Bu akıl almaz durum beni derinden sarsmış durumda. Ne kadar da geçmişte kaldığını düşünsem de, anladım ki derin yaralar hala canımı acıtıyor. Gençken kilolu bir çocuktum, ki bu kilo sorunu hala ara ara benimle. Ancak bu travmaların tetiklenmesi ile ilgili kimse beni koşubandına koşturmadı tabii. Şimdi düşünüyorum da, acaba fazla yediğim için mi kafama kaşıkla vurulmadım yoksa milletin içinde yememe diye mi bağrışıldı? Belki de kardeşimle veya başkalarının çocuklarıyla kıyaslanmadım, kimse beni beğenmeyeceğimi söylemedi... Ailem, komşular, öğretmenler, arkadaşlar, tanımadığım insanlar, mağazadaki tezgahtarlar, lokantadaki yan masada oturanlar... Kimse acımı görmedi gerçekten. Hep iyi niyetlerle yapılan uyarılar bunlar elbette :') İşin en kötü yanı, o dönemdeki fotoğraflarıma baktığımda, gerçekten kilolu olmadığımı, oldukça güzel bir çocuk olduğumu görüyorum. Ama ben kendimi bir hayvan veya aşırı çirkin biri olarak algılıyordum. Çocukluğum bok gibi geçti gitti işte. Kiloma laf edilmesin diye dikkat çeken, kilom yüzünden saldırıya uğramaktan korkan, sessizce kenarda duran bir çocuk oldum. Ve maalesef bugün pek bir şey değişmedi. Hala kendime güvenim yok, hala çok kırılganım. Ne zaman biraz kilo alsam, özgüvenim hemen uçup gidiyor. Bu çocuğu görünce her şey gözlerimin önünden geçti adeta. Bu çocuğun babası, hayatım boyunca karşılaştığım tüm kötü tiplerin toplamı gibi duruyor. Midem bulandı. Ama bu çocuğun her düştüğünde ayağa kalkması, tüm zorbalıklara ve acılara rağmen kendini ispatlama çabası... En zorlu anında bile. 6 yaşında ne kadar güçlü olduğunu gördüm. Artık acıların çocuğu, umarım sen de o şerefsiz, narsist babanla birlikte hücrede çürürsün!