Yunanistan'a tatile giden Atatürkçüler, ülkemizin karşı karşıya kaldığı en büyük sorunlardan biri olan vatandaşlık bilincinin eksikliğini ortaya koyuyorlar. Bu bireyler, gayrisafi yurtiçi hasılamızda sanayinin %16,9, tarımın %4,1 ve hizmetlerin ise %79,1 yer kapladığı bir ekonomide, hizmet sektörünü domine eden turizmin keyfini sürerken, aynı zamanda ülkemizin karşı karşıya kaldığı uluslararası sorunların da farkında olmadan hareket ediyorlar.
Bu bilinçsiz vatandaşlar, "Demirtaş'a özgürlük" ve "Pirom %69 yapacak" gibi sloganlarla seslerini duyururken, basit neden-sonuç ilişkilerini kuramamaktadırlar. Atatürk'ün ilkelerini benimsidiğini iddia eden bu bireyler, zevk düşkünlüğü ve vatandaşlık bilincinin eksikliği ile Atatürk'ün hayal bile edemeyeceği bir tavır sergilemektedirler.
Yunanistan, İtalya ve Almanya'nın ardından en büyük üçüncü döviz geliri kaynağı olarak Türkleri ağırlarken, aynı zamanda Doğu Akdeniz'deki haklarımızı ihlal etmekte ve ekonomik zararlara yol açmaktadır. Kıbrıs'taki Türklerin yaşadığı baskılar, Ege'deki adalarımızın işgali ve PKK'ya verilen destek, bu bilinçsiz vatandaşların tatil masraflarıyla finanse edilmektedir.
Kendilerini "eğitimli" olarak tanımlayan bu bireylerin bile vatandaşlık bilincinden yoksunluğu, Türkiye'nin en büyük sosyal sorunlarından biri haline gelmiştir. Eğitim müfredatının yeniden gözden geçirilmesi ve kitle iletişim araçları aracılığıyla yayılan propagandalara karşı uyanık olunması, vatandaşlarımızın kimliksizleşmesinin önüne geçmek için atılacak önemli adımlardır.
Atatürk'ün ilkelerini benimsiyorken, ülkemizin karşı karşıya kaldığı sorunların farkında olmadan hareket eden bu bireyler, yalnızca tatillerini düşünerek hareket etmektedirler. Oysa Atatürk, vatandaşların ülkelerine ve toplumlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmelerini ve bilinçli bireyler olmalarını teşvik ederdi. Bu nedenle, Yunanistan'a tatile giden Atatürkçüler, Atatürk'ün ilkelerini yanlış anladıklarını göstermekte ve onun hayal kırıklığına uğratmaktadırlar.
Bu bilinçsiz vatandaşlar, "Demirtaş'a özgürlük" ve "Pirom %69 yapacak" gibi sloganlarla seslerini duyururken, basit neden-sonuç ilişkilerini kuramamaktadırlar. Atatürk'ün ilkelerini benimsidiğini iddia eden bu bireyler, zevk düşkünlüğü ve vatandaşlık bilincinin eksikliği ile Atatürk'ün hayal bile edemeyeceği bir tavır sergilemektedirler.
Yunanistan, İtalya ve Almanya'nın ardından en büyük üçüncü döviz geliri kaynağı olarak Türkleri ağırlarken, aynı zamanda Doğu Akdeniz'deki haklarımızı ihlal etmekte ve ekonomik zararlara yol açmaktadır. Kıbrıs'taki Türklerin yaşadığı baskılar, Ege'deki adalarımızın işgali ve PKK'ya verilen destek, bu bilinçsiz vatandaşların tatil masraflarıyla finanse edilmektedir.
Kendilerini "eğitimli" olarak tanımlayan bu bireylerin bile vatandaşlık bilincinden yoksunluğu, Türkiye'nin en büyük sosyal sorunlarından biri haline gelmiştir. Eğitim müfredatının yeniden gözden geçirilmesi ve kitle iletişim araçları aracılığıyla yayılan propagandalara karşı uyanık olunması, vatandaşlarımızın kimliksizleşmesinin önüne geçmek için atılacak önemli adımlardır.
Atatürk'ün ilkelerini benimsiyorken, ülkemizin karşı karşıya kaldığı sorunların farkında olmadan hareket eden bu bireyler, yalnızca tatillerini düşünerek hareket etmektedirler. Oysa Atatürk, vatandaşların ülkelerine ve toplumlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmelerini ve bilinçli bireyler olmalarını teşvik ederdi. Bu nedenle, Yunanistan'a tatile giden Atatürkçüler, Atatürk'ün ilkelerini yanlış anladıklarını göstermekte ve onun hayal kırıklığına uğratmaktadırlar.