Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Beğdili boyu

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
küçükresim|upright=0.45|sağ|Beğdili damgası Beğdili boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre Divân-ı Lügati't-Türk'teki yirmi iki Oğuz bölüğünden yedincisi; "Begtili"lerdir. Belgeleri şudur: 30px diye tanımladığı bir Oğuz boyudur. Boz-Oklar'a mensup olarak Beg-Dili, Beğdili şeklinde de ifade edilmiştir. Zamanla bu kavram bazı yazılı eserlerde Baydili-Beğdili-Beğdilü-Beğdilli-Beğdillü şekillerini almıştır. Begtili boyunun ongunları altın kartaldır. Kuzey orta Anadolu bölgesinde Beğdilī isminde çok yerleşim yerlerine bulunur. Günümüz Azerbaycan'da da Beydili ve Beydilli isminde iki yer vardır. Kuzeydoğu İran'da da Astarābād'da Atrak ve Rūd-e Gorgān nehirleri arasında Gökleng Beğdili (Čāqū Beğdili de denilir.) isminde yerleşim yeride vardır. Bunların alt oymakları Pank, Aman-Koca (Aman-Ḵōja), Boran (Borān) ve Kareşmaz (Qarešmaz) olarak adlandırılır. Pierre Oberling'e göre, güney İran'da iki küçük Bigdeli boyu Kaşkaylar birliğindeki Kaşküli (Keşkölli) kabilesine aittir. Beğdili boyu, Selçuklu Hanedanı'yla birlikte 5. ila 11. yüzyılları arasında İran ve Anadolu'nun fethinde büyük rol oynamıştır. Diğerleri de 7. ila 13. yüzyılları arasında Moğol istilasından kaçmışlar, olasılıkla Suriye'ye ulaşmışlar ve Memluklar ile güçlerini birleştirdikleri görülmüştür. Harezmşahlar adı altında 1077'den 1231'e kadar Orta Asya'nın geniş bir bölümünü yöneten Anuşteginler; Begdili boyundan gelmektedir. Moğolları Ayn Calut muharebesinde Komutanı Baybars ile mağlup eden Memluk Sultanı Seyfeddin Kutuz da Beğdili boyuna mensuptur. Beğdili boyu Suriye'den güney ve doğu Anadolu'ya ve daha sonra İran'a yayılan Akkoyunlu ve Safeviler'in kuruluşunda ve yönetiminde yer almışlardır. Ünlü tarihçi Yusuf Halaçoğlu'na göre Hazar Kağanlığı'nı da bu boy kurmuştur. küçükresim|Beğdili Boyunun 1694-1712 yılları arasında Suriye’nin Rakka şehrine sürgün edilme fermanı. Tarih Diğer Oğuz boylarında olduğu gibi kaynaklarda XIV. yüzyıla kadar Beydili’nin adına pek rastlanmamaktadır. Ancak bunlardan önemli bir kolun Selçuklu Devleti’nin kuruluşunda rol oynadıkları ve Anadolu’nun fethine katıldıkları muhakkaktır. Selçuklu fütuhatına katılmayan kollar ise Horasan’da Sultan Sencer’i yenen Oğuzlar’a mensup teşekküller arasında yer almış ve Moğol istilâsı üzerine de Azerbaycan ve Doğu Anadolu’ya, daha sonra da Suriye’ye göç etmişlerdir. Suriye’deki Beydililer Bozok kolunun önemli boylarından biri olmuş, bu koldan bir boy İran’a giderek Safevî Devleti’nin kurulmasında rol oynarken diğerleri Yeni İl ile Halep Türkmenleri içinde ve İç İl yöresinde yurt tutmuşlardır. Sürgün Beydili’nin en büyük kolu ise Halep Türkmenleri içinde bulunuyordu. 1520’de Bekir Bey, At Güden Bey ve Yalvaçoğlu Abdi Bey olmak üzere üç cemaatten, 1525-1530 arasında kırk üç cemaatten, 1536’da otuz dokuz cemaatten, 1552’de altmış altı cemaatten, 1570’te ise altmış dokuz cemaatten teşekkül ettiği kaydedilen Beydili’nin bu tarihlerde yaklaşık 1000 hane dolayında bir nüfusa sahip olduğu görülüyor. Bu gruptan en önemlileri Karacalu, Bozkoyunlu, Kuzucuklu, Balabanlı, Taş-baş, Dimleklü, Ulaşlu, Tatalu gibi cemaatlerdi. Naîmâ tarafından Halep, Rakka ve Diyarbekir bölgelerinde yoğun bir nüfusa ve çok miktarda at, koyun ve deveye sahip bulundukları bildirilen Beydililer’in en güzel yaylak ve kışlağa mâlik oldukları da kaydedilmektedir. çalışmasında XVII. yüzyılın sonlarında Harput ve çevresine zarar veren konar-göçer toplulukları incelediğimizde Cihanbeyli/Beydili/Badıllı aşiretine bağlı grupları görmekteyiz. Harput ve çevresine zarar veren Cihanbeyli aşiretine bağlı aşiretler: Zeyve, Parçikan ve Şahaplı aşiretleridir . Bu aşiretlerin başlıca geçim kaynağı hayvancılığa dayanmaktadır. Harput ve çevresindeki aşiretlerin sahip oldukları hayvanlar arasında başta koyun olmak üzere, az sayıda at ve sığır, 461 sürüleri vardır. Konar-göçerlerin sahip olduğu bu büyük sürüler yaylalara ve kışlaklara giderken Harput’taki ahalinin tarlalarına, bahçelerine, bağlarına ve ürünlerine büyük zarar vermişlerdi. Harput ve çevresine zarar veren aşiret Beydili/Badıllı/canbek aşiretidir. Yazılı eserlerde Beydili kelimesi Beğdili, Beğdilli, Baydili, Baydilli, Beğdillü, Beydili, Beydilli, Badıllı, Badili ve Badilli şeklinde ifade edilmiştir. XIII. yüzyılda Moğol istilası sebebiyle Orta Asya’dan batıya doğru göç eden Beydililerin bir kısmı Suriye’ye giderek Halep’e yerleşirken bir kısmı da Anadolu’nun farklı bölgelerine gelmiştir. Doğu Anadolu’da Kars, Ağrı, Erzurum, Erzincan çevresi, Güneydoğu Anadolu’da Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Mardin çevresi, İç Anadolu’da Tuz ticareti ve Safavi saldırıları sonucu göçler sebebi ile Ankara, Yozgat, Karaman çevresi ve Akdeniz’de Mersin, Tarsus, Çukurova çevresi Beydililerin yoğun olarak görüldükleri yerlerdi. Bu bölgeler, Beydili aşireti mensupları için göçebe hayatlarını devam ettirebilecekleri ve hayvancılıkla uğraşabilecekleri alanlara ve özelliklere sahipti. Ekonomik özellikleri bulundukları coğrafyaya bağlı olarak şekillenen Beydililerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da geçimleri hayvancılığa, iç kesimlerde ise tarıma dayanırdı. 1681 yılındaki Harput ve çevresindeki köylere Beydili/Badıllı ve Cihanbeyli aşiretleri tarafından köylere verilen büyük zarardan sonra aşiretlerden zararın tanzim edilmesi yoluna gidilmiştir. Bunun için Murad Han ve Ahmed Bey adındaki mübaşirler 20 Ağustos 1681 tarihinde Diyarbekir’e gelerek köylerde ne kadar zararın olduğunu tespit etmeye çalışmıştır14. Merkezden gönderilen emirlerde ise Cihanbeyli, Beydili/Badıllı aşireti mensupları eşkıya olarak tanımlanmış ve bu eşkıyaların biran önce yakalanıp hak ettikleri cezaların verilmesi istenmiştir15. Ancak merkezden gönderilen mübaşirler yoluyla köylerde incelemeler yapılmış ve tutanaklar tutulmuşsa da zararların karşılanmasında başarılı olunduğuna dair kayıtlara ulaşılamamıştır. Bu konuda yapılan diğer çalışmaları incelediğimizde aşiretlerin verdiği zararların tespit edilemediği ve bu konunun sık sık şikâyet konusu olduğu görülür. Bazı şikâyet konularında “kazamızda durmayın ahar yere gidin” diye yerleşik ahalinin müdahaleleri de söz konusu olmuştur16. Harput’a gelen aşiret mensuplarını incelediğimizde özellikle Cihanbeyli aşiretine bağlı Herdi aşiretinden “Kartaloğlu, Şah Kulu oğlu Osman, Genç ve Abdal Ali” isimleri ön plana çıkmıştır. Bu isimler arasında özellikle “Kartaloğlu” ismi dikkat çekmektedir. Zira bu ismin köylere daha çok zarar verdiği tespit olunmuştur. Netice itibari ile XVII. yüzyılın sonlarında Anadolu’nun farklı yerlerinde de konar-göçer aşiretlerin eşkıyalık yaptıkları ve reayaya zulmettikleri yönünde şikâyetler artmıştı. Konar-göçer aşiretlerin sosyal düzeni bozan davranışlarına kalıcı bir çözüm bulmak isteyen Osmanlı Devleti, aşiretleri 1691 yılında belirli yerlere iskân etme kararı aldı ve Rakka vilayetinde iskan etti. Bugün Suriyede bulunan Suriye Türkmenleri'nin büyük bölümü Beğdili Boyuna mensuptur. Nitekim Osmanlı Devleti onları, gerek eşkıyalık sayılan taşkın hareketleri gerekse savaşçı vasıfları dolayısıyla Suriye’deki Arap kabilelerine karşı bir set teşkili gayesiyle Rakka ve yöresine yerleştirmeye teşebbüs etmiştir. Bu iskâna Yeni İl Türkmenleri içinde bulunan 1069 hânelik Beydili kolu da dahil edilmiştir. 1690-1691’de Akçakale’den Rakka’ya kadar olan sahada Belih nehri kıyılarına iskân emri verilen cemaatlerden Yeni İl’e tâbi Bekmişlü 500 çadır, Kara Şeyhlü 600 çadır, Bozkoyunlu 600 çadır, diğer Bozkoyunlu 200 çadır, Dimleklü 500 çadırdı. Bu sırada boyun başında Bozkoyunlu’dan Fîruz Bey, oğlu Şâhin Bey, kardeşi Kenan Bey ve Kurt Bey bulunuyordu. Halep Türkmenleri arasındaki Beydili’den iskân emri verilenler ise Tatalu, Kazlı, Balaban, Araplı, Taş-baş, Sincanlu ve Güneş cemaatleri idi. Ancak aynı bölgelere Beydili oymaklarıyla birlikte iskân edilen diğer cemaatlerin birer yolunu bularak kaçmaları, Beydililer’in Arap aşiretlerine karşı yalnız kalmalarına sebep olmuştur. Nitekim 1702’den itibaren Yeni İl ve Halep Türkmenleri’nden bazı cemaatlerin de buraya sevkedildiği görülüyor. Yeni İl ve Halep Türkmenleri içindeki bu Beydili cemaatlerinin 1683 Bağdat seferinde zahire naklinde önemli hizmetlerde bulundukları da belirtilmelidir. Yerleşim Belih nehri kıyılarına yerleştirilen Beydili obaları XIX. yüzyılda dağılmış ve Karaşıhlı, Araplı, Torun, Bekmişlü, Güneç (Güneş obası), Hacı Ali, Kazlı, Kadirli, Bayındırlı ve Ceritli oymakları Gaziantep, Urfa, Nizip, Karkamış, Oğuzeli ve Kilis yöresine yerleşmiştir. Bugün Beydili’den Araplı obasının Çörten höyüğü, Teleyli ve Ağdaş köyleriyle Bekmişlü, Kazlı, Güneç Bayraktar, Kadirli, Hacı-Mahlı, Haydarlı ve Çelebi obaları köyleri tamamen Suriye sınırları içinde kalmıştır. Bu Türk köyleri, gerek İstiklâl Savaşı’nda gerekse Hatay’ın anavatana katılmasında büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Antep, Rakka hattından fırat nehri boyunca kuzeye yönelen ve Malatya, Adıyaman, Elazığ yörelerindeki eski bölgelerine dönen hatırı sayılır bir grupta bugün varlığını bu bölgede devam ettirmektedir. İran’a giden Beydililer ise Safevî Devleti’nin kuruluşunda önemli rol oynayan Şamlu boyu içinde yer almışlar ve zamanla bu boyun en önde gelen grubunu oluşturmuşlardı. Beydili boy beyleri de Şah Tahmasb devrinden itibaren Safevî Devleti idaresinde yüksek mevkiler elde etmişlerdi. Özellikle I. Abbas döneminde bu boyun başındaki Zeynel Bey hem eşik ağası hem de Rey valisi olmuş, Şah Sâfî zamanında başkumandanlık mevkiine getirilmişti. Beydili beylerinin XVIII. yüzyıla kadar İran devlet idaresindeki nüfuzları sürdü. Bu yüzyıldan sonra ise giderek tesirleri kaybolmaya yüz tuttu. Yine aynı yüzyılda Beydili grupları Azerbaycan bölgesinde yerleşik hayata geçmeye başladılar. Bugün İran toponimisinde Beydili adını taşıyan iskân birimleri görülmemekle birlikte bu isim özellikle şahıs adı olarak yaşamaktadır. Sovyet Azerbaycan Cumhuriyeti topraklarında ise Beydili ve Beydilli adlı iki yerleşme yerine rastlanır. Ayrıca Esterâbâd’da da Göklen Beğdili ismi görülür. 8. ila 14. yüzyılın ikinci yarısında Beğdili boyu Taşkun Oğulları komutası altında varlık göstermiştir. 9. ila 15. ve 11. ila 17. yüzyılları arasında Halep ve Diyarbakır arasındaki bölgede en iyi meralarda büyük bir Beğdili topluluğu yaşamıştır. 11. ila 17. yüzyıllar arasında yaşamış olan bu ilk 12.000 çadırlı topluluğun Halep Türkmenlerinin öncülleri olduğu tahmin edilir. 10. ila 16. yüzyılda başka bir topluluk da Sivas ve Malatya arasındaki bölgeye yerleşmiş ve bazıları daha sonra güneye doğru Rakka civarına geçmiştir. 10. ile 16. yüzyıla ait Osmanlı vergi kayıtlarında 23 Beğdili yer adı görülür. Bugün yaygın olarak Sivas, Nallıhan, Kahramanmaraş, Malatya, Konya, Nevşehir, Niğde, Mersin, Gaziantep, Rakka, Maraş, Tunceli ve Aşkale'de varlığını sürdüren boy mensuplarının çoğu Türklük özelliği göstermekle birlikte bir kısmı diğer toplumlara katılarak entegre olmuştur. Boy kültürünü en orijinal yaşayan birkaç Alevi Türkmen köyü de bulunur. Kaynakça Kategori:Bozoklar Kategori:Oğuz boyları Kategori:Türkiye Türkmenleri
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri