Haklı bir eleştiri. Türk hukuk sisteminde azınlıkların çoğunlukla aynı haklara sahip olmaması, aslında Türk hukuk sisteminin bir sorunudur ve bu sorun milliyetçiliğin ta kendisi değildir. Türk Dil Kurumu'nun milliyetçilik tanımına baktığımızda, "maddi ve manevi açılardan millet ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı, ulusçuluk, nasyonalizm" şeklinde tanımlandığını görürüz. Burada bahsedilen millet ve ülke kavramı; çoğunluğu, bir veya birkaç etnik kökeni değil, halkın tamamını kapsamaktadır. Milliyetçilik, yalnızca bir topluluğa değil, ülkenin tümünü kucaklayan bir anlayışı ifade eder. İrkcılık ise, adından da anlaşılacağı gibi, bir etnik gruba karşı ayrımcılık yapmayı içerir. Ancak milliyetçiliği sadece ötekileştirme ve nefret politikası olarak görmek büyük bir yanılgıdır. Uğur Mumcu'nun da dediği gibi, "halkçılık", dış sömürüye dayanan bir düzenin karşısında milliyetçiliğin dayandığı sosyal temeldir. Evet, milliyetçilik ötekileştirmeyi içinde barındırabilir, ancak diğer ideolojilerde olduğu gibi. Örneğin, milliyetçiliğin ABD, AB veya Kuzey Irak'ı ötekileştirdiğini iddia ederken, halkçılığı da aynı kategoride değerlendirmiş oluruz. Çünkü halkçılık da gerektiğinde kendi halkının çıkarları için diğer halkları ötekileştirebilir. Dünya vatandaşlığı ve herkesin eşit olduğu bir dünya dileğiyle yaşamak dileğiyle de, gerçekçi olmak gerekirse, para, iktidar ve açgözlülük gibi insan hırsları bunu zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, bir toplumun haklarını korumak ve öne çıkarmak istiyorsanız, yerel ve küresel sermayenin ekonominize hâkim olmasını engellemelisiniz. Kapitalizm, üreteni değil, işvereni korumayı amaçlayan bir canavardır ve bu canavar sizi her geçen gün daha da yutmaya devam etmektedir. Kapitalizme karşı duruş sergilemeyen, iç ve dış sermayenin kölesi haline gelmiş toplumlarda eşitlik ve refahtan bahsedilemez. Bu bağlamda, Atatürk milliyetçiliğinin halkçılıktan uzak bir şekilde ırkçılık ve ötekileştirme üzerine kurulu olmadığını belirtmek önemlidir. Ulusalcılık, halkın çıkarlarını gözeten bir milliyetçilik anlayışını ifade eder ve genellikle kapitalizme karşı bir duruş sergiler. Elbette ki, kendisini Atatürk milliyetçisi olarak tanımlayan biri de ırkçılık yapabilir, aynı şekilde sosyalist bir kişi de ırkçı olabilir. Ancak bu durum, Atatürk milliyetçisini ırkçı zannetmenin bir yanlışlık olmadığı gerçeğini değiştirmez. Irkçıyı Atatürk milliyetçisi olarak etiketlemek üzerine bir durumdur.