Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Bayağı doğan

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
küçükresim|Falco peregrinus Bayağı doğan (Falco peregrinus), gökdoğan, alaca doğan ya da yalnızca doğan doğangiller (Falconidae) familyasından oldukça yaygın bir gündüz yırtıcı kuş türüdür. Büyük bir kuş olan gökdoğanın sırtı kül grisi, başı kara ve alt kısımları beyaz üzerine çubukludur. Kuşlarla beslenen yırtıcı kuşlarda görüldüğü üzere, gökdoğan eşeysel dimorfizm sergiler ve dişileri erkek bireylerden biraz daha büyüktür. Gökdoğan hızıyla tanınır; avına doğru yaptığı kendine özgü dalış sırasında maksimum hızının anlık olarak saatte 360km.’nin üzerine çıkabildiği tahmin edilmektedir. Bu hız gökdoğanı hayvanlar âleminin en hızlı türü yapmaktadır. Gökdoğanın üreme alanları arktik tundralardan dönencelere kadar çok geniş bir alanı kapsar. Kutup bölgeleri, çok yüksek dağlar ve tropikal yağmur ormanlarının dışında dünyanın her yerinde bulunur. Üzerinde buz olmayan büyük kara parçası olarak yalnızca Yeni Zelanda’da hiç gökdoğan bulunmamaktadır. Bu dağılım, gökdoğanı dünyanın en yaygın yırtıcı kuşu hatta karada yaşayan en yaygın omurgalı hayvanı yapmaktadır. Türün Latince bilimsel adı, birçok kuzey popülasyonunun göç davranışlarına ithafen "gezici doğan" anlamına gelmektedir. Uzmanlar, boyutları ve görünüşleri değişen 17 ila 19 alt tür olduğunu savunmaktadır. Bu sayısal farklılığın sebebi kızıl enseli doğanın gökdoğan türü içinde iki ayrı alt tür olarak mı ya da kendine özgü F. pelegrinoides türü olarak mı sınıflandırılması gerektiği konusundaki anlaşmazlıklardır. Gökdoğan genel olarak orta boyda kuşlarla beslenir ama küçük memelileri, küçük kertenkeleleri ve hatta böcekleri de avladıkları gözlemlenmiştir. Bir yaşında cinsel olgunluğa erişen gökdoğan hayat boyunca tek eşli olarak yaşar ve yuvasını kayalık kenarlarında ve son zamanlarda insan yapısı yüksek binalarda yapar. Böcek öldürücülerin, özellikle DDT’nin kullanılması nedeniyle gökdoğan türü birçok yerde tehdit altındadır. 1970'lerin başından itibaren başlayan DDT kullanımı yasağıyla birlikte ve yuvaların korunması ve hayvanların doğaya salınmasıyla popülasyonlar toparlanmıştır. Taksonomi ve dağılımı Falco peregrinus günümüzde kullanılan bilimsel adıyla ilk olarak 1771 yılında İngiliz kuşbilimci Marmaduke Tunstall tarafından Ornithologia Britannica adlı eserinde tanımlanmıştır. Falco peregrinus 1225 yılında Albertus Magnus tarafından kullanılmış halk latincesi bir ifadedir. Bu ismin seçilmesinin ardında yatan gerçek, genç gökdoğanların ulaşılması zor olan yuvalarında değil de üreme bölgelerine göç ederken yakalanmalarıdır. Doğan için kullanılan Latince falco terimi, orak anlamına gelen falx sözcüğüyle bağlantılıdır ve uzun ve ince kanatlarının uçarken oluşturduğu silüetten gelmektedir. Gökdoğan, aynı kökene sahip olduğu Hierofalco altcinsini oluşturan ulu doğan, bıyıklı doğan, laggar doğanı ve aksungur ile birlikte kır doğanı (F. mexicanus) ile aynı cins içinde sınıflandırılır. Bu türlerin kökeni diğer doğanlardan muhtemelen yaklaşık 8-5 milyon yıl önce Miyosen'in son dönemi ile Pliyosen’in ilk döneminde birbirinden uzaklaşmıştır. Gökdoğan ve Hierofalco grubunda hem Eski Dünya hem Kuzey Amerika türlerinin bulunması nedeniyle kökeninin Batı Avrasya’da ya da Afrika’da olması muhtemeldir. Diğer doğan türleri ile olan ilişkisi çok açık değildir; çok yaygın olan melezleşme, mitokondriyal dizi analizlerinde karışıklığa yol açmaktadır. Günümüzde esaret altında yetiştirilen gökdoğan diğer türlerle sıklıkla melezleştirilmektedir. Atmacacılık ve doğancılık için dayanıklılığı ile tanınan bıyıklı doğan (F. biarmicus) ve dikkat çekici renklerde büyük kuşlar üretmek için aksungur (F. rusticolus) ile çiftleştirilir. Alt türler ve dağılımı Falco peregrinus‘un çok sayıda alt türü tanımlanmış, bunlardan on dokuzu, 1994’te Dünya Kuşları El Kitabı adlı kitapta kabul görmüştür. Bu kitapta Kanarya Adaları ve Afrika’nın kuzey kıyılarında bulunan kızıl enseli doğan ayrı bir tür (F. pelegrinoides.) olarak değil, Falco peregrinus türünün iki ayrı alt türü (pelegrinoides ve babylonicus) olarak tanımlanmıştır. Aşağıdaki harita bu 19 türün genel coğrafi dağılımını göstermektedir: upright=3.18|küçükresim|sol|Alt türlerin üreme alanları|alt=Dünya haritası üzerinde yeşil birçok kıtanın üzerinde görülmekte ancak soyu tükenmiş anlamına gelen ST ile işaretlenmiş birçok boş gri alanda bulunmaktadır. [[Dosya:Peregrine Falcon Kobble Apr07.JPG|küçükresim|sağ|upright=1.14|Falco peregrinus macropus ırkı Avustralya kıtasında yaşar.]] [[Dosya:FalcoPeregrinusBabylonicusGould.jpg|küçükresim|sağ|Orta Asya'da yaşayan Falco peregrinus babylonicus ırkı bazen ayrı bir tür olarak da sınıflandırılır.]] [[Dosya:FalcoMinorKeulemans.jpg|küçükresim|sağ|Falco peregrinus minor ırkı Afrika'da yaşayan küçük bir gökdoğandır.]] küçükresim|sağ|Falco peregrinus peregrinator ırkı Hint gökdoğanı, kara şahin, hint şahini olarak da tanınır. Falco peregrinus anatum, Charles Lucien Jules Laurent Bonaparte tarafından 1838’de tanımlanmıştır ve Amerika gökdoğanı olarak bilinir. Bilimsel adı "ördek gökdoğanı" anlamına gelir. Bir zamanlar kısmen leucogenys içinde yer almıştır. Günümüzde esas olarak Kayalık Dağlarda bulunur. Önceden Kuzey Amerika’nın tamamında, tundradan kuzey Meksika‘ya kadar yaygın olarak bulunurdu. Bu bölgelerde popülasyonu yeniden canlandırmak için çalışmalar yapılmaktadır. Çok kuzey bölgelerde üreyenler dışında, ergen anatumların çoğu üredikleri alanlarda kışlarlar. Batı Avrupa’ya kadar göç edenler yalnızca 1968’den beri ayrı bir alt tür olarak tanınan, kuzeyde yaşayan tundriuslardır ve güçlü bir göçmen özelliğine sahiptirler. Anatum alt türü peregrinuse benzer ama biraz daha ufak yapılıdır. Ergen bireylerin renkleri daha soluk ve alt tüyleri daha az desenlidir. Ancak genç bireyler daha koyu renkli ve alt tüyleri de daha desenlidir. Erkekler 500g–700g ağırlığında iken dişiler 800g–1100g ağırlığındadır. Falco peregrinus babylonicus, Philip Sclater tarafından 1861’de tanımlanmıştır. İran’ın doğusunda Hindukuş Dağları boyunca ve Tanrı Dağlarından Altay Dağlarına kadar olan alanda yaşarlar. Az sayıda kuş kuzey ve kuzeybatı Hindistan’da yarı-çöl bölgelerde kışlar. Erkekler 445g civarında, dişiler ise 920g civarındadır. Falco peregrinus calidus, John Latham tarafından 1790’da tanımlanmıştır ve önceden leucogenys olarak adlandırılmış olup caeruleiceps ırkını da içermektedir. Avrasya’nın Arktik tundrasında Murmansk Oblastından Sibirya’da Yana ve Indigirka nehirlerine kadar olan bölgede ürer. Tamamen göçmen bir karaktere sahiptir ve kışları güneyde Güney Asya ile Sahraaltı Afrika’ya kadar iner. Genellikle sulak alanlarda görülür. Özellikle tepe bölgesinde olmak üzere peregrinusdan daha soluk renge sahiptir. Erkekler 588g–740g, dişiler ise 925g–1333g ağırlığındadır. Falco peregrinus cassini, Sharpe tarafından 1873'te tanımlanmıştır ve güney gökdoğanı olarak bilinir. Bu alt türe dahil olan kreyenborgi, soluk doğan Güney Amerika’nın en güneyinde yaşayan lökist polimorf örneğidir ve uzun zaman ayrı bir tür olarak düşünülmüştür. Üreme alanı Güney Amerika’da Ekvador’dan Bolivya üzerinden geçerek kuzey Arjantin ile Şili’ye oradan Tierra del Fuego ve Falkland Adalarına kadar uzanır. Göçmen değildir. Kulak bölgesinde kara bir bölge bulunur ve biraz daha ufak yapılıdır. Kreyenborgi varyasyonunun üzeri orta derece gri, alt kısmı az şeritli ve baş deseni ulu doğan gibidir ancak kulak bölgesi beyazdır. Falco peregrinus ernesti, Sharpe tarafından 1894'te tanımlanmıştır. Endonezya’dan Filipinler’e ve güneyde Papua Yeni Gine ile Bismarck Adaları’nın yakınlarına kadar olan bölgede yaşar. Nesiotes alt türünden coğrafi olarak ayrıldığının kanıtlanması gerekmektedir. Göçmen değildir. Alt tüylerindeki desenler çok koyu ve yoğun çubuklardan oluşur. Kulak bölgesi karadır. Falco peregrinus furuitii, Momiyama tarafından 1927’de tanımlanmıştır. Japonya’da Honshū’nun güneyinde Izu ve Ogasawara Adalarında yaşar. Göçmen değildir. Çok nadir bulunur ve hatta yalnızca bir adada kalmış olabilir. Koyu rengi pealeiye benzer ama özellikle kuyruk bölgesi daha koyudur. Falco peregrinus japonensis, Johann Friedrich Gmelin tarafından 1788’de tanımlanmıştır. Kleinschmidti, pleskei ve harterti varyasyonlarını da kapsar. Sibirya’nın kuzeydoğusu ile Kamçatka’da (muhtemelen bu bölgenin kıyılarına yerine pealei alt türü geçmiştir) ve Japonya’da yaşar. Kuzey popülasyonları göçmen iken Japonya popülasyonu göçmen değildir. Peregrinusa benzer ama gençleri anatumdan daha da koyu renklidir. Falco peregrinus macropus, William John Swainson tarafından 1837’de tanımlanmıştır ve Avustralya gökdoğanı olarak bilinir. Güneybatı dışında Avustralya’nın her bölgesinde bulunur. Göçmen değildir. Görünüş olarak brookeiye benzer ama biraz daha ufak yapılıdır ve kulak bölgesi tamamen karadır. Ayakları görece geniştir. Falco peregrinus madens, Sidney Dillon Ripley ve Watson tarafından 1963’te tanımlanmıştır. Eşeysel dikromatizm göstermesi yani erkek ve dişi bireylerin farklı renklerde olmasıyla olağandışı bir alt türdür. Kızıl enseli doğan, ayrı bir tür olarak sınıflandırıldığında bazen o türün içine katılır. Yeşil Burun Adalarında yaşar ve göçmen değildir. Soyu tükenmek üzeredir, yalnızca altı ila sekiz çift kuş kalmıştır. Erkeklerin tepesi, ensesi, kulakları ve sırtı pas rengindedir ve alt tüyleri pembemsi kahverengidir. Dişileri, özellikle tepe ve enseleri olmak üzere genel olarak canlı kahverengindedir. Falco peregrinus minor, Charles Lucien Jules Laurent Bonaparte tarafından 1850’de tanımlanmıştır. Önceleri genellikle perconfusus olarak adlandırılmıştır. Sahraaltı Afrika’da bölge bölge ve Güney Afrika’nın tamamında bulunur. Kuzey’de Atlantik kıyısı boyunca Fas’a kadar uzanır. Göçmen değildir. Küçük ve koyu renklidir. Falco peregrinus nesiotes, Ernst Mayr tarafından 1941’de tanımlanmıştır. Fiji’de ve muhtemelen Vanuatu ile Yeni Kaledonya’da bulunur. Göçmen değildir. Falco peregrinus pealei, Robert Ridgway tarafından 1873'te tanımlanmıştır ve Peale gökdoğanı olarak tanınır. Rudolfi varyasyonunu da içerir. Kuzey Amerika’nın Pasifik bölgesinin kuzeybatısında Puget Sound’un kuzeyinden başlayarak Britanya Kolumbiyası kıyılarından (Queen Charlotte Adaları dahildir) Alaska Körfezi ve Aleut Adaları boyunca Bering Denizi’nin en doğusunda Rusya kıyılarına kadar uzanan bölgede yaşar. Ayrıca Kuril Adaları ve Kamçatka kıyılarında da görülür. Göçmen değildir. Gökdoğan alt türleri içinde en büyük olanıdır. Büyük ve koyu renkli tundrius ya da çok çizgili ve büyük bir anatum gibi görünür. Gagası oldukça geniştir. Genç bireylerin tepesi genelde soluk renklidir. Erkekler 700g–1000g, dişiler ise 1000g–1500g ağırlığındadır. Falco peregrinus pelegrinoides, Coenraad Jacob Temminck tarafından 1829’da tanımlanmıştır ve Kanarya Adaları'ndan Kuzey Afrika boyunca Mezopotamya’ya kadar uzanan bölgede yaşar. Görünüş olarak brookeiye çok benzer ama üst tüyleri belirgin şekilde daha soluktur, pas rengi ensesi vardır ve alt tüylerinde bulunan çizgiler daha azdır. Daha küçük yapılıdır. Dişilerin ağırlığı 610 g civarındadır. Falco peregrinus peregrinator, Carl Jakob Sundevall tarafından 1837'de tanımlanmıştır ve Hint gökdoğanı, kara şahin, hint şahini olarak da tanınır. Kızıl enseli doğanın omuz ve kalça kemikleri gökdoğana göre daha kalındır ama ayakları daha küçüktür. Kızıl enseli doğanlar aynı bölgede yaşayan gökdoğanlardan farklı zamanlarda ürerler ama postzigotik üreme engelleri yoktur. Gökdoğan – kızıl enseli doğan ("peregrinoid") grubunda %0,6-0,7’lik bir genetik ayrılık bulunur. Bir başka alt tür olan Falco peregrinus madens de zaman zaman ayrı bir tür olarak tanınır ve bu durumda F. pelegrinoides türü içinde sınıflandırılır Biyoloji ve davranış küçükresim|sağ|Genç gökdoğan başı. Gaganın dibi ve göz çevresi gençlerde soluk mavidir. sağ|küçükresim|Gökdoğan ve yavrusu yuvalarında küçükresim|sağ|Gökdoğan yavrusu küçükresim|sağ|Kayalıklarda yuvasında bir gökdoğan [[Dosya:Falco peregrinus on ship USFWS.jpg|küçükresim|sağ|Alaska'da bir teknenin üzerinde avını yiyen gökdoğan]] Fiziksel nitelikler küçükresim|Falco peregrinus küçükresim|Falco peregrinus madens Gökdoğanın gövde boyu 36 ile 58 cm arasında, kanat açıklığı da 91 ile 112 cm arasında değişir. Ağırlığı 600 g ile 1300 g arasındadır. Erkek ve dişi bireylerin tüyleri benzer renkte ve biçimdedir ancak eşeysel dimorfizm nedeniyle dişi bireyler erkek bireylerden yaklaşık %15-20 daha büyük ve %40-50 daha ağırdır. Erişkin bireylerin sırt tüyleri ve uzun uçlu kanatları mavimsi siyah ile kül grisi renkleri arasındadır ve belli belirsiz koyu şeritler görülür; kanat uçları karadır. Alt bölgelerdeki tüyler beyaz ile pas rengi arasında değişkenlik gösterir ve koyu kahve ile kara şeritler göze çarpar. Sırt ile aynı renkte olan kuyruğun üzerindeki ince şeritler daha belirgindir. İnce ve uzun olan kuyruğun ucu yuvarlak ve karadır. Kuyruğun en ucunda ak bir şerit bulunur. Kafa kara renktedir ve soluk renkli ensenin yanları ile beyaz boğaz ile kontrast oluşturur. Beyaz renkli yanaklarda "bıyık" gibi her iki yanda siyah şerit bulunur. Gaganın tabanı ve ayaklar sarı renklidir ama gaganın ucu ile pençeler karadır. Üst gaganın ucu doğal uyum sonucunda oluşmuş ve gökdoğanın avının boyun omurunu keserek öldürmesini sağlayacak şekilde çentiklidir. Erişkin olmayan gökdoğanların rengi kahveye daha yakındır ve belirgin şeritler yerine düzensiz koyu çizgiler görülür. Gözlerinin çevresi ve gagalarının dibi soluk mavimsi renktedir. Üreme ve yaşam çevrimi Gökdoğan bir yaşın sonunda cinsel olgunluğa erişir ama sağlıklı popülasyonlarda iki ile üç yaşından sonra çiftleşir. Yaşamları boyunca tekeşlidirler ve aile her yıl aynı yuvaya geri döner. Erkek havada akrobatik hareketlerle, spiral uçuşla ve keskin dalışlarla dişiye kur yapar. Erkek yakaladığı avını havada dişiye verir. Dişi, erkeğin pençelerinden avı alabilmek için ters olarak uçar. Üreme mevsiminde gökdoğan kendi bölgesini korur, yuvalar arasında yaklaşık 1 km uzaklık bulunur. Yuvalar arasında bulunan mesafe eşler ve yavruları için yeterli besin kaynağı bulunmasını sağlar. Bir üreme bölgesi içinde gökdoğan çiftinin birkaç yuvası bulunabilir. 16 yıllık bir dönem için çiftin kullandığı yuva sayısı bir ile yedi arasında değişebilir. Gökdoğan genellikle kayalık yarlarda, hafif çökük yerlerde yuvalanır. Yuva yerini dişi seçer ve yumurtalarını bırakabilmek için gevşek toprakta, kumda, çakılda ya da ölü bitki örtüsünü kazıyarak sığ çukurlar oluşturur. Yuvayı yapmak için başka bir malzeme kullanmaz. Kayalıklarda yapılan yuvalar genellikle bitki örtüsü bulunduran ve güneye bakan yamaçlarda olur. Avustralya’nın bazı kısımları ve Kuzey Amerika’nın kuzeyi gibi bazı bölgelerde yuva yapmak için geniş ağaç kovukları da kullanılır. Avrupa gökdoğanlarının soyu tükenmeden önce orta ve batı Avrupa’da bu kuşlar diğer büyük kuşların artık kullanılmayan yuvalarını da kullanırlardı. Arktik gibi insandan uzak bölgelerde dik yamaçlar ve hatta alçak kayalar da yuva için kullanılabilir. Üreme bölgelerinin çoğunda artık gökdoğanlar insan yapımı yüksek binalarda ve köprülerde de yuva yapmaktadır. Bu yüksek yapılar, gökdoğanın doğal olarak seçtiği yüksek kayalıklara benzemektedir. Gökdoğan çifti seçilen yuva bölgesini diğer gökdoğanlardan, kargalardan, balıkçıllardan, martılardan ve yuva yerdeyse tilkiler, sansarlar, kedigiller, ayılar ve kurtlar gibi memelilerden korur. Hem yuvalar hem de gökdoğan çifti daha büyük olan kartal, puhu ve aksungur gibi yırtıcı kuşların saldırısına uğrayabilir. Yuvalarını savunan gökdoğanların normalde uzak durdukları kaya kartalı ve kel kartal gibi kendinden oldukça büyük yırtıcıları yuvalarına çok yaklaştıkları için öldürdükleri bilinmektedir. Yumurtlama zamanı bölgeden bölgeye değişiklik gösterir ama genellikle Kuzey Yarımküre’de şubat ile mart aylarında, Güney Yarımküre’de ise Temmuz ile Ağustos aylarındadır. Avustralya alt türü macropus Kasım ayına kadar yumurtlayabilir ve ekvator popülasyonları Haziran ile Aralık arasında herhangi bir zamanda çiftleşir. Eğer yumurtalar üreme mevsiminin başında kaybolduysa, dişi bir kere daha yumurtlar ancak kısa yaz mevsimi olan Arktik bölgesinde buna çok ender rastlanır. Genellikle üç ile dört arasında ama bazen en az bir ya da en çok beş yumurta yumurtlayabilir. Yumurtalar kırmızı ve kahverengi lekeler ile beyaz ve ten rengi arasında değişir. Genellikle dişinin yattığı kuluçka süresi 29 ile 33 gün arasındadır. Kuluçkaya gündüzleri erkek de yardımcı olur ama geceleri yalnızca dişi yumurtalarla yatar. Yuvada bulunan ortalama yavru sayısı 2,5’tur ve ortalama palazlanma sayısı ise yuva başına 1,5’tur. Yavrular yumurtadan çıktığında krem rengi–beyaz arası tüyle kaplıdır ve görece büyük ayakları vardır. Hem erkek hem dişi, yavruları beslemek için avlanmak üzere yuvadan ayrılır. Ebeveynlerin avlanma alanları yuvadan 19-24 km arasında uzaklığa erişebilir. Yavrular yumurtadan çıktıktan 42-46 gün sonra palazlanır ve iki aylığa kadar ebeveynine bağımlı kalır. Gökdoğanların doğada yaşam süresi 15,5 yıl kadardır. Bir yaşına kadar ölüm oranı %59–70 arasıdır ve her yıl %25–32 arası azalır. İnsan yapımı binalar ile çarpışmanın dışında gökdoğanlar daha büyük olan kartal ve puhu gibi yırtıcı kuşlar tarafından avlanırlar. Gökdoğanlar bir dizi parazit ve patojene konaklık yapar. Avipoxvirus, Newcastle hastalığı virüsü, falconid herpesvirus 1 (ve muhtemelen diğer Herpesviridae de dahil olmak üzere) ve bazı mikozlar ile patojenik bakterilerin vektörüdür. Endoparazitler arasında Plasmodium relictum (genellikle gökdoğanda kuş sıtmasına neden olmaz), Strigeidaetrematodlar, Serratospiculum amaculata (nematodu) ve şerit solucanları sayılabilir. Bilinen gökdoğan ektoparazitleri arasında ısırıcı bitler (Mallophaga), Ceratophyllus garei (bir pire türü) ve Hippoboscidae sinekleri (Icosta nigra, Ornithoctona erythrocephala) sayılabilir. Avlanma ve beslenme Gökdoğan hemen hemen yalnızca güvercin ve kumru, su kuşları, ötücü kuşlar ve yağmur kuşları gibi orta büyüklükte kuşları avlayarak beslenir. Dünya üzerinde yaklaşık 1.500-2.000 arası kuş türünün (bu toplam kuş türlerinin kabaca beşte biri eder) gökdoğanlar tarafından avlandığı tahmin edilmektedir. Kuzey Amerika’da avların boyutları 3 g’lık sinek kuşundan 3,1kg'lık Kanada turnasına kadar değişkenlik gösterir. Avların arasında küçük yırtıcılardan Amerika kerkenezi de bulunur. Gece avladığı küçük yarasalar dışında gökdoğan küçük memelileri nadiren avlar ama fırsat bulduğunda keme, fare, tavşan ve sincap da avlar. Büyük yapılı alt tür olan pealeinin kıyı popülasyonları neredeyse her zaman deniz kuşları ile beslenir. Brezilya’da Cubatão’nun mangrov bataklığında kışlayan bir tundrius alt türü gökdoğanın, başarılı bir şekilde genç bir kızıl aynağı avladığı gözlemlenmiştir. Av olarak neyin bulunduğuna bağlı olarak, böcekler ve sürüngenler diyetlerinin küçük bir bölümünü oluşturur. Şehir bölgelerinde gökdoğanın diyetinin büyük bölümü kaya ve sokak güvercinleri oluşturur; hatta bazı şehirlerde diyetlerinin %80’idir. Kumru, sığırcık ve karga gibi diğer şehir kuşları da avların arasındadır. Gökdoğan, avlarının daha etkin olduğu seher vaktinde ve alacakaranlıkta avlanır. Ancak gece göçen kara boyunlu batağan ve bayağı bıldırcın gibi birçok kuşu göç mevsiminde geceleri avlar. Şehirlerde de gece avlandığı görülmüştür. Gökdoğan avlanmak için açık alana ihtiyaç duyar, dolayısıyla daha sıklıkla su, bataklık, vadi, tarla ve tundra üzerinde, ya yüksek bir tünekten ya da havadan arayarak avlanır. Avını bulunca, kuyruğunu ve kanatlarını arkaya doğru katlayarak, ayakları kıvrılmış şekilde dalışa geçer. Sıkıca kapadığı pençeleriyle avına havada çarparak sersemletir ya da öldürür ve dönerek yere düşmeden avını havada yakalar. Eğer avı taşıyamayacağı kadar ağır ise yere düşmesini bekler ve düştüğü yerde yer. Avını yemeden önce tüylerini yolar. Gökdoğanların av için dalış yaptıklarında ulaştıkları hız ile ilgili birçok yazı yazılmış ve araştırma yapılmıştır. Ancak aerodinamik hesaplar ile tahmin edilen teorik hızlar, güvenilir şekilde ölçülmüş gerçek maksimum hızlar ve türün ortalama olarak kullandığı hızlar birbirinden ayrılmalıdır. "İdeal" bir gökdoğanın uçuş fiziği üzerine yapılan bir çalışma, düşük irtifadan yapılan dalışlarda 400km/s, yüksek irtifadan yapılan dalışlarda da 625km/s teorik hızlarına ulaşılabileceğini göstermiştir. René-Jean Monneret’ye göre de kuşun kütlesi, hacmi, aerodinamik sürtünme katsayısı, izlediği yolun yer ile olan açısı ve yolun uzunluğuna göre dik açılı uzun dalışlarda teorik olarak 400km/s hızın üzerine çıkabileceği hesaplanmaktadır. Bu hesaplamaların tamamen teorik olduğunu ve avlarını çarpmanın yarattığı şok ile öldürmelerinin dışında, gökdoğanların gerçekten bu hızlara ulaştığını gösteren somut bir kanıt olmadığını belirtmek gerekir. Ken Franklin 2005 yılında 389km/s hızla dalış yapan bir gökdoğanı kaydetmiştir. Ekstrem durumların dışında gökdoğanın saldırı için dalışta kullandığı normal ölçülmüş hızlar 130km/s ile 184km/s arasında değişir. Yine de, en azından dalış esnasında, gökdoğan dünyanın en hızlı kuşu olarak kabul edilir. Çok hızlı saldırı dalışlarına rağmen avını sıklıkla kaçırır çünkü bu hızlı dalış sırasında avcısını fark etmiş olan bir kuşu izlemek kolay değildir. İnsanlarla ilişkileri küçükresim|sağ|Doğancılık çok uzun süredir insanlar tarafından yapılmaktadır. küçükresim|sağ|Gökdoğan şehir yaşamına uyum sağlamıştır. küçükresim|sol|Louisville Hayvanat Bahçesinde erişkin bir birey Doğancılık Gökdoğan Orta Asya’da göçebeler tarafından kullanılmaya başlandığından beri yani 3.000 yıldır kuş avlamak için doğancılıkta kullanılmaktadır. Yüksek hızla dalış yapabilme yeteneği nedeniyle çok aranmakta ve tecrübeli doğancılar tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Ayrıca havaalanlarında uçuş güvenliğini sağlamak için kuşları kaçırtmakta da gökdoğanlara görev verilmiştir. II. Dünya Savaşında da posta güvercinlerini engellemek için kullanılmıştır. Gökdoğan hem doğancılık hem de soyunun tükendiği yerlerde popülasyonu canlandırma amacıyla esaret altında başarıyla üretilmiştir. Böcek öldürücülerin tehdidi 1950’lerden 1970'lere kadar başta DDT olmak üzere organoklorin böcek öldürücülerin kullanılması nedeniyle gökdoğanın soyu tehdit altına girmiştir. Böcek öldürücüler besin zincirinde giderek artan dozlarda organoklorinin gökdoğanların yağ dokusunda birikmesine ve dolayısıyla yumurta kabuklarında kalsiyum miktarının azalmasına neden olmuştur. Daha ince kabuklar nedeniyle de yumurtadan çıkabilen yavru sayısı çok azalmıştır. Dünya’nın çeşitli bölgelerinde, örneğin ABD’nin doğusunda ve Belçika’da bu türün soyu bölgesel olarak tükenmiştir. Kurtarma çalışmaları ABD, Kanada, Almanya ve Polonya’da vahşi yaşamı koruma kurumları esaret altında gökdoğan yetiştirmektedir. Yavrular ya bir oluk vasıtasıyla ya da yetişkin gökdoğan kafasına benzeyen el kuklasıyla beslenerek insana alışmaması sağlanır. Yeteri kadar büyüdüklerinde yavrular besleme kutusundan çıkarılır ve kanatlarını açmalarına izin verilir. Yavru palazlandıkça avlamayı öğrenmesi için besleme sıklığı azaltılır. Esaret altında yetiştirilen gökdoğan doğaya salınmadan önce özel bir kafes ile yüksek bir binanın tepesinde ya da kayalıklarda birkaç gün tutularak gelecekte yaşayacağı çevreye uyum sağlamasına olanak sağlanır. Dünya çapında yürütülen kurtarma çalışmaları başarılı sonuçlar vermiştir. DDT kullanımının hemen hemen her yerde yasaklanması kuşların başarılı olarak üremelerine olanak sağlamıştır. Gökdoğan, ABD’nin tehdit altındaki türler listesinden 25 Ağustos 1999’da çıkarılmıştır. Günümüzde durum Dünyanın birçok yerinde gökdoğan popülasyonları giderek çoğalmaya başlamıştır. Büyük Britanya’da 1960’larda yokolma sınırına gelen popülasyon, ‘’Kuşları Koruma Kraliyet Derneği’’nin (RSPB) çalışmalarıyla artış göstermiştir. RSPB’nin tahminlerine göre İngiltere’de 1.402 çift üreyen gökdoğan bulunmaktadır. Büyük Britanya’da artık gökdoğanlar birçok dağlık ve kıyı bölgesinde olduğu kadar şehir alanlarında da yuva yapmakta ve sokak güvercinleriyle beslenmektedir. Dünya’nın birçok bölgesinde şehir yaşamına uyum sağlayan gökdoğan, yüksek binaların ve köprülerin tepesinde yuva yaparak yaşamını sürdürmektedir. Kuşların buralarda yuva yapması cesaretlendirilmekte ve kimi zaman bu yuvalar kameralarla izlenmektedir. Kültürel önemi Etkileyici avlanma teknikleri yüzünden gökdoğan genellikle saldırganlık ve savaş becerisiyle anılmıştır. Mississippi kültüründe (MS 800-1500) yaşayan Amerika yerlileri diğer yırtıcı kuşlarla birlikte gökdoğanı “göksel gücün” sembolü olarak gördüler ve yüksek statü sahiplerini bu kuşların kostümleriyle gömdüler. Orta Çağ’ın sonlarına doğru avcılık için gökdoğanları kullanan Batı Avrupa aristokrasisi yırtıcı kuşlar hiyerarşisinde krallarla eşleştirilen aksungurdan hemen sonra gökdoğanları prenslerle eşleştirmişlerdir. Gökdoğan “pençelerinden çok cesaretini kuşanmış, krallara lâyık bir kuş” olarak görülüyordu. Kaynakça Atıflar Genel American Ornithologists' Union (1910): Check-list of North American Birds (Third Edition) American Ornithologists' Union. Blondel, J. & Aronson, J. (1999): Biology and Wildlife of the Mediterranean Region: 136. Oxford University Press. Beckstead, D. (2001) American Peregrine Falcon U.S. National Park Service Version of 2001-03-09. Retrieved 2007-08-13. Brown, L. (1976): Birds of Prey: Their biology and ecology: 226. Hamlyn. Brodkorb, P. (1964): Catalogue of Fossil Birds: Part 2 (Anseriformes through Galliformes). Bulletin of the Florida State Museum 8(3): 195–335. PDF or JPEG fulltext Couve, E. & Vidal, C. (2003): Aves de Patagonia, Tierra del Fuego y Península Antártcica. Editorial Fantástico Sur Birding Ltda. Dalgleish, R. C. (ed.) (2003): Birds and their associated Chewing Lice: Falconidae – Falcons, Caracaras. Version of 2003-08-30. Retrieved 2007-08-15. Dewey, T. & Potter, M. (2002): Animal Diversity Web: Falco peregrinus. Retrieved 2007-08-12. Döttlinger, H. (2002): The Black Shaheen Falcon. Books on Demand. Döttlinger, H. & M. Nicholls (2005): Distribution and population trends of the 'black shaheen' Peregrine Falcon Falco peregrinus peregrinator and the eastern Peregrine Falcon F. p. calidus in Sri Lanka. Forktail 21: 133–138 PDF fulltext Evans, Dafydd (1970) "The Nobility of Knight and Falcon" in Harper-Bill & Harvey (eds.) The Ideals and Practice of Medieval Knighthood, Volume III, The Boydell Press. Griffiths, C. S. (1999): Phylogeny of the Falconidae inferred from molecular and morphological data. Auk 116(1): 116–130. PDF fulltext Griffiths, C. S.; Barrowclough, G. F.; Groth, Jeff G. & Mertz, Lisa (2004): Phylogeny of the Falconidae (Aves): a comparison of the efficacy of morphological, mitochondrial, and nuclear data. Molecular Phylogenetics and Evolution 32(1): 101–109. (HTML abstract) Groombridge, J. J.; Jones, C. G.; Bayes, M. K.; van Zyl, A.J.; Carrillo, J.; Nichols, R. A. & Bruford, M. W. (2002): A molecular phylogeny of African kestrels with reference to divergence across the Indian Ocean. Molecular Phylogenetics and Evolution 25(2): 267–277. (HTML abstract) Helbig, A.J.; Seibold, I.; Bednarek, W.; Brüning, H.; Gaucher, P.; Ristow, D.; Scharlau, W.; Schmidl, D. & Wink, M. (1994): Phylogenetic relationships among falcon species (genus Falco) according to DNA sequence variation of the cytochrome b gene. In: Meyburg, B.-U. & Chancellor, R.D. (eds.): Raptor conservation today: 593–599. PDF fulltext Krech, Shepard (2009) Spirits of the Air: Birds & American Indians in the South. University of Georgia Press Mayr, E. (1941):Birds collected during the Whitney South Sea Expedition. 45, Notes on New Guinea birds. 8. American Museum Novitates 1133. PDF fulltext Michigan Department of Natural Resources (2007): Peregrine Falcon (Falco peregrinus). Retrieved 2007-08-12. Mlíkovský, J. (2002): Cenozoic Birds of the World, Part 1: Europe. Ninox Press, Prague. PDF fulltext Nittinger, F.; Haring, E.; Pinsker, W.; Wink, M. & Gamauf, A. (2005): Out of Africa? Phylogenetic relationships between Falco biarmicus and other hierofalcons (Aves Falconidae). Journal of Zoological Systematics and Evolutionary Research 43(4): 321–331. PDF fulltext Peters, J. L.; Mayr, E. & Cottrell, W. (1979): Check-list of Birds of the World. Museum of Comparative Zoology. Peterson, R. T (1976): A Field Guide to the Birds of Texas: And Adjacent States. Houghton Mifflin Field Guides. Proctor, N. & Lynch, P. (1993): Manual of Ornithology: Avian Structure & Function. Yale University Press. Raidal, S. & Jaensch, S. (2000): Central nervous disease and blindness in Nankeen kestrels (Falco cenchroides) due to a novel Leucocytozoon-like infection. Avian Patholog 29(1): 51–56. PDF fulltext Raidal, S.; Jaensch, S. & Ende, J. (1999): Preliminary Report of a Parasitic Infection of the Brain and Eyes of a Peregrine Falcon Falco peregrinus and Nankeen Kestrels Falco cenchroides in Western Australia. Emu 99(4): 291–292. Sielicki, J. & Mizera, T. (2009): Peregrine Falcon populations – status and perspectives in the 21st century. Turul Publishing. State of Queensland Environmental Protection Agency (2007): State of Queensland Environmental Protection Agency/Queensland Parks and Wildlife Service. Retrieved 2007-10-15. Tchernov, E. (1968): Peregrine Falcon and Purple Gallinule of late Pleistocene Age in the Sudanese Aswan Reservoir Area. Auk 85(1): 133. PDF fulltext Towry, R. K. (1987): Wildlife habitat requirements. Pages 73–210 in R. L. Hoover & D. L. Wills (editors) Managing Forested Lands for Wildlife. Colorado Division of Wildlife, Denver, Colorado, USA. Tucker, V. A. (1998): Gliding flight: speed and acceleration of ideal falcons during diving and pull out. Journal of Experimental Biology 201(3): 403–414. PDF fulltext Vaurie, C. (1961): Systematic notes on Palearctic birds. No. 44, Falconidae, the genus Falco. (Part 1, Falco peregrinus and Falco pelegrinoides). American Museum Novitates 2035: 1–19. fulltext White, Clayton M., Nancy J. Clum, Tom J. Cade and W. Grainger Hunt (2002): Peregrine Falcon (Falco peregrinus), The Birds of North America Online (A. Poole, Ed.). Ithaca: Cornell Lab of Ornithology. Retrieved 2011-05-13. Wink, M. & Sauer-Gürth, H. (2000): Advances in the molecular systematics of African raptors. In: Chancellor, R.D. & Meyburg, B.-U. (eds): Raptors at Risk: 135–147. WWGBP/Hancock House, Berlin/Blaine. PDF fulltext Wink, M.; Seibold, I.; Lotfikhah, F. & Bednarek, W. (1998): Molecular systematics of holarctic raptors (Order Falconiformes). In: Chancellor, R.D., Meyburg, B.-U. & Ferrero, J.J. (eds.): Holarctic Birds of Prey: 29–48. Adenex & WWGBP. PDF fulltext Wink, M.; Döttlinger, H.; Nicholls, M. K. & Sauer-Gürth, H. (2000): Phylogenetic relationships between Black Shaheen (Falco peregrinus peregrinator), Red-naped Shaheen (F. pelegrinoides babylonicus) and Peregrines (F. peregrinus). In: Chancellor, R.D. & Meyburg, B.-U. (eds): Raptors at Risk: 853–857. WWGBP/Hancock House, Berlin/Blaine. PDF fulltext Wink, M.; Sauer-Gürth, H.; Ellis, D. & Kenward, R. (2004): Phylogenetic relationships in the Hierofalco complex (Saker-, Gyr-, Lanner-, Laggar Falcon). In: Chancellor, R.D. & Meyburg, B.-U. (eds.): Raptors Worldwide: 499–504. WWGBP, Berlin. PDF fulltext Wisconsin Department of Natural Resources (2003): Peregrine Falcon (Falco peregrinus). Version of 2003-01-07. Retrieved 2007-08-13. Dış bağlantılar [[Dosya:Falco peregrinus tajikistan stamp.jpg|küçükresim|sağ|Tacikistan posta pulunda gökdoğan (2000). Gökdoğan birçok ülkenin posta pulunda yer almıştır (Diğer ülkelere ait posta pullarında gökdoğan)]] Tanımlama kılavuzu (PDF) Javier Blasco-Zumeta Koruma organizasyonları Arctic Raptors – Kanada Arktik bölgesinde devam eden yırtıcılar araştırması Doğan Araştırma Grubu Gök Doğan Fonu Kanada Gök Doğanları Vakfı Gök Doğanları Geri Kazanma Projesi (Manitoba) Gökdoğan ile ilgili video ve diğer medya Reklam Spotlarında Bilim: Gök Doğan Yakın Çekim – KQED QUEST Büyüleyici Doğanlar – KQED QUEST Derby Katedrali Gök Doğan Projesi, İngiltere. webcam ve video bağlantıları Gök Doğan İnternet Kuş Koleksiyonu'nda gökdoğan videoları Yırtıcılar Kaynak Projesi. Gökdoğan videolarına bağlantılar Brüksel Katedralinde gökdoğanlar 50 yıllık aradan sonra güney Kaliforniya sahillerine gökdoğanların dönüşünün fotoğrafik dokumantasyonu Nottingham Trent Üniversitesi, her yıl binaların üzerinde üremeye gelen gökdoğanlar. Worcester Gök Doğan Projesi, İngiltere Kategori:Asgari endişe altındaki hayvanlar Kategori:Doğan Kategori:Türkiye'deki kuşlar Kategori:Kayalık Dağlar faunası Kategori:Kozmopolit kuşlar Kategori:Doğancılık Kategori:1771'de tanımlanan omurgalılar Kategori:Asya kuşları Kategori:Avrupa kuşları Kategori:Kuzey Afrika kuşları Kategori:Kuzey Amerika kuşları Kategori:Güney Amerika kuşları Kategori:Dominik Cumhuriyeti'ndeki kuşlar
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri