Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Aziz Mahmud Hüdayi

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Aziz Mahmud Hüdayi (1541 Şereflikoçhisar - 1628 İstanbul), Anadolu’da yetişen velîlerden olup, Halvetiyye tarikatının kolu, Celvetiyye tarikatının kurucusudur. Hakkında 1541'de Karaman Eyâleti'nin Aksaray Sancağı'nın Şereflikoçhisar kazâsında doğdu. Aziz Mahmud Hüdayi, Cüneyd-i Bağdâdî'nin neslinden olup "seyyid" unvanı taşımaktadır. Bursa’da Muhammed Üftâde'den etkilendi. 1598'de Üsküdar'da cami ve dergah yaptırdı. 1628'de öldü. Mezarı, İstanbul Üsküdar'da kendi dergahı yanındaki türbesindedir. Asıl ismi Mahmud olmakla birlikte "Hüdâyî" ismi ve "Azîz" sıfatı kendisine sonradan verilmiştir. Hayatı Eğitimi Mahmud Hüdayi, Fadlullah bin Mahmud'un oğludur. Çocukluğu Sivrihisar'da geçti. Burada ilk tahsiline başladı. İlmini ilerletmek için İstanbul'a gitti. Küçük Ayasofya Medresesinde tahsiline devam etti. Çok zeki olup bir defa okuduğunu zihninde tutar, tekrar kitaba bakmaya lüzum hissetmezdi. Hocalarından Nazırzâde Ramazan Efendi, ona hususi bir ihtimâm gösterdi. Mahmud Hüdayi genç yaşta; tefsir, hadis, fıkıh ve zamanın fen ilimlerinde büyük bir âlim oldu. Hocası Nazırzâde onu yanına yardımcı olarak aldı. Mahmud Hüdayi, bir taraftan hocası Ramazan Efendiye yardım ederken, diğer yandan da Halveti şeyhlerinden Muslihuddîn Efendinin sohbetlerine katılarak tasavvuf yolunda ilerlemeye çalıştı. Bu arada hocası Nazırzâde'nin, Edirne'de bulunan Sultan Selim Medresesine tayini çıktı. Mahmud Hüdayi, yirmi sekiz yaşında iken hocası ile Edirne'ye gitti. Ramazan Efendi, kısa bir süre Edirne'de müderrislik yaptıktan sonra, Şam ve Mısır'a kadı tayin edildi. Talebesi Mahmud Hüdayi'yi oraya da götürdü. Mahmud Hüdayi Mısır'da Halveti şeyhlerinden Kerimüddin'den ders alarak, tasavvuf yolunda yetişmeye çalıştı. Bursa Kadılığı Mahmud Hüdayi otuz üç yaşında iken, hocası Nazırzâde ile Bursa'ya geldi. Üç sene Ferhâdiye Medresesinde müderrislik yaptı. Üç sene sonra, hocasının vefâtı ile Bursa kadılığına getirildi. Bursa kadısı olarak vazifeye başlayan Mahmud Hüdayi, kadılığı esnasında bir gece rüyasında Cehennem'i ve Cehennem'in ateşinde tanıdığı bazı kimselerin yandığını gördü. Bu korkunç rüyanın verdiği dehşet ve üzüntü içindeki günlerde, bir hanım bir dava getirdi. Bu davadan sonra Bursa kadılığını bıraktı ki, hadise şöyle idi: Bu hanımın fakir kocası "Eğer bu sene de hacca gidemezsem seni üç talak ile boşadım." demişti ve o günlerde Bursa'da, halkın manevi terbiyesi işi ile meşgul olan Muhammed Üftade'nin yardımı ile 2 günde hacca gidip geldiğini iddia etmekteydi. Kadı hayret ederek, mahkemeyi hacıların dönüşüne bıraktı. Aradan günler geçti. Bursalı hacılar geldi. Mahkeme gününde şahid olarak, fakirin hacca gittiğini, hatta verdiği emanetleri getirdiklerini bildirdiler. Kadı, şahitlerin verdiği bu ifade ile davacı hanımın nikâhı bozma isteğini reddetti. Üftade'nin öğrencisi olması Üftade'ye talebe olmak arzusuyla yanına gidince şu cevabı aldı: "Yazıklar olsun ey Kâdı Efendi! Herhâlde yanlış yere geldiniz. Burası yokluk kapısıdır ve biz bu kapının kuluyuz. Hâlbuki sen varlık sâhibisin. Bu hâlde ikimizin bir araya gelmesi mümkün mü? Senin ilmin, malın, mülkün, şânın ve mâmûr bir dünyân var. Bizim gibi kulların Allahü teâlâdan başka kimsesi yoktur. Atın bile gelmek istemeyip ayakları kayalara saplanmadı mı?" buyurdu. Bu sözler ve yaptığı hatâ Aziz Mahmud Hüdayi'ye çok tesir etti. Gözlerinden iki sıra yaş döküldüğü hâlde; "Efendim! Her şeyimi mübârek kapınızın eşiğinde terk eyledim. Dileğim talebeniz olabilmek ve hizmetinizi görmekle şereflenmektir. Her ne emrederseniz yapmaya hazırım." dedi. Bu samimi ifade üzerine Üftâde tane tane buyurdu ki: "Ey Bursa kâdısı! Kâdılığı bırakacak, bu sırmalı kaftanınla Bursa sokaklarında ciğer satacaksın. Her gün de dergâha üç ciğer getireceksin!" Her şeyi bırakacağına, her emri yerine getireceğine söz veren Mahmud Hüdayi derhal kâdılığı bırakıp ciğer satmaya başladı. Sırtında sırmalı kaftanı olduğu halde, ciğerleri, Bursa sokaklarında, "Ciğerci! Ciğerci!" diye diye bağırarak satıyordu. Üftade'den mezuniyeti Hüdayi her sabah erkenden kalkarak hocasının abdest suyunu ısıtıp hazır ederdi. O sabah ise uykuya dalmış ve ancak son vakitte uyanabilmişti. Derhâl ibriği aldı. Fakat ısıtmaya vakit yoktu. Çünkü hocasının ayak seslerini işitiyordu. İbriği göğsüne bastırmış bir halde kalakaldı. Üftâde eğilerek; "Haydi evlâdım suyu dök." dedi. Hüdayi ise ibriği göğsüne bastırmış hâlde duruyor ve buz gibi olan suyu hocasının eline dökmeye kıyamıyordu. Üftâde tekrar; "Haydi evlâdım! Ne duruyorsun? Geç kalacağız." deyince, çekine çekine ve korkarak suyu dökmeye başladı. Ancak hocasının sözü onu bir kat daha şaşırttı. "Evlâdım Mahmud bu su ne kadar ısınmış böyle. Bunu normal ateş ile ısıtmayıp, gönül ateşi ile ısıtmışsın. Bu hâl artık senin hizmetinin tamam olduğunu gösteriyor." Böylece Muhammed Üftâde, Hüdayi'ye icâzet, diploma verdi ve onu çocukluğunu geçirdiği Sivrihisar'a, İslâmiyeti yaymak, emir ve yasaklarını bildirmek üzere gönderdi. Aziz Mahmud Hüdayi, âilesiyle birlikte Sivrihisar'a giderek hizmete başladı. Ancak burada sadece altı ay kadar kalabildi. Hocasının ayrılığına dayanamayarak tekrar Bursa'ya geldi. Bursa'ya geldiği günlerde, doksan yaşından ziyâde olan hocasının hizmetini görmeye başladı. Bu hizmetlerinden çok memnun olan Muhammed Üftâde; "Oğlum! Padişahlar ardınca yürüsün." diye dua etti. O sene Üftâde öldü. İstanbul'a gelişi ve Üsküdar Hüdai Dergahı Aziz Mahmud Hüdayi manevi bir işaretle Trakya'ya gitti. Bir müddet sonra da Şeyhülislâm Hoca Sadettin Efendi vasıtasıyla İstanbul'a geldi. Küçük Ayasofya Camii tekkesinde hocalık yapmaya başladı. Bu arada Fatih Camii'nde, talebelere, tefsir, hadis ve fıkıh dersleri verdi. Burada kaldığı müddet içinde, ilim ve devlet adamlarına kadar uzanan geniş bir çevre edindi. Bu arada, Üsküdar'da kendi dergâhının bulunduğu yeri satın aldı. Buraya dergâhını inşa eyledi. Dergâhında yüzlerce talebenin yetişmesi için çok uğraştı. Kısa zamanda namı her tarafta duyuldu. Akın akın talebeler dergâhına koştular. Hasta kalblerine şifa olan sohbetlerine kavuştular. Onun feyz ve bereketleri ile mârifetullaha kavuştular. Dergâh, en fakirinden en zenginine ve en üst kademedeki devlet ricâline kadar her tabakadan insanlar ile dolup taşıyordu. Devrin padişahları da ona hürmette kusur etmiyorlardı. III. Murad Han, III. Mehmed Han, I. Ahmed Han, II. Osman Han ve IV. Murad Han'a nasihatlarda bulundu. Dördüncü Murad Han'a, saltanat kılıcını kuşattı. 1595 yılında İranlılarla yapılan Tebriz seferine Ferhat Paşa ile beraber katıldı. Zaman zaman padişahların davetlisi olarak saraya gidip, onlarla sohbetlerde bulundu. Aziz Mahmud Hüdayi'nin, çeşitli camilerde vâaz vermesi için sevenleri devamlı taleplerde bulundular. O, Üsküdar İskelesindeki Mihrimah Sultan Camii ile Sultanahmed Camiinde belli günlerde vâaz vererek, insanlara feyz ve marifet sundu. Aziz Mahmud Hüdayi'nin talebesi olmakla şereflenmek için, herkes birbiriyle yarışıyordu. Bunların başında; Sadrazam Halil Paşa, Dilaver Paşa, Şeyhülislam Hoca Sadeddin Efendi, Şeyhülislam Hocazade Esad Efendi, Okçuzade Mehmed Efendi, İbrahim Efendi, Nevizade Atayi Efendi geliyordu. O zamanda Hüdayi Dergâhı, İstanbul'un en mühim bir kültür merkezi haline geldi. Pek çok alim yetişti. Ölümü Aziz Mahmud Hüdayi, 1628'de öldü. Ölmeden önce talebeleriyle ve tanıdıklarıyla helalleşti, vasiyetini yaptı. Son nefeste de Kelime-i şehâdet getirerek ruhunu teslim etti. Türbesi Üsküdar'daki dergâhındadır. Sevenleri, onu ziyaret etmektedirler. Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı, bugün dergahta hizmet vermektedir. Türk tasavvufundaki yeri Boğaz'ın dört manevi bekçisi Üsküdar'da Aziz Mahmud Hüdâî'nin, Beykoz'da Yûşâ peygamberin, Sarıyer'de Telli Baba'nın ve Beşiktaş'ta Yahya Efendi'nin boğazın "dört manevî bekçisi" olduklarına inanılır. Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerine kadar, Boğaz'da deniz seferi yapan kaptanlar, yolcularını Üsküdar'dan geçerken Aziz Mahmud Hüdayi'nin türbesine, Beşiktaş önünden geçerken Yahya Efendi'nin türbesine, Beykoz'dan geçerken de Yuşa Peygamber'in türbesine doğru yönelterek Fatiha Suresi'ni okumaya davet ederlerdi. Eserleri Azîz Mahmûd Hüdâyî, insanların Ehl-i sünnet îtikâdında bulunmaları ve ibâdetlerini doğru yapmaları için pek çok eser yazmıştır. Bu eserlerden bâzıları şunlardır: 1) Nefâis-ül-Mecâlis, 2) Tecelliyât, 3) Dîvân-ı İlâhiyât, 4) Habbet-ül-Muhabbe, 5) Necât-ül-Garîk, 6) Tarîkatnâme, 7) Tezâkir-i Hüdâyî, 8) Ahvâl-ün- Nebiyy-il-Muhtâr Aleyhi Salevâtullah-il-Melik-i-Cebbâr, 9) Câmi-ul-Fadâil ve Kâmi-ur-Rezâil, 10) Feth-ul-Bâb ve Ref-ul-Hicâb, 11) El-Feth-ül-İlâhî, 12) Hâşiyet-ül-Kühistânî fî Şerh-il-Fıkh-ı Keydanî, 13) Hayât-ül-Ervâh ve Necât-ül-Eşbâh, 14) Tarîkat-ı Muhammediyye, 15) Vâkıât, 16) Şerhun alel- Kasîdet-il Vitriyye fî Medhi Hayr-il-Beriyye, 17) Mensûr Mevlîd-i Nebî... Azîz Mahmûd Hüdâyî oğullarından birisinin sünneti için yaptırdığı merâsim dolayısıyla "Dünyaya meyletti" denilmesi üzerine şu şiiri söyledi: Alan sensin veren sensin kılan sen Ne verdinse odur dahi nemiz var Hakîkat üzere anlayıp bilen sen Ne verdinse odur dahî nemiz var Tutan el u ayak senden gelüpdür Gören göz u kulak senden gelüpdür Efendi dil dudak senden gelüpdür Ne verdinse odur dahî nemiz var Hudâyâ biz bu zâtı kanda bulduk Neye ef'âl sıfâtı kanda bulduk Fenâyı yâ sebâtı kanda bulduk Ne verdinse odur dahî nemiz var Bizim ahvâlimiz ey Hayy-u Kayyûm Cenâb-ı Pâkine hep cümle mâlûm Buyurdun oldu illa kaldı mâdûm Ne verdinse odur dahî nemiz var Hüdâyî'yi sen eriştir murâda Senindir çünkü hükm arz u semâda Efendi dahli yok ğayrın arada Ne verdinse odur dahî nemiz var * * Buyruğun tut Rahman'ın, tevhide gel tevhide Tazelensin imanın, tevhide gel tevhide. Yaban yerlere bakma, cânın odlara yakma Her gördüğüne akma, tevhide gel tevhide. Mâsivâdan gözün yum, ne umarsan Hak'tan um Gitsin gönülden hümum, tevhide gel tevhide. Zahirde kalan kişigüç etme âsân işi Gider gayri teşvişi, tevhide gel tevhide. Şirki baştan savarsan, Hak bilmeye iversen Yaradan'ı seversen, tevhide gel tevhide. Emri yerine getir, erkenden işi bitir Sıdk ile iman getir, tevhide gel tevhide. Sen seni ne sanırsın, fâniye dayanırsın Üş bir gün uyanırsın, tevhide gel tevhide. Uyanagör gafletten, geç bu fani lezzetten İç kevser-i vahdetten, tevhide gel tevhide. Hüdayî'yi gûş eyle, şevke gelip cûş eyle Bu kevserden nûş eyle, tevhide gel tevhide. Popüler kültürdeki yeri Mahmut Hüdayi, 8 Ekim 2015'te başlayan Muhteşem Yüzyıl Kösem adlı Türk dizisinde Muhammet Uzuner tarafından canlandırılmıştır. Hüdayi Yolu / Aziz Mahmud Hüdayi filmi 1993 yılında İfpaş Yapım önderliğinde çekilmiştir. Aziz Mahmud Hüdayi rolünü usta oyuncu Bulut Aras hocası Üftade Hz. Rolünü ise Yeşilçam’ın emektarı Eşref Kolçak hayat vermiştir. Kaynakça Dipnotlar Sefînet-ül-Evliyâ; c.2, s.372 Diyânet İslâm Ansiklopedisi; c.4, s.338 Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi; c.1, s.479 Dış bağlantılar Hüdayi Vakfı Resmi Sitesi Kategori:1541 doğumlular Kategori:Şereflikoçhisar doğumlular Kategori:1628 yılında ölenler Kategori:16. yüzyıl halifeleri Kategori:17. yüzyıl halifeleri Kategori:Osmanlı mutasavvıfları Kategori:I. Ahmed Kategori:Evliyalar Kategori:İslam alimleri Kategori:Klasik Türk müziği bestecileri Kategori:İslam filozofları Kategori:Osmanlı din âlimleri
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri