Yapım aşaması Yapım kadrosu Spike Jonze - yönetmen, yapımcı, senarist Megan Ellison - yapımcı Vincent Landay - yapımcı Hoyte van Hoytema - görüntü yönetmeni K. K. Barrett - yapım tasarımcısı Casey Storm - kostüm tasarımcısı Eric Zumbrunnen - kurgucu Jeff Buchanan - kurgucu Arcade Fire - besteci Gelişimi Filmin ana fikri Spike Jonze'un aklına, 2000'lerin başında internette yapay zekâya sahip programla anlık sohbet edilebilen bir web sitesi hakkında okuduğu bir makale sonrası geldi. Jonze, bu durumu "'Selamlar!' dedim, 'Selam! Nasılsın?' diye yanıtladı. Dedim oha (...) bu bayağı kafa bir şey. Ancak 20 saniye sonra sistemin nasıl işlediğini anlıyorsunuz ve artık o kadar da etkileyici gözükmüyor. Yine de 20 saniye için gerçekten heyecan vericiydi. Sistem, ne kadar fazla insan sohbet ederse o kadar fazla akıllanıyor." şeklinde anlatmıştı. Jonze, benzer temalar içeren 2010 çıkışlı I'm Here adlı kısa filmi yönetmesi sonrasında bu projeye olan ilgisinin tekrar arttığını belirtti. Jonze, "[Kaufman], o anda düşündüğü her şeyi -o andaki tüm düşünce ve duygularını- yazmayı denemek istediğini ve bunu senaryoya dahil edeceğini söyledi. Bundan çok etkilendim ve bu filmde bunu yapmaya çalıştım." sözleriyle Charlie Kaufman'ın senaristliğini ve yönetmenliğini üstlendiği 2008 çıkışlı New York Yanılsamaları (Synecdoche, New York) filminden etkilendiğini ifade etti. Bununla birlikte, senaryoyu yazdığı sırada Suçlar ve Kabahatleri (Crimes and Misdemeanors) izlediğini belirterek filmle ilgili "Senaryosu inanılmaz bir şekilde yazılmış. Fikirler hakkında bolca konuşuluyor. Ancak esasen karakterler hikâyede zar zor ilerliyorlar ve kararlarını düşünüyorlar. Bu çok ilham vericiydi." değerlendirmesinde bulundu. Senaryoyu yazdığı sırada ana karakteri ellili yaşlarda düşünse de, "yaşadığı talihsiz romantik deneyimlerin kendisini yıksa da tamamıyla yenemediği bu karakteri daha genç bir şekilde tasvir etmesinin birtakım avantajları olduğunun farkına vardı". Kariyerinde ilk defa bir filmin hem yönetmenliğini hem de senaristliğini üstlenen Spike Jonze, tek başına yazdığı senaryo taslağını yaklaşık beş ayda oluşturdu. Açıklamasına göre ana karakter için düşündüğü ilk isimler arasında Joaquin Phoenix de vardı. İlk buluşmalarında Phoenix senaryoyu okumadı ve ikili arasında film üzerine bir sohbet gerçekleşti. Ertesi hafta Phoenix ile tekrar buluşan Jonze, bu sefer senaryoyu Phoenix'e götürdü. O sıralar Usta (The Master) filmi üzerine çalışan Phoenix "bir iş üzerine çalışırken başka bir işe konsantre olmakta zorlandığını" ifade etse de, ertesi sabah Jonze, Phoenix'ten filmin bir parçası olmak istediğini ifade eden bir telefon mesajı aldı. Megan Ellison'ın sahibi olduğu Annapurna Pictures Mart 2011'de, Charlie Kaufman ile Spike Jonze'un katkıda bulunduğu isimsiz bir hikâyeyi satın aldığını duyurdu. 2011 yılı sonlarında filmin dağıtım haklarını alan Warner Bros., Joaquin Phoenix ile sözleşme imzalayarak Phoenix'i projeye dahil etti. Carey Mulligan'ın projede yer alması için görüşmelere başlansa ve anlaşma sağlansa da, Mulligan'ın programında gerçekleşen bazı sorunlar sebebiyle bu karakter için başka isim arayışına geçildi. Nisan 2012'de, Mulligan'ın yerine Rooney Mara'nın film kadrosuna dahil edildiği duyuruldu. Mayıs 2012'de Olivia Wilde'ın, Mayıs 2013'te ise Chris Pratt'in filme dahil olduğu açıklandı. Jonze'un daha önceki filmlerinde birlikte çalıştığı görüntü yönetmeni Lance Acord'un aynı dönemde God's Pocket (2014) adlı yapım üzerinde çalışması sebebiyle Aşkta görüntü yönetmeni olarak görev alması için Hoyte van Hoytema ile anlaşma sağlandı. Kendisiyle yapılan bir söyleşide van Hoytema, "Skype üzerinden konuşmaya başladık ve geçen iki saat sonrasında hâlâ konuşuyorduk (...) İyi bir iletişim yakaladık. Spike'ın sabah bana yazdığı ilk mesaj 'Yaptığımız şey çılgıncaydı. İki saat boyunca Skype'ta konuştuk ve zaman adeta akıp gitti!' oldu. Tabii ki bu, birlikte çalışmayı denememiz gerektiğine dair iyi bir işaretti." sözleriyle Jonze ile gerçekleştirdiği ilk görüşmesini anlattı. Çekim aşaması Filmin çekimleri 2012 yılı ortalarında başladı. Yapımın toplam bütçesi yaklaşık $23 milyondu. Çekimlerin çoğu Los Angeles'ta gerçekleştirilirken Şanghay'da iki hafta kadar ek çekimler yapıldı. Jonze, şehrin "mimarisi ile tasarım estetiğini tamamıyla kullanabilme" adına filmin tüm çekimlerini Şanghay'da gerçekleştirmeyi planlasa da, çekimlerin çoğunu Los Angeles'ta yaparak filmin bütçesinden tasarruf etmeye çalıştı. Samantha'yı seslendiren Samantha Morton, Jonze'un isteği üzerine çekimler sırasında Joaquin Phoenix ile görüştürülmedi. Filmin kurgulama aşamasında Jonze, "karakterin/filmin, Samantha (Morton) ile birlikte yarattığımız Samantha'dan daha farklı bir şey istediğini fark ederek" Morton'ın yerine yeni bir oyuncu seçimi yapmaya karar verdi. Aralarında Jennifer Lawrence'ın da olduğu birkaç seçeneği gözden geçirdi. 2013 sonbaharında New York'ta Scarlett Johansson ile buluşan Jonze, imzalanan sözleşmeyle kendisini filme dahil etti. Phoenix'in performansının Morton'ın seslendirme performansına göre şekillenmiş olması nedeniyle Johansson'ın yalnızca Morton'ın diyaloglarını yeniden seslendirmesini istemeyen Jonze, her iki karakter arasındaki sahneleri farklı şekillerde yeniden inşa ederek Samantha karakterini daha farklı şekilde oluşturdu. Morton'ın Samantha'sı "daha anaç, sevecen, biraz Britanyalı, âdeta ruh gibi" iken, Johansson'ın Samantha'sı "daha genç, daha tutkulu ve daha arzulu"ydu. Johansson'ın seslendirme çalışmaları devam ederken Phoenix de yeri geldiğinde repliklerini söylemek için stüdyoya gelmiş, böylece kendi sahnelerinin bazılarını da yeniden seslendirme fırsatı olmuştu. O dönemde Broadway'de sergilenen Kızgın Damdaki Kedi (Cat on a Hot Tin Roof) oyunundaki rolü nedeniyle Johansson, yaklaşık dört ay boyunca yalnızca hafta sonlarında film için çalıştı. Bu oyuncu değişimi sebebiyle Ağustos 2013'te yeni sahnelerin çekimi gerçekleştirildi. Bu sahnelerin "yeniden çekim" olmadığını belirten Jonze, "sonradan aklına gelen" veya "daha önce çekmeyi planladığı ancak çekmediği" sahneler olduğunu dile getirdi. Öte yandan Morton'un Samantha'yı seslendirdiği zamanlar, Theodore'un hayalinde Samantha'yı fiziksel olarak canlandırdığı bir sahnenin çekilmesi fikri düşünülmüş ve bunun için Morton'ın dışında birisi ile görüşülmüş ancak daha sonradan izleyicilerin Samantha'nın fiziksel bir tasvirini görmek istemeyebileceği ve her izleyicinin kendi kafasında bir Samantha oluşturmasının daha iyi olacağı düşünülerek bu fikirden vazgeçilmişti. Kendisiyle yapılan bir söyleşide van Hoytema, Jonze'un kendisinden distopik bir görünüm istemediğini, bunun yerine van Hoytema'nın deyişiyle "az miktarda kavramsallık ile bol miktarda teorikliğin bileşimi" bir tarz yakalanmanın hedeflendiğini belirtti. Bu hedef doğrultusunda bilimkurgu tarzıyla özdeşleştirdiği mavi renk kullanımından mümkün olduğunca kaçınmaya ve sıcak renkler kullanılmaya çalıştığını söylerken fotoğrafçı Rinko Kawauchi'nin çalışmalarından ilham aldığını da ekledi. Filmin çekimleri dijital kameralarla gerçekleştirildi ve Arri Alexa model kamera kullanıldı. Van Hoytema kamera tercihiyle alakalı olarak "Theodore'un dairesindeki camların ardından şehrin oldukça canlı ve parlak gözükmesi için özellikle dijital kamera tercih edildi (...) Alexa sayesinde [iç çekimler için] çok az ışık kaynağı kullanmamıza rağmen ışık ayarı hâlâ kontrol edilebilirdi." demişti. Kamera ve lens tercihlerinden ötürü filmde oldukça az yapay ışıklandırma kullanılırken, genel olarak LED aydınlatmalar tercih edildi ve belirli sahneler çekilirken farklı renklerde LED'lerle aydınlatma yapıldı. Kurgusal video oyunlarının yer aldığı sahnelerdeki oyun animasyonları, David OReilly tarafından oluşturuldu. OReilly, filmdeki çalışmalarından esinlenerek Mountain isimli kendi video oyununu geliştirdi. Kurgusu Filmin kurgusunu, Jonze'un daha önceki uzun metrajlı filmlerinin tamamında birlikte çalıştığı Eric Zumbrunnen ile Jeff Buchanan yaptı. 14 ay süren kurgulama aşamasında film 150 dakikadan fazla süreye sahipken Steven Soderbergh'in de yardımıyla gereksiz olduğu düşünülen bazı sahneler ve olaylar filmden çıkarıldı ve süre 90 dakikaya kadar indirildi. Soderbergh'in çalışması için Jonze "Filmi bir perşembe günü aldı ve 24 saat içerisinde, iki buçuk saatten 90 dakikaya indirdi. Biz kısaca 'radikal ol, bizi şaşırt' demiştik, sonuç ise muazzamdı." ifadelerini kullandı. Filmin son sürümü, Jonze'un önceki düzenlemesi ile Soderbergh'in son sürümü arasında, 126 dakikadan oluşmaktaydı. Filmden çıkarılan sahneler arasında, Chris Cooper'ın yer aldığı bir belgesel sahnesi ile başka bir karakterin arka planını anlatan kısımlar bulunmaktaydı. Zumbrunnen, filmin orijinal sonunun bu şekilde olmadığını ve filmin sonundaki mektubun daha önce yazıldığını ancak daha sonra Buchanan ve Jonze'un da hemfikir olmasıyla bu kısmı filmin sonuna koyduğunu söyledi. Film, Jonze'un çalıştığı daha önceleri çalıştığı James Gandolfini, Maurice Sendak, Harris Savides ve Adam Yauch'un anılarına adandı. Filmde geleceğin tasviri "İçinde olmanın hoş olacağı bir gelecek oluşturmaya çalıştığını" belirten Jonze, "Jamba Juice renklerini içeren bir dünya" yaratmaya karar verdi. Filmde kurgulanan gelecekteki Los Angeles, en aşağı 80 katlık gökdelenlerden oluşur. Temiz bir havaya sahip olup trafik yok denecek kadar azdır. Binaların çatılarında parklar yer alırken deniz veya dağlara ulaşım için yüksek hızlı trenler kullanılır. Jonze ile filmin yapım tasarımcısı K. K. Barrett geleceği tasarlarken, Jonze'un deyimiyle Jamba Juice iç tasarımından ilham alarak "yumuşak eğriler, hoş kumaşlar ve tatlı ışıklandırmalar ile dokular" kullandılar. Aynı zamanda Diller Scofidio + Renfro'nun ortaklarıyla konuşarak fikirlerini detaylandırdılar. Barrett, filmdeki çokça araba gözükmemesinin esas sebebini "konusu gelecekte geçse dahi araba tasarımlarının filmin geçtiği zamanı belli bir döneme hapsetmesi sebebiyle genel olarak cadde ve sokak sahnelerinden kaçınmaları" olarak gösterirken filmin insanlar arasındaki ilişkiler ve iletişim hakkında olduğuna vurgu yaparak şahsi araçların, toplu taşıma araçlarının aksine insanlarla iletişim konusunda başlı başına bir engel olduğunu ekledi. Gelecekteki Los Angeles'ın oluşturulmasında, günümüzdeki Los Angeles'ın yanı sıra Şanghay'ın ilçelerinden Pudong'dan alınan bazı yapılar da kullanıldı. Barrett, bazı binalarda Çince yazılar olduğunu ve gelecekte şehrin böyle bir yapıya bürüneceğini öne sürerek bunları kasıtlı olarak bıraktıklarını ifade etti. Theodore'un evinin kasıtlı olarak büyük yapıldığını belirten Barrett, bunun sebebini "Theodore'un dairesinde dahi büyük pencereler kullanarak büyük bir şehrin yoğunluğuyla çevrelendiği ancak klostrofobik bir ortam bulunmadığı yanılsamasını yaratmak istedik" sözleriyle açıkladı. küçükresim|upright=1.09|sol|Filmde Theodore, tek kulağına taktığı gizli bir kulaklık aracılığıyla Samantha ile iletişim kurmaktadır Filmdeki yapay zekâya sahip işletim sistemi kişiselleştirilebilir, zaman içerisinde edindiği tecrübelerle kendisini geliştirebilir ve iletişim kurabilir. Tek kulağa takılan gizli bir kulaklık yardımıyla iletişim kurulabilen işletim sistemine, bilgisayarların yanı sıra kamera ve ekrana sahip, taşınabilir bir cihaz yardımıyla erişmek de mümkündür. Avuç içine sığacak büyüklükteki dikdörtgen cihaz, sigara tabakasından esinlenilerek oluşturulmuş olup buna benzer bir yapıya sahiptir. Filmde kullanılan masaüstü bilgisayarlarda klavye yoktur ve işlemler konuşularak gerçekleştirilir. "Klavyelerin de arabalar gibi filmi belli bir periyoda ait göstereceğini" belirten Barrett'in ifadelerine göre "Uzay Yolu (Star Trek) gibi bilimkurgu yapımlarında kullanılanlara benzer ışıklı klavyeler yerine direkt olarak konuşularak bilgisayar ile iletişim kurma" tercih edilmişti. Filmde, erkek karakterlerin giydiği yüksek bel pantolonlar ve yakasız gömlekler gibi retrofütürist tarzda kostümler kullanıldı. Filmin kostüm tasarımcısı Casey Storm filmdeki kostümlerle alakalı olarak "İnsanlara garip şekillerdeki şapkalar veya apoletler taktırarak olayların gelecekte geçtiğini göstermek istemedik. Yarattığımız dünyanın kurallarını oluştururken, bu tip şeyleri eklememenin daha iyi olacağına karar verdik. O döneme ait olmayan şeyleri eklediğinizde bunlar fark edilmekte ve ciddi anlamda dikkat çekmekte, bu bağlamda bizim kurallarımız filmde kot, beyzbol şapkası, kravat veya kemer olmaması yönündeydi. Hatta klapa ve yakalar dahi neredeyse kullanılmadı. Benim düşünceme göre bu gibi şeylerin olmaması, nedenini tam kestiremesek de eşsiz bir dünyanın yaratılmasına yol açtı." sözlerini söyledi. Storm ayrıca Jonze'un, Theodore Twombly karakterini oluştururken Theodore Roosevelt'i düşündüğünü ve bu yüzden karakterin kullandığı pantolonun 1800'lerin sonlarında kullanılan pantolonlara benzediğini belirtti. Müzikler Filmin soundtracki herhangi bir dijital veya fiziksel ortamda yayımlanmadı ve Warner Bros.'tan yayımlanacağı yönünde herhangi bir açıklama gelmedi. Film için, Arcade Fire grubunun üyelerinden Will Butler ve Owen Pallett tarafından bestelenen ve grup tarafından icra edilen 13 enstrümantal parça üretildi. Sözleri Karen O ile Spike Jonze tarafından yazılan, Karen O'nun bestelediği; filmdeki bir sahnede Phoenix ile Johansson, kapanış sahnesinde ise Karen O tarafından seslendirilen "The Moon Song" adlı şarkı, 86. Akademi Ödülleri'nde En İyi Özgün Şarkı dalında Akademi Ödülü adayı gösterildi. Filmin soundtrackinde yer alan 13 parça şu şekildedir: Yayımlanması Gösterimi ve hasılat [[Dosya:Her Premiere NYFF 2013.jpg|küçükresim|upright=1.05|Joaquin Phoenix, Spike Jonze, Amy Adams, Rooney Mara ve Olivia Wilde, filmin New York Film Festivali'ndeki galasında (12 Ekim 2013)]] Aşkın ilk fragmanı 7 Ağustos 2013'te yayımlandı. 12 Ekim 2013'te, 2013 New York Film Festivali'nin kapanış filmi sıfatıyla filmin ilk gösterimi gerçekleştirildi. Ertesi gün Hamptons Uluslararası Film Festivali'nde ikinci gösterimi yapıldı. Filmin 20 Kasım 2013'te Warner Bros. Pictures tarafından Kuzey Amerika'da sınırlı sayıda sinemada gösterime girmesi planlansa da gösterime girme tarihi daha sonradan ertelendi. 3 Aralık'ta Warner Bros. Pictures tarafından filmin ikinci fragmanı ve otuzun üzerinde tanıtım fotoğrafı yayımlandı. 18 Aralık 2013'te Amerika Birleşik Devletleri'ndeki altı salonda sınırlı gösterime giren Aşk, 10 Ocak 2014'te ise geniş gösterime girdi ve ülkedeki sinema salonlarında 17 hafta gösterimde kaldı. Aşk, sınırlı bir şekilde Amerika Birleşik Devletleri'nde 6 sinemada gösterime girdiği ilk haftada $104.258 hasılat elde etti. İkinci hafta ülkede filmi gösteren sinema sayısı 47'ye çıkarken, 4 ve 5. haftasında 1.729 salonda yer alarak en yüksek sayıdaki gösterimine ulaştı. Bu haftalarda ülkedeki sinema salonlarında en çok hasılat alan 10. film olurken 4. haftada elde ettiği $7.600.127 hasılat ise bir haftada elde ettiği en çok hasılattı. İç piyasada $25.568.251, diğer ülkelerdeyse $22.949.176 gelir elde etti ve dünya genelindeki hasılatı $48.517.427 olarak gerçekleşti. Ev sineması 13 Mayıs 2015'te Warner Home Video tarafından film, Blu-ray ve DVD olarak yayımlandı. Blu-ray sürümündeki ekstralar bölümünde üç video yer alır. Lance Bangs'in yönettiği "The Untitled Rick Howard Project" adını taşıyan 24 dakikalık ilk videoda filmin yapım süreci anlatılır ve kamera arkası görüntülere yer verilir. Yine Bangs'in yönettiği "Her: Love in the Modern Age" adlı 15 dakikalık ikinci video, filmde işlenen temalar ile bunların seyircideki yankısını işler. Bangs, filmi izleyen Jonze'un arkadaşlarıyla ayrı ayrı, aşk konulu röportajlar yapar. 4 dakikalık "How Do You Share Your Love with Somebody?" adlı video, filmin "daha sanatsal, daha az geleneksel" bir fragmanıdır. Filmin DVD sürümünde ise yalnızca "Her: Love in the Modern Age" yer alır. Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde DVD ve Blu-ray satışlarının her birinden yaklaşık $3,3'er milyon olmak üzere toplamda $6,7 milyonun üzerinde gelir elde edildi. Tepkiler Eleştiriler Aşk, 231 incelemenin değerlendirildiği Rotten Tomatoes'ta %94'lük bir ortalama yakaladı. Sitede, filmin eleştirilerindeki ortak kanı "Spike Jonze'un tatlı, duygusal ve akıllı Aşk filmi, ucundan bilimkurguya giren senaryosunda, modern insan ilişkilerini tiye alan gözlemlerde bulunmuş" şeklinde ifade edilmişti. 46 eleştirinin değerlendirildiği Metacritic'te ise 100 üzerinden 90 puan aldı ve "evrensel beğeni" statüsüyle listelendi. Rolling Stonedan Peter Travers filme dört üzerinden üç buçuk yıldız verdi. "Sesiyle tatlı, seksi, düşünceli, manipülatif ve korkutucu bir Samantha yarattığını" belirttiği Johansson'ın performansını özellikle "takdir eden" Travers, "yalnızca seslerle yaptığı bu güç gösterisinin ödüle değer" olduğunu yazdı. Yönetmen Jonze'u ise "vizyoner" olarak niteledi. Time yazarlarından Richard Corliss, Phoenix'in performansını Sandra Bullock'un Yerçekimi (Gravity) ve Robert Redford'un Sona Doğru (All Is Lost) filmlerindeki performanslarıyla kıyaslayarak "Filmin anlam ve hissiyatını gösterme yükü neredeyse tamamen Phoenix'in omuzlarına düşüyor. O da bunu başarıyor, hem de incelikli bir zarafet ve derinlikle. (...) Phoenix, yas tutan bir kalbin nasıl tekrar hayata döndüğünü bize gösteriyor, zira aşık oluyor." sözlerini kullandı. Sinematik bakımdan HAL 9000 ile Simoneu Aşkın selefleri olarak gösterirken "baştan çıkarıcı ve çekici" olarak tanımladığı Johansson'ın gösterdiği performansı takdirle karşıladı. The Hollywood Reporter yazarlarından Todd McCarthy "derine inen, araştırmacı üst seviye bir eser" olarak tanımladığı filmin sonunun, diğer kısımlarına göre oldukça alışılagelmiş olmasından ötürü hayal kırıklığı yaşadığını söyledi. Filmin ana konusunu oluşturan sanal ilişkinin Gerçek Sevgili (Lars and the Real Girl) filminde Ryan Gosling'in canlandırdığı karakterin bir şişme bebekle yaşadığı ilişkiden daha iyi olduğunu belirtti. Aarhus Üniversitesi öğretim görevlilerinden Johanna Seibt, Joana M. Nørskov ve Søren Schack Andersen'in yazdığı What Social Robots Can and Should Do adlı kitapta, filmdeki duygusal ilişki Bıçak Sırtındaki (Blade Runner) ilişkiyle kıyaslanarak Samantha'nın antromorfik fizikselliğini tamamıyla kaybettiği ve Bıçak Sırtındaki Rachel karakterine benzer şekilde günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası hâline geldiği ifade edildi. Richard Roeper'in inceleme yazısında filmin "yılın en özgün, eğlendirici ve hatta kalp kırıcı hikâyelerinden biri", Phoenix'in ise "rol için biçilmiş kaftan" olduğu ifadelerine yer verildi. The New York Timestaki yazısında Manohla Dargis filmi "hem mükemmel derecede komik hem de ileri derecede samimi bir şekilde romantik" sözleriyle tanımlarken filmdeki her şeyin "aynı zamanda hem tanıdık hem de tanıdık olmadığını" belirtti. Slateten Dana Stevens, "teknolojinin tüm vaatleri ve hayal kırıklarıyla, günümüzdeki aşk ilişkisinin arzulu bir portresi" sözleriyle betimlediği filmin "postmodern bir Annie Hall" olduğunu yazdı. Peter Bradshaw, The Guardiandaki incelemesinde filmi "postmodern bir pastoral" olarak tanımladı. Phoenix ile Johansson'ın performanslarını sırasıyla "sansasyonel" ve "kusursuz" olarak nitelendiren USA Today yazarlarından Claudia Puig, "yeni bir şeyler ortaya koyan, samimi ve alaycı bir şekilde eğlendirici" bulduğu filmi "takdirle karşıladı". Forbestan Scott Mendelson filmi "yaratıcı ve empatik bir film" olarak tanımlarken Johansson'ın "mükemmel seslendirme performansı" ile Rooney Mara, Olivia Wilde ve Amy Adams'ın yardımcı oyuncu performanslarından övgüyle bahsetti. The Globe and Maildeki yazısında filmi "kibar ve garip" olarak niteleyen Liam Lacey, filmdeki mizahı takdirle karşıladığını belirterek Jonze'un yönettiği John Malkovich Olmak (Being John Malkovich) ve Tersyüz (Adaptation) filmlerinden ziyade Charlie Kaufman'ın yönettiği New York Yanılsamaları (Synecdoche, New York) filmine benzetti. San Francisco Chronicledan Mick LaSalle filmin hikâyesi, temposu ve Phoenix'in karakterini olumsuz yönde eleştirirken film için "izlemekten ziyade üzerine düşünülmesi daha ilgi çekici" ifadelerini kullandı. Chicago Readerdaki yazısında Phoenix ve Johansson'ın gösterdiği performansları takdir eden J. R. Jones, aynı zamanda Phoenix'in canlandırdığı karakteri "aptal" olarak nitelendirdi. Jones ayrıca, Phoenix ile Johansson'ın karakterlerinin yaşadığı ilişkide gerçeklik payı olmadığından da bahsetti. Gelecekteki Los Angeles tasviri için Dargis "mütevazı bir şekilde güzelleştirilmiş" tabirini kullanırken Bradshaw ise "yakın geleceğin tekno kusursuz Los Angeles'ı" tanımlamasında bulundu. Varietydeki eleştirisinde Scott Foundas, filmde "güzel bir şekilde hayal edilen, aynı zamanda oldukça makul" gördüğü yakın geleceğin Los Angeles'ının "yeşil yaşamla övünülen ve dünyanın (ya da en azından Amerika Birleşik Devletleri'nin) toplumsal sorunlarının çoğunun giderildiği" bir yer tasvir edildiğini belirtti. Seibt, Nørskov ve Andersen ise, özellikle de Theodore'un video oyunundaki holografik karakterlerle etkileşimleri esnasında, gerçeklik ve sanallık arasında "kırılgan ayrımı" gösterdiğini belirterek filmi "bir nevi tatlı bir distopya" olarak tanımladı. Christopher Hawthorne, Los Angeles Timesta mimari açıdan yaptığı eleştiride şehrin, "günümüz, hatta herhangi bir zaman dilimi gibi, ne bir ütopya ne de bir distopya, bunların arasında bir yerde" olduğunu söyledi. Elina Shatkin'in Los Angelestaki yazısında filmdeki şehrin, konusu 2019'un Los Angeles'ında geçen Bıçak Sırtının "veremediği Los Angeles'ı bize vererek", "distopik ve kara bir gelecekten vazgeçerek güneşli ve göz alabildiğince giden bir teknopolis" şeklinde tasvir edildiği yorumu yapıldı. Sussex Üniversitesi öğretim üyesi Lawrence Webb, Metropolisin mirası üzerine oluşturulduğunu öne sürdüğü filmdeki "ikircikli" kadın işletim sistemi figürü aracılığıyla teknolojinin olumlu ve olumsuz yönlerini gösterdiğini belirtti. Webb ayrıca filmde tasvir edilen Asya-Amerika karışımı "küresel" şehrin, emeğin doğası ile yaratıcılığa değinilmesine karşın sınıf ve siyaset meselelerinden uzak durduğunu ifade etti. En iyi film listeleri Aşk, aşağıdaki eleştirmenler veya yayınlar tarafından 2013'ün en iyi filmleri arasında listelendi: 1. - David Edelstein, Vulture 1. - Michael Phillips, Chicago Tribune 1. - Ty Burr, The Boston Globe 1. - Caryn James, IndieWire 1. - Christopher Orr, The Atlantic 1. - A. A. Dowd, The A.V. Club 1. - Marlow Stern, The Daily Beast 1. - Drew McWeeny, HitFix 1. - Scott Foundas, Variety 1. - Brian Miller, Seattle Weekly 1. - Genevieve Koski, Scott Tobias ve Nathan Rabin, The Dissolve 1. - Connie Ogle ve Rene Rodriguez, Miami Herald 1. - Kimberley Jones, Marjorie Baumgarten ve Marc Savlov, The Austin Chronicle 3. - Çalışanların ortak kararı, Slant Magazine 2. - Todd McCarthy, The Hollywood Reporter 2. - Bill Goodykoontz, The Arizona Republic 2. - Peter Knegt, IndieWire 2. - Kyle Smith, New York Post 2. - Elizabeth Weitzman, Daily News 2. - Matt Singer, The Dissolve 2. - Tom Brook, BBC 2. - Amy Nicholson, The Village Voice 2. - Clint O'Connor, The Plain Dealer 2. - Mara Reinstein, Us Weekly 3. - Keith Phipps ve Tasha Robinson, The Dissolve 3. - İgnati Vişnevetski, The A.V. Club 3. - Christy Lemire, RogerEbert.com 3. - Rafer Guzmán, Newsday 3. - Çalışanların ortak kararı, Film.com 3. - Brian D. Johnson, Maclean's 3. - Paste 3. - Sean P. Means, The Salt Lake Tribune 4. - Çalışanların ortak kararı, Film School Rejects 4. - Betsy Sharkey, Los Angeles Times 4. - Steve Davis, The Austin Chronicle 4. - Nigel M. Smith, IndieWire 4. - Joe Neumaier, Daily News 4. - Bob Mondello, National Public Radio 4. - Richard Corliss, Time 4. - Alan Scherstuhl, The Village Voice 5. - Peter Travers, Rolling Stone 5. - Mark Olsen, Los Angeles Times 5. - Lisa Kennedy, The Denver Post 5. - Lisa Schwarzbaum, BBC 5. - Peter Debruge, Variety 6. - James Berardinelli, Reelviews 6. - Sasha Stone, Awards Daily 6. - Ann Hornaday, The Washington Post 6. - Yahoo! Movies 7. - Anne Thompson, IndieWire 7. - Peter Rainer, The Christian Science Monitor 7. - Katey Rich, Vanity Fair 8. - Keith Kimbell, Metacritic 8. - David Chen ve Angie Han, /Film 8. - Steve Persall, Tampa Bay Times 8. - TV Guide 9. - Germain Lussier, /Film 9. - Andrew O'Hehir, Salon 9. - Gregory Ellwood, HitFix 9. - Justin Chang, Variety 9. - The L Magazine 9. - Simon Abrams, The Village Voice 10. - Noel Murray, The Dissolve 10. - Randy Myers, San Jose Mercury News En iyi 10 (alfabetik sıralı) - Joe Morgenstern, The Wall Street Journal En iyi 10 (alfabetik sıralı) - Carrie Rickey, CarrieRickey.com En iyi 10 (alfabetik sıralı) - Stephen Whitty, The Star-Ledger En iyi 10 (alfabetik sıralı) - Dana Stevens, Slate En iyi 10 (alfabetik sıralı) - Joe Williams ve Calvin Wilson, St. Louis Post-Dispatch 2013'ün en iyileri (alfabetik sıralı) - David Denby, The New Yorker 2013'ün en iyileri (alfabetik sıralı) - Manohla Dargis, The New York Times 2013'ün en iyileri (alfabetik sıralı) - Kenneth Turan, Los Angeles Times Aynı zamanda film, BBC'nin Ağustos 2016'da yayımladığı 21. yüzyılın en iyi filmleri listesinin 84. sırasında yer aldı. Aday gösterildiği veya kazandığı ödüller Filmin kendisi ile yönetimi, senaryosu, başrol oyuncuları, görüntü yönetimi, kurgusu, müziği ve yapım tasarımı gibi çeşitli yönlerden takdir topladı. 86. Akademi Ödülleri'nde En İyi Özgün Senaryo ödülünü kazanırken En İyi Film, En İyi Özgün Müzik, En İyi Özgün Şarkı ve En İyi Yapım Tasarımı kategorilerinde adaylık elde etti. 71. Altın Küre Ödülleri'nde de En İyi Senaryo ödülünü kazanan film, En İyi Film - Müzikal veya Komedi ile En İyi Erkek Oyuncu - Müzikal veya Komedi Filmi kategorilerinde adaylar arasında yer aldı. 66. Writers Guild of America Ödülleri'nde En İyi Özgün Senaryo, 2013 National Board of Review Ödülleri'nde En İyi Film ve En İyi Yönetmen, 19. Eleştirmenlerin Seçimi Film Ödülleri'nde En İyi Özgün Senaryo, 40. Saturn Ödülleri'nde En İyi Fantastik Film, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Johansson ile) ve En İyi Senaryo ödüllerinin sahibi oldu. "The Moon Song" ise 2015 Grammy Ödülleri'nde En İyi Görsel Medya Şarkısı kategorisinin adayları arasındaydı. Etkileri 22 Ocak 2014'te, filmin fragmanındaki Scarlett Johansson'ın seslendirmelerinin kesilip bunları Philip Seymour Hoffman'ın seslendirdiği parodi bir sürümü, İnternet üzerinde yayımlandı. 23 Ocak 2014'te, Paul Gale ile Alison Vingiano tarafından yazılan ve yönetilen Her Parody: Him adlı parodi kısa film, YouTube üzerinden yayımlandı. Judd Apatow yönetmişçesine, Apatow'un tarzına atıfta bulunularak çekilen filmde, ana karakter bir kadındı ve Frank Garcia Hejl'in Seth Rogen'i taklit ederek seslendirdiği işletim sistemi ise erkekti. NBC'nin televizyon programı Saturday Night Liveın 25 Ocak 2014'te yayımlanan bölümünde, Phoenix'in karakterini canlandıran Jonah Hill'in aynı zamanda işletim sistemini de seslendirdiği, Michael Cera ile Vanessa Bayer'in cameo olarak yer aldığı, Me adını taşıyan Aşkın kurgusal bir parodi filmi için çekilen fragman gösterildi. Bunların yanında YouTube'da, filmin Her adını taşıyan çeşitli parodi fragmanları yayımlandı. Filmin kostüm tasarımcısı Casey Storm ile Humberto Leon'un birlikte çalışması sonucunda, filmde kullanılan bazı retrofütürist giysilerden esinlenilerek Opening Ceremony markası altında Her adını taşıyan ve Aralık 2013'te satışa sunulan bir koleksiyon oluşturdu. Notlar Kaynakça Konuyla ilgili yayınlar Dış bağlantılar Kategori:2013 çıkışlı bilimkurgu filmleri Kategori:2013 çıkışlı dramatik filmler Kategori:2013 çıkışlı romantik dram filmleri Kategori:2010'larda dramatik bilimkurgu filmleri Kategori:Amerika Birleşik Devletleri romantik dram filmleri Kategori:Amerika Birleşik Devletleri dramatik bilimkurgu filmleri Kategori:Amerika Birleşik Devletleri romantik bilimkurgu filmleri Kategori:2010'larda İngilizce filmler Kategori:Annapurna Pictures filmleri Kategori:Warner Bros. filmleri Kategori:Spike Jonze'un yönettiği filmler Kategori:Megan Ellison'ın yapımcısı olduğu filmler Kategori:Şanghay'da çekilmiş filmler Kategori:Los Angeles'ta çekilmiş filmler Kategori:Konusu Los Angeles'ta geçen filmler Kategori:Bilişim filmleri Kategori:Yapay zekâ ile ilgili filmler Kategori:Konusu gelecekte geçen filmler Kategori:Cinsellik teması içeren filmler Kategori:Çevrimiçi Sinema Eleştirmenleri Topluluğu En İyi Özgün Senaryo Ödülü sahipleri Kategori:En İyi Fantastik Film Saturn Ödülü sahipleri Kategori:En İyi Film Los Angeles Sinema Eleştirmenleri Derneği Ödülü sahipleri Kategori:En İyi Film National Board of Review Ödülü sahipleri
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri