Hayatınızın aşkı çocuk yaşta ya da elinizde bastonla gezerken yanınızdan geçip gidebilir. Aşk bir zamanlama meselesidir. Ünlü bir adam demişti. Hatırlayamadım şimdi ama inandığım bir söz oldu bu. Kaç insan aradığını buldu acaba? Sordu mu ya da kendine gerçekten aradığım bu muydu diye. Ya da insan aramalı mı aşkını yoksa beklemeli mi gelip bulsun diye? Hayatımda büyük konuşmak istediğim tek konu olmuştur aşk. Büyük konuşayım aşk yoktur diyeyim de eşek gibi aşık olayım, götüme girsin tüm bu söylediklerim. İnsan bulduğuna mı katlanıyor belli yaş dilimlerinde bilemedim. Evlilik çağına gelince yanında olana katlanmaya çalışıyor da buna aşk mı diyor en büyük sorun bu aslında. Eğer öyleyse etrafımızdaki onlarca insan kendi yarattıkları bir sevgi içinde kendilerini kandırdılar. Belki başarılı oldular belki olduklarını sandılar. Ama umarım sonunda çok mutlu olmuşlardır. Tam tanımı var mıdır aşkın bilmiyorum. Hep allah düşürmesin derler ama yine de insan der içten içe "bi kere de düşürsün be" diye. Hiç inanamadım aşka ama belki diyorum. Tüm bunların farkında olunca içten içe korkuyorum kendimi kandırmaktan. Birisine "katlanarak" bağlanmak sonra aşk diyerek kendini kandırmaktan. Bence doğal olmalı her şey. Her insanın affedilmesi gereken yönleri olmalı fakat bu yönler aynı hayatı paylaşmak için gözardı edilebilecek şeyler olmamalı. Sonunda bir gün bunun farkına varmak delirtebilir insanı. Kendini ikiyüzlü hissedebilir ya da hiç düşünmez bunları ve çok mutlu olur. Umut ederim son şık olur hepimiz için. Hayallerimizdeki insanla birçoğumuzun karşılaşamadığı kesin ama umuyorum ki başka birinde hayallerimizdeki insanı yaratmak masumane ve bizi sonsuza kadar mutlu edecek bir davranıştır da hiç birimiz pişmanlık duymayız bunun sonunda. İş bu entry de götüme girer benim de hiç gocunmam. Edit: Wong Kar Wai'nin 2046 isimli filminde geçiyormuş bu söz, ünlü bir adam diye götümden uydurmuşum.