Babam, bazen rüyanıza girip sizi teselli eder gibi görünür. Gerçi, şimdi düşüneceksiniz ki belki çok üzgündüm ve beynim bu hikayeyi anlatarak beni rahatlatmaya çalıştı. Tamam, belki öyle oldu. Biraz olsun işe yaradı mı, değil mi? Sonuçta asıl önemli olan bu değil mi zaten? Benim babam her zaman mükemmel değildi. Hatta pek de mükemmel sayılmazdı, ama bazen detaylarıyla o kadar özenli davranırdı ki, tüm o mükemmel olmayan yanlar önemsizleşirdi. Dayak yemem, baskı altında olmam ve travmalarla başa çıkamam gibi düşünceler bazen aklıma gelir. Her şeye rağmen, Allah bir kuluna eşeğini önce kaybettirir sonra buldurur derler ya, babamla ilişkimiz de biraz öyleydi sanki. Dünkü halim çok üzgündü, hiçbir şey yapmak istemedim ve hafta sonu için planladığım önemli bir etkinliği iptal ettim. Biraz ağladım, pek fazla değil. Kedim Füruğ'a sevgimi biraz gösterdim, pek çok değil. Kafamı boşaltmaya çalıştım. Normalde tabletten bir dizi açar, sesini duyarak uyurum. Ama dün gece ses açamadım. Evden gelecek çıtırtıları duymak iyi geldi, hatta biraz korkmak istedim. Galiba kendime bir ceza verdim. Neşvünema, çok detaya girmek ve mantıklı olmak istemiyorum. O sessizlikte uykuya daldım. Rüyamda babamı gördüm. Genellikle genç halini görürüm ama dün gece yaşlı haldeydi. Bir uğultu duyuluyordu, hafif bir korku hissi veriyordu. Küçük bir odadaydık. Annem, babam ve birkaç kişi vardı. Annem başka bir şeyle ilgileniyordu. Babam aramıza katıldı, bana bakarken yüzü kayboldu. Anlamaya çalışırken bana "Artık üzülme, biraz gül" dedi. Babamın esprili tarafıyla yine iş başındaydı. Anlamadan gülmeye başladım. Babam tekrar dönüp giderken düşündüm ki "İyi ki babam yaşıyor." Derken aniden uyandım. Uyanınca bir süre kendime gelemedim. Rüya o kadar gerçekti ki, babam... Gerçekten yaşıyor mu diye düşündüm. Biraz kıpırdadım ve hemen anladım ki sadece rüya görmüşüm. Birkaç saat sonra "Keşke kıpırdanmasaydım" diye hayıflandım. Şu an yine üzgünüm, ama galiba hayat böyle. Kendi etinden et, kanından kan verdiğin, tüm sevgini ve negatif enerjiyi de ilettiğin bir gün belki anlaşılır. Ümit etmek istemem, çünkü ümit benim için zehir gibi. Gerçek ise enerji veren bir ayağa kalkma iksiridir. Ama tutamıyorum, galiba yine ümit edeceğim.