"Bedelli Askerlik Kararı: Siyasi Oyunlar ve Halkın Sesini Duyan Var Mı?"
Son zamanlarda bedelli askerlik konusu yeniden gündeme gelerek tartışmalara yol açtı. Bu konu, özellikle gençler arasında büyük önem taşıyor ve herkesin görüşleri farklı yönde seyretmekte. İlginç bir durum ise, çevremde daha önce CHP'ye oy vermiş 19 kişinin, bedelli askerlik çıkarsa ve ücret 10.000 TL olursa, oylarını AKP'ye vereceklerini söylemesi. Bu durum, siyasi oyunların ne kadar etkili olduğunu ve halkın sesinin ne kadar az duyulduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Öncelikle, bedelli askerlik konusunun siyaseten nasıl bir oyun haline getirildiğine bakalım. Hükümet, bedelli askerlik ücretini 10.000 TL olarak belirleyerek, bu kararı bir seçim vaadi olarak sundu. Bu karar, özellikle gençler arasında büyük memnuniyet yarattı ve AKP'nin oylarını artıracağı düşünüldü. Ancak, bu kararın ardındaki gerçek niyet, sadece oyları mı toplamak? Yoksa, bu karar gençlerin askerlik yükümlülüğünü yerine getirmesini kolaylaştırmak ve onlara bir imkan sunmak mı?
Çevremdeki bu 19 kişinin tavrı, bu soruya yanıt vermemizi sağlıyor. Onların oylarını değiştirme sebepleri, bedelli askerlik ücretinin makul bir seviyeye çekilmesi değil, siyasi bir tercihe bağlı olarak değişiyor. Bu durum, bedelli askerlik kararının, gençlerin yararına olan bir gelişme olmaktan çıkıp, siyasi kazançlar elde etmek için kullanılan bir araç haline geldiğini gösteriyor.
Halkın sesini duyan var mı? Sorusunu sormaktan alıkoyamıyor insan kendini. Gençlerin askerlik yükümlülüklerini yerine getirmesini kolaylaştırmak ve onlara imkan sunmak yerine, bu konuyu siyasi bir pazarlık malzemesi haline getiren siyasetenler, halkın sesini duymaktan çok uzaktalar. Bu kararın arkasında yatan niyet ne olursa olsun, gençler arasında büyük memnuniyet yaratarak, onların hayatlarını ve gelecek planlarını etkileyecek bir konuyu, siyasi oyunlara alet etmek kabul edilemez.
Sonuç olarak, bedelli askerlik kararı, gençlerin yararına olacak bir gelişme olarak görülmeli ve siyaseten istismar edilmemelidir. Halkın sesini duyan ve onlara gerçek imkanlar sunan bir siyaset anlayışına ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi takdirde, bu siyasi oyunların kaybedeni yine halk olacaktır.
Son zamanlarda bedelli askerlik konusu yeniden gündeme gelerek tartışmalara yol açtı. Bu konu, özellikle gençler arasında büyük önem taşıyor ve herkesin görüşleri farklı yönde seyretmekte. İlginç bir durum ise, çevremde daha önce CHP'ye oy vermiş 19 kişinin, bedelli askerlik çıkarsa ve ücret 10.000 TL olursa, oylarını AKP'ye vereceklerini söylemesi. Bu durum, siyasi oyunların ne kadar etkili olduğunu ve halkın sesinin ne kadar az duyulduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Öncelikle, bedelli askerlik konusunun siyaseten nasıl bir oyun haline getirildiğine bakalım. Hükümet, bedelli askerlik ücretini 10.000 TL olarak belirleyerek, bu kararı bir seçim vaadi olarak sundu. Bu karar, özellikle gençler arasında büyük memnuniyet yarattı ve AKP'nin oylarını artıracağı düşünüldü. Ancak, bu kararın ardındaki gerçek niyet, sadece oyları mı toplamak? Yoksa, bu karar gençlerin askerlik yükümlülüğünü yerine getirmesini kolaylaştırmak ve onlara bir imkan sunmak mı?
Çevremdeki bu 19 kişinin tavrı, bu soruya yanıt vermemizi sağlıyor. Onların oylarını değiştirme sebepleri, bedelli askerlik ücretinin makul bir seviyeye çekilmesi değil, siyasi bir tercihe bağlı olarak değişiyor. Bu durum, bedelli askerlik kararının, gençlerin yararına olan bir gelişme olmaktan çıkıp, siyasi kazançlar elde etmek için kullanılan bir araç haline geldiğini gösteriyor.
Halkın sesini duyan var mı? Sorusunu sormaktan alıkoyamıyor insan kendini. Gençlerin askerlik yükümlülüklerini yerine getirmesini kolaylaştırmak ve onlara imkan sunmak yerine, bu konuyu siyasi bir pazarlık malzemesi haline getiren siyasetenler, halkın sesini duymaktan çok uzaktalar. Bu kararın arkasında yatan niyet ne olursa olsun, gençler arasında büyük memnuniyet yaratarak, onların hayatlarını ve gelecek planlarını etkileyecek bir konuyu, siyasi oyunlara alet etmek kabul edilemez.
Sonuç olarak, bedelli askerlik kararı, gençlerin yararına olacak bir gelişme olarak görülmeli ve siyaseten istismar edilmemelidir. Halkın sesini duyan ve onlara gerçek imkanlar sunan bir siyaset anlayışına ihtiyaç duyulmaktadır. Aksi takdirde, bu siyasi oyunların kaybedeni yine halk olacaktır.
