Atatürk hakkındaki düşüncelerimi son zamanlarda yeniden değerlendirdim ve açıkçası biraz daha sert bir bakış açısına sahibim. Putlaştırılmasına her zaman karşı olsam da, bazı saygısız kişiler toplumu bu yöne itmeye devam ediyorlar. Eleştirenlerin saldırıları karşısında savunma pozisyonuna geçmek zorunda kalışımızın sebebini de buradan anlamak lazım. Kendisini sevenler bile eleştiremez hale getiriliyor, bu yüzden Atatürk'ü sevmemdeki neden sadece ülkeyi kurtarması değil. Eğer Atatürk olmasaydı başka bir lider çıkardı ve belki de Kazım Karabekir'den İsmet İnönü'ye kimi seçerdik diye düşündüm. Asıl sevgim, savaş sonrası dönemi de içine alan bir perspektiften geliyor. Ordunun egemenliği altındayken tek söz sahibi iken Cumhuriyeti seçmesi büyük bir adımdır. Chp'yi devletle özdeşleştirmesine hak versem de, halkı eğitmek yerine onlara neyin doğru olduğunu dikte etmeye çalışmasını kabul edemem. Günümüzde de halkın doğru kararı veremediğini iddia etmek ve yenisiyle değiştirmek ancak totaliter bir yaklaşım olur. Monarşi benzeri bir rejimin katkısıyla ülkeye çağ atlatmış olabilir ama Cumhuriyet öncesinde atılan adımlar üzerine koyduğu tartışmaya açık bir konudur. Kadın hakları, Latin alfabesine geçiş gibi adımların ülkeyi ileri taşıdığı kesindir. Monarşi yerine Cumhuriyeti seçmesi, demokrasiye geçişte gösterdiği çaba takdir edilmelidir. Eğer bu adımı atmamış olsaydı, bugün belki de sömürge bir ülke ya da Afganistan gibi olacaktık. Atatürk'ün, ülkenin vizyonunu şekillendirerek ilerlemeci düşmanları dizginlemesi ve sonrasında ayakta kalabilmesi için attığı adımlar sayesinde Türkiye, Tito sonrası Yugoslavya gibi bir ülke olmaktan kurtulmuştur.