Türkiye'ye özgü ikiyüzlülüklerden biri de bu. Bugüne kadar bildiğim ateistlerden sadece aydın Engin istisna oldu. Kendisi düşünce-yaşayış tutarlılığına (=namus) sahip bir ateistti. Tarihin ve toplumun sırtımıza vurduğu yüklerin altında ezilmekten, ezilmeyi kabullenmektense, düşünce çilesi çekmiş, çoğunluğu teşkil eden kitlelerden daha farklı bir bakış getirebilmiş, dini değerleri reddetmiş ve ikiyüzlü davranacak kadar düşmemişti. Kendi inanmadığı değerleri benimsermiş gibi yapmadı, bu yöndeki adetlere geleneklere uymadı, ama gayet saygılı bir tarzda muamele etti, değerlendirdi. Bu yönüyle örnek bir ateist, yine bu bakımdan saygıdeğer bir insandı. Aydın Engin hariç benim bildiğim hiç bir ateist yok ki cenaze namazıyla defnedilmemiş olsun. Bunların bir kısmı, geçinimi sağladığı kesimle ters düşmemek için ateist pozu takınıyor, ancak aslında farklı bir inanç grubuna mensup, aslında bu da düpedüz sahtekarlık ama hadi bunlara özel durum diyelim. Bir kısmı ise hayattayken ateist olduğunu açıkça ilan etmiş insanlar. Bunları defnederken, defnetmeden hemen önce cenaze namazı kılınınca ne oluyor? Adam zaten ateist yani. Zorla mı? İkiyüzlü sahtekarlığın bir başka tezahürü işte.