Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Behiç Erkin

bullvar_katip

Administrator
Katılım
21 Mayıs 2024
Mesajlar
532,105
Mehmet Behiç Erkin (5 Nisan 1876, İstanbul - 11 Kasım 1961, İstanbul), Türk asker, siyasetçi, diplomat. Çanakkale Harbi bittikten sonra müttefikimiz Almanların savaşın kazanılması payından dolayı Alman Devleti'nin en önemli nişanı olan Demir Haç Madalyası'nın en üst mertebesi olan 1. Dereceden Demir Haç Madalyası ile onurlandırdıkları iki komutandan biri. Diğeri ise Mustafa Kemal Paşa. Gerek Çanakkale Harbi'nin Savunma Seferberlik Planı'nı hazırlayan, gerekse de Ordu Dairesi Reisi yapıldığı için hazırladığı savunma seferberlik planını başarı ile uygulayarak savaşın kazanılmasında cephe gerisindeki sevkiyatları kusursuz olarak yöneterek gerek Osmanlı'nın iki madalya ile, gerekse de Almanların iki madalya ile kahraman ilan ettikleri komutan. Keza Türk Kurtuluş Savaşı'nın Mustafa Kemal tarafından "Siz sevkiyatlarda başarılı olun ki, ben cephelerde başarılı olayım" diyerek tüm İstiklal Harbi cephe sevkiyatlarını güvenerek emanet ettiği ve tarihte Mustafa Kemal'in yakın arkadaşı olarak bilinen komutan. Kurtuluş Savaşı sonrasında gerek İstiklal Madalyası, gerekse de TBMM Özel Takdirnamesi ile onurlandırılan Kurtuluş Savaşı kahramanı. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nın kurucusu ve ilk genel müdürü (1920-1926) olan Erkin, "Demiryollarının Babası" olarak anılır. TBMM'de II. (Ara Seçim) ve III. (22 Kasım 1928 tarihinde istifa etmiştir) dönem İstanbul, VII. dönem Çankırı milletvekilliği ile 1926-1928 yılları arasında Nâfıa Vekili (bugünkü bayındırlık bakanı) olarak görev yaptı. Bakanlığı sırasında İcra Vekilleri Heyeti'nin bir azası olarak "Millî Emniyet Hizmetleri Teşkilâtı" (Milli İstihbarat Örgütü) hem fikir babalığını yapan hem de kurucu sıfatı taşıyan imzalardan birinin sahibi. 1926 yılında cumhuriyetin ilk emekli sandığını teşkil eden "İmalat-ı Harbiye Teâvün ve Sigorta Sandığı"nı kurdu. Atatürk'ün en yakın ve en eski (1907'den itibaren) mesai arkadaşlarındandır ve özel mektuplarla düşüncelerini en açık surette paylaştığı, ülke ve dünya meseleleri üzerinde fikir alışverişinde bulunduğu sayılı kişilerden biridir. Osmanlı İmparatorluğu'nda demiryolları hakkında bir eser yazan ilk ve tek Müslüman Türk'tür. II. Dünya Savaşı sırasında Paris büyükelçiliği esnasında binlerce Yahudi'yi Nazi soykırımından kurtarmasıyla da tanınmaktadır. Yaşamı 1876 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası Ömer Fevzi Paşa’nın oğlu kaymakam Cemil Bey, annesi Nadire Hanım’dır. Halası Saide Hanım ve eşi Hidayet Paşa’nın yanında büyüdü. Mareşal Hidayet Paşa’nın görev yerleri nedeniyle çocukluğunda Bağdat, Erzincan, İstanbul ve Basra vilayetlerinde bulundu. Erzincan’da bulunduğu sırada Erzincan Askeri Rüşdiyesi’nde askeri eğitime başladı. Hidayet Paşa’nın Basra valiliği döneminde okul eğitimine ara vererek özel dersler aldı; Hidayet Paşa’nın ölümünden sonra ailesi ile İstanbul’a döndü. 1894 yılında İstanbul’da Askeri Rüştiye’yi, 1895 yılında Askeri İdadi’yi , 1898’de Harp Okulu'nu, 1901'de Harp Akademisi'ni bitirdi. 1902'de Selanik'te 3. Ordu Komutanlığına atandı. Bu görevi sırasında tanıştığı Mustafa Kemal'le dostlukları ömür boyu devam etti. Behiç Bey bu arada 12 Şubat 1902’de Midilli Mutasarrıfı Reşit Paşa’nın kızı Behiye Hanım ile evlendi. Bu evlilikten Reşide (1902) adında bir kız; Necit (1903) ve Vecih (1904) adında iki oğul sahibi olmuştur. İstanbul-Selanik İltisak Demiryolu müfettişliği 1904'ten sonra kurmay yüzbaşı olarak Selanik-İstanbul demiryolu muhafız kuvvetleri müfettişliği yaptı. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra 31 Mart İsyanı patlak verdiğinde ayaklanmayı bastırmak üzere İstanbul'a giden Hareket Ordusu'nda yer aldı. 1910 yılında Selanik-İstanbul hattında yeni kurulmuş olan askeri komiserliğe atandı. 1912 yılında Balkan Savaşı'nda Yunanlara esir düştü. Kurtulduktan sonra Erkânı Harbiye'de görev aldı ve demiryollarının ordu hizmetinde çalıştırılmasını sağladı. I. Dünya Savaşı sırasında demiryolu kuruluşu ve işletmesi konularında deneyimlerini aktardığı "Demiryollarının Askerlik Açısından Tarihi, Kullanımı ve Teşkilatı" isimli kitabını yayınladı. I. Dünya Savaşı'nda bulunduğu görevler küçükresim|upright=1.18|Behiç Bey Çanakkale Savaşları sürecinde Miralay Behiç Bey'in savaşın kazanılmasında büyük payı oldu. Cepheye asker ve mühimmat sevkiyatını düzenli bir şekilde yapmayı başarmış olan komutandır. Bu sebepten dolayı Çanakkale'yi savunan Türk Kuvvetleri'nin Komutanı Mareşal Liman von Sanders, Alman İmparatoru'na Behiç Bey'in Alman Devleti'nin en üstün mertebedeki nişanı olan "1. dereceden Demir Haç Madalyası" ile onurlandırılmasını teklif etmiş ve bu öneri Alman İmparatoru tarafından kabul edilerek, 29 Mart 1918 günü Behiç Bey'e daha önce 2. dereceden verilmiş olan Demir Haç Madalyası'nın bu defa 1. dereceden olanı verilmiştir. Çanakkale Harbi'nde görev alan tüm Osmanlı Ordusu Subaylarına Almanlar İkinci Derece Demir Haç Madalyası verirken sadece Behiç Erkin ve Mustafa Kemal Birinci Derece Demi Haç Madalyası ile onurlandırılmıştır. 1918 senesinde Azerbaycan'ın ilk düzenli ordusunu kurmakla görevlendirilen Behiç Bey, askeri polis ve jandarma teşkilatını kurmak için 19 Temmuz-28 Ağustos 1918 tarihleri arasında Gence’ye gönderildi. 3 Ağustos 1918 günü Behiç Bey’in hazırladığı Azerbaycan Jandarma Teşkilatı Kararnamesi, hiçbir değişime uğramaksızın Azerbaycan Hükûmet Başkanı Fethali Han Hoyski ve Harbiye Nezareti Başvekili İsmail Han Zeyyad Hanuf tarafından Behiç Bey’in de katılımı ile imzalandı. Behiç Bey’in başından imzalanmasına kadar hazırlayıp neticelendirdiği bu teşkilat Bakü’nün idaresini Lenin tarafından atanan Ermeni Komiser Şaumyan’ın başında bulunduğu Kızıl İdare’den kurtararak, şehrin Azeri Türkler tarafından alınmasını sağlamıştır. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'nün işgalden kurtulmasında başrol oynayan Behiç Beyin bu başarısı maalesef çok az bilinir. 15 Eylül 1918 senesinde Bakü’deki idare, bu jandarma teşkilatı tarafından alınmasından sonra, teşkilatın karargâhı Bakü’ye taşındı. Ateşkes antlaşması imzalandığından İstanbul'a dönmek zorunda kalmıştır. Devlet Demiryolları Müdürlüğü Behiç Bey, Mustafa Kemal'in tarihte "Beyaz Subaylar Listesi" olarak bilinen ve Başkumandanın Anadolu'ya geçmesini istediği subayların listesini Behiç Beye gönderdiğini anlayan Damat Ferit Hükûmeti'nin hakkında idam kararı çıkarması üzerine işgalci İngilizler tarafından arandığı sırada, Millî Mücadele Hareketi'ne katılmak üzere Anadolu'ya geçti; Türk Kurtuluş Savaşı'nın da en önemli kahramanlarından birisi oldu. 5 Temmuz 1920'de Ankara'ya vardı. Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa kendisine ikinci başkanlık, Nafia Vekili (Bayındırlık Bakanı) İsmail Fazıl Paşa ise Anadolu Şimendiferleri İşletme Müdürlüğü teklif etti. Mustafa Kemal'in yönlendirmesiyle ikinci teklifi kabul ederek demiryollarının başına geçti. Osmanlı Devleti döneminde demiryolları konusundaki tek eseri yazmış olması, 1903 senesinden başlayarak Şimendifer Hat Komiserliği ve İkmal Şube Müdür Yardımcılığı gibi tecrübelere sahip olmasından, ama hepsinden önemlisi Çanakkale Harbi'nin tüm cephe sevkiyatlarını planlayan ve başarı ile uygulayan komutan olmasından dolayı Kurtuluş Savaşı'nın tüm cephelere asker, silah ve erzak sağlama görevine uygun görülmüştü. Mustafa Kemal'in "Ben cephelerde ne yapılacağını biliyorum, ama ordumuzun cephelere süratle nasıl sevk edileceğini bilmiyorum, bu şimendiferlerin işin ehli biri tarafından idare edilmesi ile mümkün olabilir, buna ancak siz muvaffak olabilirsiniz, siz şimendiferlerle cephelere askerleri sevk edin ki, ben de cephelerde muvaffak olabileyim" diyen sözleri üzerine görevi üstlenen Behiç Bey, tek bir şart öne sürmüştü: "İşine kimsenin karışmaması". Bu şartı Mustafa Kemal tarafından kabul edildi. Behiç Bey, demiryollarının kesiştiği yer olan Eskişehir'e bir üs kurdu ve savaş boyunca derme çatma trenlerle cepheye asker, cephane, malzeme nakletti; ray döşetti; gerektiğinde ray ve vagonlardan çelik söktürüp kılıç yaptırdı.küçükresim|upright=1.19|18 Şubat 1926 tarihli Servet-i Fünun dergisinde Behiç Bey Behiç Erkin'in Türk Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasındaki en önemli pay sahibi komutanların başında yer almasını, kendisine Büyük Taarruz başladığı dakika Ankara'dan Nafıa Vekaleti'nden gelen şu telgraf en iyi şekilde açıklar: "İşbu dakikadan itibaren bütün millet fedakâr şimendifercilerimizi Allah'tan sonra kahraman ordumuzun yegâne muin-i zaferi olarak görmektedir". Behiç Bey, Kurtuluş Savaşı'ndaki önemli rolü ve başarılarından dolayı hem "T.B.M.M. Özel Takdirnamesi" hem de "İstiklal Madalyası" ile onurlandırılmıştır. Türkiye'de demiryollarının kurucusu sayılan Behiç Erkin birçok kaynakta "Demiryollarının Babası", "Türk Demiryolculuğu Sektörünün Babası" şeklinde anılır. 1920 Temmuzundan itibaren başladığı ve 6 yıl sürdürdüğü Genel Müdürlük dönemi, Bayındırlık Bakanı olması ile sona erdi. Bayındırlık bakanlığı sol|küçükresim|Bayındırlık Bakanı Behiç Erkin 1926-1928 yıllarında Nafıa Vekili (Bayındırlık Bakanı) olduğu dönemde demiryollarını millileştirilmesi, demiryolları işletme lisanının 50 yıl sonra ilk defa Fransızca'dan Türkçeye çevrilmesi, ilk kamu müzesinin (Demiryolları müzesi) kurması, özerklik kavramını Türkiye'de uygulayan ilk kişi sıfatıyla, daha sonra İstanbul Teknik Üniversitesi adını alacak Mühendis Mektebi'ne özerklik vermesi, üniversite derslerini Türkçeleştirmesi, Millî İstihbarat Teşkilatı'nın fikir babalığını yaparak resmiyet kazandırıp kurulmasını sağlaması ve M.İ.T.'in kurucu kararnamesine Atatürk'le beraber imzasını koyması, Türkiye'de ilk resmi yardımlaşma sandığını, yani Emekli Sandığı'nı kurması gibi birçok önemli ilkin altında Behiç Erkin'in imzası bulunmaktadır. Behiç Bey'in ülkenin demiryolları için yaptığı çalışmalar, 1933 yılında eski arkadaşı ve devrin cumhurbaşkanı Atatürk'ün bir jestiyle ödüllendirilmiştir. Cumhuriyetin 10. yılı kutlamaları için "Onuncu Yıl Marşı" yazılırken, Atatürk, tek bir dizeye müdahale ederek "yurdun her bir tepesinde dumanlar tütüyor" dizesi yerine "demir ağlarla ördük, anayurdu dört baştan" dizesini yazdırmış ve Behiç Bey'e hitaben "sizin emeğiniz bu mısra ile daha iyi dile getiriliyor" demiştir. Soyadı Kanunu çıktığında "Erkin" soyadı Behiç Bey'e 8 Şubat 1935 tarihinde Atatürk tarafından bizzat ve yazılı olarak verildi. Atatürk'ün yakın arkadaşına uygun gördüğü Erkin kelimesinin anlamı şudur: "Her şart altında kendi doğru kararını verebilen, müstakil fikirli" Budapeşte büyükelçiliği Kariyerinin son aşamalarında Behiç Erkin önce Budapeşte Büyükelçiliği yaptı (1928-1939). Onun büyükelçiliği döneminde iki ülke arasında 18 Aralık 1923’te Türkiye – Macaristan Dostluk Antlaşması, 5 Ocak 1929’da Tarafsızlık, Hakemlik ve Uzlaşma Anlaşması imazalandı. Onun Budapeşte’de görev yaptığı sırada eşi Behiye Hanım İstanbul’da öldü (28 Ekim 1934). Soyadı Kanunu’nun çıkmasından sonra Salih Bozok vasıtasıyla Atatürk’ten kendisine bir soyadı vermesini isteyen Behiç Bey, 8 Şubat 1935 tarihli beratla “Erkin” soyadını aldı. Paris büyükelçiliği 1939’da Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Avrupa’daki karışıklığı göz önüne alarak kendisine Almanya ya da Fransa’ya büyükelçilik teklifi sundu. Fransa'yı tercih eden Erkin'in Paris'te göreve başladığı 31 Ağustos 1939 tarihinin ertesi günü Almanya'nın Polonya'yı işgal etmesiyle II. Dünya Savaşı başladı. Birkaç ay sonra görevli bulunduğu Fransa da Nazi işgaline uğramıştı; Yahudilerin işlerinden çıkartıldıkları, paralarına el konulduğu ve toplama kamplarına sevkedildiği günlerde Behiç Bey, Almanların bir yabancıya çok ender verdikleri 1. dereceden Demir Haç madalyasının gücünü kullanarak pek çok hayat kurtarmayı başardı. "Bu kanunları Türk Yahudilerine tatbik edemezsiniz. Çünkü benim ülkemde din, dil ırk ayrımı yoktur. Benim vatandaşlarımın belirli bir kısmına belirli zorunluluklar dayatmak bizim kanunlarımıza aykırıdır” diyerek Naziler'e direnen Behiç Erkin, mesai arkadaşları ile birlikte kendi hayatlarını tehlikeye atarak 20.000'e yakın Türk ve Türk olmayan Yahudi'ye Türk pasaportu vermiş ve hayatlarını kurtarmıştır. Ayrıca pek çok Yahudi için, Bu ev/işyeri bir Türk'e aittir şeklinde belge hazırlatarak toplama kamplarına gitmekten kurtarmış, gönderilenler ise elçilik ve konsolosluğun insanüstü çabalarıyla bir süre sonra tek tek bu kamplardan geri alınmıştır. Yahudi asıllı Fransa eski Başbakanı Léon Blum bile Naziler tarafından toplama kampına atılan oğlu için Behiç Bey'e başvuracak ve Behiç Bey bir Fransa Başbakanı'na bile yardım eli uzatacaktır ve Léon Blum'un oğlunu, arkadaşları ile beraber temerküz kampından kurtarılmasını sağlayacaktır. Fransa eski Başbakanı Léon Blum'un Behiç Bey'e teşekkür mektubunun orijinali, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi içindeki İnkılap Tarihi Müzesi'nde saklanmaktadır. Ayrıca Behiç Erkin’in yardım ettiği insanların toplanarak bütün içtenlikleri ile 1942 senesinde yazdıkları ve bütün aileye “hayır duası” ettikleri mektubun orijinali 1958 senesinde Behiç Erkin tarafından İnkılap Tarihi Enstitüsü Müzesi'ne bağışlanmıştır. 6.000.000 Yahudi soykırıma uğramak üzere bilmedikleri bir istikamette raylar üzerinde trenlerle Auschwitz'e doğru yol alırken, Behiç Erkin üzerlerine ay-yıldız astırttığı, "Büyükelçi'nin vagonları" diye anılan trenlere bindirdiği 20.000'e yakın Yahudi'yi aynı rayların ters istikametinde, hem de Almanya toprakları üzerinden yaşama, yani Türkiye'ye göndermeyi başarmıştı. Behiç Erkin'in insanlık adına Yahudilere yaptığı yardımların haberi Atlantik'in öbür yakasındaki Amerika'ya dahi ulaşmıştı: 17 Haziran 1943 tarihinde Washington Post gazetesinin başlıklarından biri şöyleydi: "Büyükelçi'nin suçlandığı aktivitelere kuvvetli Nazi engellemesi". 1943 yılında emekli olan 31 Temmuz 1943 tarihinde devlet memuriyetine ve diplomasi hayatına veda eden Behiç Erkin’e Fransa’dan ayrılmadan önce 23 Temmuz 1943’te bizzat Fransa Devlet Başkanı Mareşal Petain tarafından Légion d'honneur nişanı verilmiştir. Behiç Erkin'in ve Büyükelçiliğini yaptığı ekibinin II. Dünya Savaşı esnasında Fransa'da binlerce Yahudiyi, kendi yaşamını bile tehlikeye atarak kurtardığı, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından da şu açıklamalar ile ilan edilmiştir: Milletvekilliği Fransa’dan Türkiye’ye 26 Ağustos 1943 tarihinde dönen Behiç Erkin, I. Umum Müfettişliğine tayin edilen Çankırı Milletvekili Avni Doğan’ın yerine İsmet İnönü’nün arzusu üzerine 2 Eylül 1943 tarihinde Çankırı VII. Dönem Milletvekili seçildi. Milletvekilliği 5 Ağustos 1946’da sona erdi. Güney Demiryolları Şirketi Paris’teki Regie Generale Şirketi’nin işlettiği Güney Demiryolları Şirketi’nin Türkiye’deki Meclis İdare Reisliği’ne 29 Mart 1947’de seçildi ve bu görevi 30 Mart 1957 tarihinde şirketin kapatılmasına kadar sürdürdü. Erkin, hayatının sonuna kadar bazı gazetelerde demiryollarıyla ilgili yazılar yazdı ve devamlı olarak demiryollarının durumunu yakından takip etti. Ölümü küçükresim|Anıt mezarı 11 Kasım 1961 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybeden Behiç Erkin, ilk Genel müdürlük görevini aldığı İzmir-İstanbul-Ankara hatlarının birleştiği Eskişehir (Enveriye) istasyonundaki üçgende defnedilmesini vasiyet etmiştir. Ölüm tarihinden bir süre sonra TCDD Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan anıt mezara nakledilerek vasiyeti yerine getirilmiştir. Hakkındaki kitaplar Behiç Erkin'in 61 yıl boyunca tuttuğu toplamı 960 defterden oluşan ve İnkılap Tarihi Müzesi'nde bulunan günlüklerinden torunu Emir Kıvırcık'ın derleyip özetlediği Cepheye Giden Yol isimli kitapta Behiç Erkin'in Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'ndaki lojistik başarıları ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda oynadığı rol anlatılır. Behiç Erkin'in Paris büyükelçiliği sırasında insanlık namına gerçekleştirdiği çabalar, Emir Kıvırcık tarafından Timaş Yayınları'ndan basılan "Büyükelçi" isimli kitapta anlatılmıştır. Bizzat kaleme aldığı anıları ise yayımlanmayı beklemektedir. Behiç Erkin hakkında bir akademik çalışma Prof. Arnold Reisman tarafından yapılmış ve bu çalışma "An Ambassador and a Mensch" isimli kitapta toplanmıştır. Kudüs'te The Hebrew University'den Prof. Yitzchak Kerem ve tarih araştırmacısı/yazarı Andrew Mango kitabın arka kapağına yazdıkları yorumlarla bu akademik çalışmanın değerinin altını çizmişlerdir. Soykırımdan kurtulan biri olan Prof. Reisman'ın, başta Amerikan Dışişleri Bakanlığı arşivleri olmak üzere, birçok resmi devlet arşivinden çıkardığı dokümanları gözler önüne sererek Behiç Erkin'in binlerce kişiyi kurtardığını akademik olarak ispatlamaktadır kitabında. Ayrıca Prof. Reisman'ın "Shoah: Turkey, the Us and the UK" isimli kitabı ile Prof. Stanford Shaw'un "Turkey and the Holocaust" isimli kitabında Behiç Erkin'in soykırıma uğrayan Yahudilere nasıl yardım ettiğine ilişkin bilgi ve belgelerin bulunduğu başka bir akademik çalışması daha vardır. Yad Vaşem Başvurusu İsrail Yad Vaşem Vakfı'nın "Milletler içinde Adil Kişiler" (Righteous Among the Nations) resmi listesine alınması ve İsrail'in en önemli devlet nişanı olan "Uluslararası Dürüst Kişi" nişanının verilmesi için İsrail'deki Türkiyeliler Birliği tarafından 2007 yılında başvuru yapılmıştır. Ancak adı geçen birlik geçen zaman zarfında 2011 senesinde hazırlanan ve hâlâ hayatta kalan, "Turkish Passport" isimli belgeselde hikâyelerini anlatan 20 kadar tanığın hiçbirinin şehadetini alıp Yad Vaşem'e vermediği için, bu sadece bir başvuru olarak kalmıştır. Torunu Emir Kıvırcık, kendisinin madalya peşinde koştuğu dedikodularının tam tersine, aile için en önemli madalyanın İstiklal Madalyası olduğunu ve bugüne kadar Behiç Erkin'in sahip olduğu tüm madalyaların Behiç Erkin'e takdim edildiğini belirterek, hiçbir madalya alma girişimlerinin olmadığını ve bundan sonra da olmayacağının altını çizmektedir. Ayrıca kitabının İngilizcesinde "Dünyada hiçbir şey ailemize hayır duası yazılan bir mektuptan daha değerli olamaz." diyerek, 1942 yılının kasım ayında Behiç Erkin'e Fransa'da soykırım tehlikesi ile yüzleşen ve binlerce Yahudi adına yazıldığı belirterek yazılan, hayır duası ile sonlandırılan mektubun orijinalini koymuştur. Ayrıca bakınız Necdet Kent Namık Kemal Yolga Oskar Schindler Nefes Nefese 1927 Adana Demiryolu Grevi Kaynakça Dış bağlantılar "Paris Büyükelçiliği tarihindeki önemli olaylar", Paris Büyükelçiliği Web Sitesi "27 Ocak 2007 tarihli 27 Ocak Yahudi Soykırımını Anma Günü hk. mesaj", Dışişleri Bakanlığı Resmi web sitesi Notlar Kaynakça Kategori:1876 doğumlular Kategori:İstanbul doğumlu siyasetçiler Kategori:1961 yılında ölenler Kategori:I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı askerleri Kategori:Türk albaylar Kategori:Kırmızı şeritli İstiklâl Madalyası sahipleri Kategori:Légion d'honneur sahipleri Kategori:TBMM 2. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:TBMM 3. dönem İstanbul milletvekilleri Kategori:TBMM 7. dönem Çankırı milletvekilleri Kategori:Holokost'tan Yahudileri kurtaranlar Kategori:Uluslararası Dürüstler Kategori:İstanbul'da ölenler Kategori:Mekteb-i Harbiye'de öğrenim görenler Kategori:Osmanlı karacı subayları Kategori:Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'de öğrenim görenler
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz.

Zevkine göre renk kombinasyonunu belirle

Tam ekran yada dar ekran

Temanızın gövde büyüklüğünü sevkiniz, ihtiyacınıza göre dar yada geniş olarak kulana bilirsiniz.

Izgara yada normal mod

Temanızda forum listeleme yapısını ızgara yapısında yada normal yapıda listemek için kullanabilirsiniz.

Forum arkaplan resimleri

Forum arkaplanlarına eklenmiş olan resimlerinin kontrolü senin elinde, resimleri aç/kapat

Sidebar blogunu kapat/aç

Forumun kalabalığında kurtulmak için sidebar (kenar çubuğunu) açıp/kapatarak gereksiz kalabalıklardan kurtula bilirsiniz.

Yapışkan sidebar kapat/aç

Yapışkan sidebar ile sidebar alanını daha hızlı ve verimli kullanabilirsiniz.

Radius aç/kapat

Blok köşelerinde bulunan kıvrımları kapat/aç bu şekilde tarzını yansıt.

Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Geri