Çocukken pazar öğleden sonrası, annenin güç bela aldığı büyük boy cips paketinden çıkan iki adet taso hatırlayabilir misin? İlk bakışta anlamsız gibi görünebilir ama paketin büyümesiyle birlikte artan taso çıkma olasılığı, küçük bir çocuğun içinde oluşan özgüvenin ve "Ehehehe, koleksiyonuma bir taso daha ekledim, şimdi benden iyisi yok!" tarzı düşüncelerin doğmasına sebep olurdu. Paketin dibine doğru ikinci tasonun çıkmasıyla yaşanan sevinç, kalbin hızla atmaya başlaması... Bunlar tarif edilemez duygulardır, işte böyle! Genellikle şöyle olurdu: Cips paketi heyecanla açılır, birkaç kez hoplatılarak karıştırıldıktan sonra taso bulunurdu. "Oh, işte tasomu buldum, şimdi rahatça cipsimi yiyebilirim" diyerek bir elde taso incelenirken diğer elde cipsler yenirdi. Bu ritüel bir süre devam ederdi. Ta ki ufaklık, neredeyse tüm kolunu cips paketinin içine sokup plastiğe dokunana kadar. O an anlaşılırdı ki pakette bir taso daha vardı ve mutluluk hormonları vücuda yayılırdı. İşte o an, her şeyin mükemmel olduğu andı! Bir de cipsin içinden boş çıkması durumu vardı ki, o gerçekten hayal kırıklığıydı. Boğaz düğümlenir, yürek parçalanırdı.