Şeker gibi kuradan daha ötesi aslında. Kura çekimini müteakip gün manşeti süsleyen "şeker gibi kura", rakibin internet sitesine falan dayanan ilk intibaına göre atılıyor. Maç günü yaklaştıkça ise gazeteler bir spor muhabirini gönderiyor Tromso'ya, Faroe Adaları'na, San Marino'ya, yok efendim Kıbrıs Rum Kesimi'ne. Adamımız gidiyor rakibin tesislerini falan inceliyor, hocasıyla röportaj yapıyor. Gazetesine de rakibi ezen bir başlık atmayı ihmal etmiyor, mesela, kalecileri nalbur, kaptanları turşucu, santrforları midyecibayrampaşa esnafı. Tromsohaber içeriğinde de, takımdan 2-3 futbolcu bir de teknik direktörden alınan cevaplar. Ana fikri eşleştiğimiz Türk takımı her türlü çakar bize olan yanıtlar, "Galatasaray gibi büyük bir takımla eşleştiğimize inanamadık. Çok heyecanlıyız", "Şükrü Saracoğlu gibi bir stadda sittin senedir oynamadık, bizim ülke o kadar zaten". Hiç bir takımın hiç bir yetkilisi böyle düşünmez elbet. Ama bizim gazcı medya söylenenlerden bu yanıtı çıkarıp yayınlamayı pek sever. Düşünmez de, aynını bizden biri için yazsalar ortalığı nasıl velveleye vereceklerini. Farzet ki, Barcelona ile eşleşmiş bizim büyüklerden birisi. İspanyol basını da şöyle haberler yazıyor.."Galatasaray'ın bütçesi Ronaldinho'nun değerinden daha az..prffff", "Nou Camp'a 3 tane Şükrü Saracoğlu sığar..puhahah", "Gerets, Yusuf Yusuf", "Alex 3,5 atıyor.", "Beşiktaş'ın şehri İstanbul'da ilk metro 2000 yılında yapılmış.ehuehu". Şık değil. Bir de Tromso gibi takımlar koyuverince, iyice nahoş oluyor. Al işte,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
.