Ateistleri Zorlayacak Sorular Hakkında Agresif Eleştiriler
Üst Edit: Ne bekliyordum ki? Sadece bir soru sormak istemiştim ama hemen linç yedim. Sanırım "yokluk" kelimesi peynir çeşidi gibi anlaşılıyor bazı arkadaşlarca. Hayır efendiler, yokluktan bahsediyoruz burada. Madde yok, zaman yok, enerji yok! Bence bu çok kaliteli bir soru, ciddi ciddi düşünenler için. Kaçarlarsa hepsi aynı olacak, hiç... (hiçlik felsefesi gereği) Bir ateist için ölmekle yaşamak arasında hiçbir fark yok. Hatta yaşamayı tercih etmek daha büyük bir ahmaklık olmuyor mu? Necip Fazıl'ın şu güzel sözünü hatırlatayım size: "Âlemin küfre göre hem başı hem sonu hiç, iki hiç arasında varlık olur mu hiç?" Yokluk, varlık, yokluk gibi absürt bir sıralamanın ortasındayken, insan neden acı, hüzün, üzüntü, yorgunluk, hastalık gibi pek çok sıkıntıya katlanma ihtiyacı hisseder ki? Hayır hayır, tam tersi, güzellik, mutluluk olsun, ne fark eder ki? Ölümden sonra geriye hiçbir şey kalmayacaksa, ne anlamı var yaşamanın? (Hayatın anlamı sorusu değil! Ölüm sonrası yokluk alanına göre, bir gün yaşamakla bin yıl yaşamak arasında ne fark var?)
Ölüm sonrası yokluk, geçmiş hayatınızı düşündüğünüzde ne hissedeceksiniz? Geçmiş sürenin bir anlamı olacak mı? Yok olup hiçliğe karıştığınızda, hayatın süresi, niteliği hakkında nasıl bir değerlendirme yapacaksınız? "Evet, evet," diyorum, çünkü bunu anlamak zorundayız. Her aklı başında insan, hakikati arar, değil mi?
Son Edit: Bu kadar yazı yazmamın sebebi alay etmek değildi. (Hiçliğin farkında) olan ateistlerin felsefi düşüncelerini gerçekten merak ediyorum. Herkese yeniden açıklama yapmam gerektiği için özür dilerim. Şimdi öldükten sonra, varlığınızın bir önemi olabilir mi? Şimdi değil, öldükten sonra. Bazıları hala yokluğu, hiçliği "param var harcadım şimdi yok eheheheheh" gibi anlıyor. Aşılamayacak kadar derin bir saçmalığa saplanmış durumdalar. -işte bu noktada, insanları aşağılayanlarla vakit geçirmenin anlamı ne?
Üst Edit: Ne bekliyordum ki? Sadece bir soru sormak istemiştim ama hemen linç yedim. Sanırım "yokluk" kelimesi peynir çeşidi gibi anlaşılıyor bazı arkadaşlarca. Hayır efendiler, yokluktan bahsediyoruz burada. Madde yok, zaman yok, enerji yok! Bence bu çok kaliteli bir soru, ciddi ciddi düşünenler için. Kaçarlarsa hepsi aynı olacak, hiç... (hiçlik felsefesi gereği) Bir ateist için ölmekle yaşamak arasında hiçbir fark yok. Hatta yaşamayı tercih etmek daha büyük bir ahmaklık olmuyor mu? Necip Fazıl'ın şu güzel sözünü hatırlatayım size: "Âlemin küfre göre hem başı hem sonu hiç, iki hiç arasında varlık olur mu hiç?" Yokluk, varlık, yokluk gibi absürt bir sıralamanın ortasındayken, insan neden acı, hüzün, üzüntü, yorgunluk, hastalık gibi pek çok sıkıntıya katlanma ihtiyacı hisseder ki? Hayır hayır, tam tersi, güzellik, mutluluk olsun, ne fark eder ki? Ölümden sonra geriye hiçbir şey kalmayacaksa, ne anlamı var yaşamanın? (Hayatın anlamı sorusu değil! Ölüm sonrası yokluk alanına göre, bir gün yaşamakla bin yıl yaşamak arasında ne fark var?)
Ölüm sonrası yokluk, geçmiş hayatınızı düşündüğünüzde ne hissedeceksiniz? Geçmiş sürenin bir anlamı olacak mı? Yok olup hiçliğe karıştığınızda, hayatın süresi, niteliği hakkında nasıl bir değerlendirme yapacaksınız? "Evet, evet," diyorum, çünkü bunu anlamak zorundayız. Her aklı başında insan, hakikati arar, değil mi?
Son Edit: Bu kadar yazı yazmamın sebebi alay etmek değildi. (Hiçliğin farkında) olan ateistlerin felsefi düşüncelerini gerçekten merak ediyorum. Herkese yeniden açıklama yapmam gerektiği için özür dilerim. Şimdi öldükten sonra, varlığınızın bir önemi olabilir mi? Şimdi değil, öldükten sonra. Bazıları hala yokluğu, hiçliği "param var harcadım şimdi yok eheheheheh" gibi anlıyor. Aşılamayacak kadar derin bir saçmalığa saplanmış durumdalar. -işte bu noktada, insanları aşağılayanlarla vakit geçirmenin anlamı ne?