Yeraltı edebiyatı ve Hakan Günday'ı çok sevmeme rağmen bana bile sert gelen bir roman. Vurucu ve ağır sahneler diğer kitaplarına nazaran fazla sayıda. Hassas bünyelere veya bu türe alışık olmayanlara ağır gelebilir. Kabul ediyorum ki benim zamanlamam yanlıştı, eğer zor zamanlardan geçiyorsanız üstüne bir de bunu okumanızı tavsiye etmem. Örneğin şimdi Dazai okuyacak dönemimde değilim. En iyisi azı alalım hem merak ediyordum kafasıyla almıştım ama çok da iyi bir seçenek değilmiş hani.
Yorumlamaya gelirsek; kitap akıyor, neredeyse 1 günde bitti. Uzun zamandır bu kadar kısa sürede okuduğum bir kitap olmamıştı. Kurgusu biraz daha derin olabilir miydi? Hakan Günday kalemine göre bir tık amatör mü? Evet. Ancak olay örgüsündeki tesadüfler zinciri, kelebek etkisi kısmının özellikle eleştirilmesine ve çiğ bulunmasına hak vermiyorum. Daha önce hiç bu adamın kitabını okumamış biri ancak bunu saçmalık olarak görür. Yoksa kitap tamamen absürt-dram gibi bir şey zaten bilinçli şekilde böyle kurgulanmış. Satırları okuyucunun gözüne batmasını değil gözünü çıkarmasını amaçlıyor gibi. Her şeyi iğreti dursun, mide kaldırsın, çiğ gelsin diye.. Profesyonel bir amatörlükle yazılmış. Muhtemelen Hakan Günday aşırı Öğuz Atay sevgisini Derda'da bir obsesyon şeklinde ortaya çıkarmış. Bu kısımlar sıktı beni ama bu entryi girdiğime göre kitabı bıraktıracak kadar değil. Kurgusal bir yazar ismi kullanabilirdi ya da o kısmı uzatmayabilirmiş bence.
Okuyucularına... her kitabında.. aynı anda... zevki.. ve.. acıyı... verip.. mutlu... dolce vita, amına koyayım!
Yorumlamaya gelirsek; kitap akıyor, neredeyse 1 günde bitti. Uzun zamandır bu kadar kısa sürede okuduğum bir kitap olmamıştı. Kurgusu biraz daha derin olabilir miydi? Hakan Günday kalemine göre bir tık amatör mü? Evet. Ancak olay örgüsündeki tesadüfler zinciri, kelebek etkisi kısmının özellikle eleştirilmesine ve çiğ bulunmasına hak vermiyorum. Daha önce hiç bu adamın kitabını okumamış biri ancak bunu saçmalık olarak görür. Yoksa kitap tamamen absürt-dram gibi bir şey zaten bilinçli şekilde böyle kurgulanmış. Satırları okuyucunun gözüne batmasını değil gözünü çıkarmasını amaçlıyor gibi. Her şeyi iğreti dursun, mide kaldırsın, çiğ gelsin diye.. Profesyonel bir amatörlükle yazılmış. Muhtemelen Hakan Günday aşırı Öğuz Atay sevgisini Derda'da bir obsesyon şeklinde ortaya çıkarmış. Bu kısımlar sıktı beni ama bu entryi girdiğime göre kitabı bıraktıracak kadar değil. Kurgusal bir yazar ismi kullanabilirdi ya da o kısmı uzatmayabilirmiş bence.
Okuyucularına... her kitabında.. aynı anda... zevki.. ve.. acıyı... verip.. mutlu... dolce vita, amına koyayım!