İşte buradayım, ilk gönüllü benim. Beni bu çılgınlıktan, bu umutsuzluktan kurtarsınlar, demokrat biri yapın beni. Macit'i otomobil yapacak olan abladan daha içten bir şekilde yalvarıyorum demokrasi savunucularına. Günde on saat madrigal, beş saat belcanto, biraz da konçerto dinledim, ne gerekiyorsa yapmaya hazırım artık. Yıllardır merak ediyorum, neden demokrasiye inanamıyorum, niye bu çoğunluk adı altındaki kalabalıkların egemenliği içime sinmiyor? Şimdi anladım, bu kadar basitmiş. Kendimi ifşa ediyorum, silahlarımı teslim ediyorum, beynimi yıkayan belgelerimi de terk ediyorum. Geri kafalı olmamın sebebi budur, dinlendirilmiş ideolojilere inanmamamdan kaynaklanıyor, tehlikeyi hep farkedemedim. Ne kadar çok şey bildiğinizi, ne kadar kolay hayatlarınızın olduğunu düşünüyorum. Hazır ve etiketli kutularınızın her şey için nasıl da uygun olduğunu hayretle izliyorum. Kesişim kümeleri, gri alanlar sizin için yok gibi, kimsiniz siz? Kim olduğunuz konusunda çok fazla nesnesiniz. Benim kim olduğuma, ne olduğuma bu kadar kolayca karar vererek hangi demokrasiden, hangi özgürlükten bahsediyorsunuz? Birisi beni ikna odalarında baş açtırıp küpe takmaya zorluyor, diğeri ise müzikle demokrasi bilinci aşılamaya çalışıyor, başka birileri hangi meydanda hangi saatte olacağıma dair karar veriyor. Beethoven’ı, Neşet Ertaş'ı, Rachmaninoff’u, sucuklu yumurtayı, Allah'ı ve Deniz Gezmiş'i sevmeye hakkım yok mu? Nasıl da güzeldi yıldızlı semalardaki görkem, neden bu adamı tek sesli müzik yaptığı için antidemokrat ilan ediyorsunuz? Kim olduğunuzu sanıyorsunuz? Sizce su böreği yerken, arabesk müzik dinlerken, beni yargılamaya ve karar vermeye hakkınız var mı? Sizce demokrasiye batı müziği sayesinde mi demokrat olunur? Ezileni ezenden ayırmayan, sadece kıyafeti, saçı, konuşması ve sistemden aldığı akademik unvanlarla modern bir ezen yaratan, hatta bunun farkında bile olmayan; "başka bir dünya mümkün" diyen, aslında "bu dünyayı istediğim gibi düzenleyin, hatta düzenleyin!!!" diyen bu kör kafalılık, bir umut daha var diye haykırmama sebep oldu. Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın ey demokrat müsveddesi, sadece Mahzuni Şerif'in "benim zülfü siyahım" diyerek teselli edebildiğim bu durum beni ne yapayım.