Ananasında özel bir isim olan nadir ülkeler deniz. Bir de Çin'in eski anayasasında Mao'nun adı vardı sanırım. Ülkenin genel sorunu bu. Arkadaşlar bir şeyi de bırakın işin ehli insanlar konuşsun. Anayasada ne yazıp ne yazmayacağıyla ilgili bir dolu şey yazılmış, herkes de kendinden emin. Biri de çıkıp dememiş ki, acaba bu konuda işin uzmanları, anayasacılar, hukukçular ne diyor? Sonra bu kendini aydın sanan tayfa da "aa bak Tubitak'a hayvanat bahçesi müdürü atanmış" diyor. Hayvanat bahçesi müdürü o konuya ne kadar vakıfsa, sen de anayasa hukukuna o kadar vakıfsın. Siz daha iyi bilirsiniz tabi ama nacizane bir hukukçu olarak nacizhane fikrim o'dur ki; anayasada yazdığı üzere kimse Atatürk milliyetçiliğine bağlı olmak zorunda değil. Kimse milliyetçi olmak zorunda da değil. Burada bazı arkadaşlar Atatürk milliyetçiliğinin sübjektif millet anlayışına dayalı bir milliyetçilik olduğu ileri sürülse de, gayet objektif yanları da vardır. Keza anayasa kimsenin onure edileceği bir belge de değildir. Onure etmek istediğini verdiğin ödüllerle, resmi paranın üzerine basmakla, adına kutlamalar yapmakla vs onure edersin. Ama anayasa ülkenin ne şekilde idare edileceğinin kabaca sınırlarını çizen bir metindir. Bu amaç haricinde bir anayasaya yazılan her şey de gereksizdir.
Edit 1: Arkadaşlar çok garip geri dönüşler aldım. Öncelikle yazının içeriği ile ilgili olarak hiçbir şey demeyen arkadaşlarımız "onure etmek" sözcüğüne takılmışlar. "Onure etmek" ve "onore etmek" ile ilgili olarak TDK verilerini paylaşıyorum;
Bunlardan başka elinde bilimsel bir veri olan varsa DM'lesin tartışalım. Onun haricinde bahsetmek gerekir ki, gelen dönütler genelde hakaretvari şeyler. Kendimi bir AKP'li ile tartışırken hissettiğimden farklı bir şey hissettirmedi bana. Çok ilginç bakın AKP'lilere çomar, dediklerimizden bir şey anlamıyorlar, sadece hakaret edip saldırıyorlar diyen arkadaşlar, kınadıkları bu davranışın aynısını yapıyorlar.
Biri de "o zaman RTE'nin adını koyalım onu mu istiyorsun..." şeklinde bir mesaj atmış ki, yazdıklarımı hiçbir şekilde anlamadığını düşünüyorum. Ayrıca bir arkadaş da ülkeden kovmuş beni. Bir de hukukçuluğumu tartışanlar var. Muhteşem bir hukukçu olduğumu hiçbir zaman iddia etmedim. Hukukçulara danışalım dediğimde işaret etmek istediğim kişi Burhan Kuzu değildi. Çarpıtmak isteyen arkadaşlar devam edebilirler.
Son olarak demek istediğim bir şey var. Arkadaşlar lütfen bir tartışma kültürü edinin. Saldıran arkadaşların kafalarında belirledikleri bir kaç görüş var: 1-Kemalist, 2-AKP'li, 3-MHP'li, 4-HDP'li, 5-İYİP... Yani siz karşınızdakinin görüşlerine önem vermiyorsunuz. Karşınızdakinin dediklerinden yola çıkarak onu zihninizdeki bu kefelerden birine koyup, o kefeye sıralayacağınız şeyleri sıralıyorsunuz. Çünkü doğrudan yeni bir önerme üretemiyorsunuz. Arkadaşlar söylediklerimden yola çıkarak 2 kefeye kadar düşmüşler. AKP'li ve HDP'li. Daha önce yazdıklarımdan yola çıkarak sanırım AKP'li olamayacağıma kanaat getirmişler (bakın buna bile kanaat getiremeyenler var). Dolayısıyla beni HDP'li kefesine koyup terörist, ayrılıkçı, Kürt, vatan haini, Atatürk düşmanı, gibi şeyler söylemişler. Oysa benim söylediklerimden hiçbiri buraya çıkmıyor. Ama olsun, o kişinin beni kafasında koyduğu kefe buraya çıkıyor ya, o arkadaşa yetiyor bu.
Oysa HDP'li, Kürt, Atatürk düşmanı vs. de değilim. Anayasa hukuku dersini de her zaman gururla ifade edeceğim üzere, CHP İstanbul 3. Bölge 1. Sıradan milletvekili seçilen İbrahim Kaboğlu'ndan aldım. Bir de onure etmek onore etmek olayından çocukça laf sokmaya çalışan arkadaşlar var. İçimde onlara karşı acımak dışında bir duygu yok gerçekten. Sevgiler.
Edit 1: Arkadaşlar çok garip geri dönüşler aldım. Öncelikle yazının içeriği ile ilgili olarak hiçbir şey demeyen arkadaşlarımız "onure etmek" sözcüğüne takılmışlar. "Onure etmek" ve "onore etmek" ile ilgili olarak TDK verilerini paylaşıyorum;
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Bunlardan başka elinde bilimsel bir veri olan varsa DM'lesin tartışalım. Onun haricinde bahsetmek gerekir ki, gelen dönütler genelde hakaretvari şeyler. Kendimi bir AKP'li ile tartışırken hissettiğimden farklı bir şey hissettirmedi bana. Çok ilginç bakın AKP'lilere çomar, dediklerimizden bir şey anlamıyorlar, sadece hakaret edip saldırıyorlar diyen arkadaşlar, kınadıkları bu davranışın aynısını yapıyorlar.
Biri de "o zaman RTE'nin adını koyalım onu mu istiyorsun..." şeklinde bir mesaj atmış ki, yazdıklarımı hiçbir şekilde anlamadığını düşünüyorum. Ayrıca bir arkadaş da ülkeden kovmuş beni. Bir de hukukçuluğumu tartışanlar var. Muhteşem bir hukukçu olduğumu hiçbir zaman iddia etmedim. Hukukçulara danışalım dediğimde işaret etmek istediğim kişi Burhan Kuzu değildi. Çarpıtmak isteyen arkadaşlar devam edebilirler.
Son olarak demek istediğim bir şey var. Arkadaşlar lütfen bir tartışma kültürü edinin. Saldıran arkadaşların kafalarında belirledikleri bir kaç görüş var: 1-Kemalist, 2-AKP'li, 3-MHP'li, 4-HDP'li, 5-İYİP... Yani siz karşınızdakinin görüşlerine önem vermiyorsunuz. Karşınızdakinin dediklerinden yola çıkarak onu zihninizdeki bu kefelerden birine koyup, o kefeye sıralayacağınız şeyleri sıralıyorsunuz. Çünkü doğrudan yeni bir önerme üretemiyorsunuz. Arkadaşlar söylediklerimden yola çıkarak 2 kefeye kadar düşmüşler. AKP'li ve HDP'li. Daha önce yazdıklarımdan yola çıkarak sanırım AKP'li olamayacağıma kanaat getirmişler (bakın buna bile kanaat getiremeyenler var). Dolayısıyla beni HDP'li kefesine koyup terörist, ayrılıkçı, Kürt, vatan haini, Atatürk düşmanı, gibi şeyler söylemişler. Oysa benim söylediklerimden hiçbiri buraya çıkmıyor. Ama olsun, o kişinin beni kafasında koyduğu kefe buraya çıkıyor ya, o arkadaşa yetiyor bu.
Oysa HDP'li, Kürt, Atatürk düşmanı vs. de değilim. Anayasa hukuku dersini de her zaman gururla ifade edeceğim üzere, CHP İstanbul 3. Bölge 1. Sıradan milletvekili seçilen İbrahim Kaboğlu'ndan aldım. Bir de onure etmek onore etmek olayından çocukça laf sokmaya çalışan arkadaşlar var. İçimde onlara karşı acımak dışında bir duygu yok gerçekten. Sevgiler.